Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ G ] / Güzel bir kız

Güzel bir kız перевод на французский

2,547 параллельный перевод
Çocuk sahibi, ayakları yere basan, inanılmaz eğlenceli ve çok güzel bir kız.
Très belle, réaliste.
- Gerçekten güzel bir kız.
Elle est très belle.
Bir zamanlar samanlıktan düşmeden önce aptalca Amerikan duygularına kapılan inanılmaz güzel bir kız görüyorum.
Une fille absolument superbe qui a déjà charmé un jeune Américain avant de tomber d'une grange à foin.
Hangi aklı başında evli kadın bu kadar güzel bir kızı evine alır?
Quelle femme saine d'esprit engagerait une fille aussi belle sous son toît?
Yanında böyle güzel bir kız olunca.
Tu es avec une très belle fille.
Sizce bekar yetişkin bir erkeğin ilgiye ihtiyaç duyan genç ve güzel bir kızın etrafında olması akıllıca mı?
Est-ce bien prudent de laisser un mâle adulte célibataire en compagnie d'une adolescente qui cherche à attirer l'attention?
Demek istediğim, penisimin güzel bir kızı seçmesine izin verdim, ve neredeyse kesecektim, ve Cherry'yle olan herşey ve o vurma meselesi, hiçbirşey benim elimde değildi.
Je veux dire, j'ai laissé ma queue choisir une jolie fille, et j'ai presque eu la mienne coupée, tu vois, et tout le truc avec Cherry, et le flingue, je veux dire, je pouvais rien faire.
Botoks olmadan önce güzel bir kızdı ve şimdi de çok güzel bir kız.
Elle était jolie avant le Botox et l'est encore maintenant.
Üç yıl önce yeğenim Rachel kayboldu. 14 yaşında, çok güzel bir kız.
Il y a 3 ans, ma nièce, Rachel, a disparu. Une gamine magnifique de 14 ans...
Senin gibi bir mahkumun güzel bir kızın dairesinde ne işi olur?
Que fait un ancien détenu dans le loft d'une jolie fille?
Kafe'de güzel bir kız varmış.
Belle fille, café...
Çok güzel bir kız var, Lonla.
Y a une tant belle fille Lonla
Çok güzel bir kız var.
Y a une tant belle fille
Çok güzel bir kız var,
Il y a une tant belle fille
Çok güzel bir kız var.
Il y a une tant belle fille
Çok güzel bir kız var, Lonla.
Il y a une tant belle fille Lonla
Senin gibi güzel bir kızın bu soğukta dışarıda ne işi var?
Qu'est-ce qu'une belle fille comme toi fait dehors toute seule?
Ne zaman güzel bir kız görsem, Gareth Gates'e * dönüşüyorum.
Faut la jouer cool, tu sais? Fais-la venir à toi. Neg'- la.
Çok sevdiğim, çok güzel bir kız kardeşim vardı. Yaşayan herkesten, belki de Tanrıdan bile güzeldi.
J'avais une magnifique sœur, que j'aimais plus que tout au monde, peut-être même plus que Dieu.
Güzel bir kız.
Elle est magnifique.
Güçlü, parlak, iyi yürekli ve çok güzel bir kızım var. Ve ben onu, kalbimi açmaktaki yetersizliğim yüzünden neredeyse kırıyordum.
J'ai une fille forte, brillante, au grand cœur, si belle, et j'ai failli la briser à cause de mon inaptitude à ouvrir mon cœur.
Sen de benimle gelirsin. Hem belki şu şeytani kız yerine daha güzel bir kızla tanışırsın.
Tu pourrais venir et rencontrer une gentille fille au lieu de cette salope démoniaque.
Böyle güzel bir kız ölürse şansın yaver gider.
Une cible d'autant plus facile. Prends-toi deux minutes pour réfléchir et accepte.
Ve Cleveland Jr.'ın güzel bir kız kardeşi vardı.
Et Cleveland Jr. avait une ravissante soeur.
Çok güzel bir kız.
Elle est belle.
Çok güzel bir kız.
Elle est magnifique.
Gelinle yani. Uzun boylu, çok güzel bir kız.
- Elle est grande, elle est belle.
20'li yaşlarında bir kız Şirin Sarışın Güzel göğüsler.
Une fille dans la vingtaine, mignonne, blonde... gros seins.
Bir kızının olması ne güzel. Sözden anlar, itaatkâr bir kız.
C'est bon d'avoir une fille loyale, compréhensive...
- Sonuç olarak gittim ve bir kızla tanıştım. Güzel, normal bir kız ve sizinle tanıştırmak istiyorum.
Donc, je suis allé à la galerie et j'ai rencontré une fille, gentille, une fille normale, et j'aimerais vous la présenter.
Bunun için milyon dolarlık bir gülüşün sorunu çözecektir,... birkaç da güzel söz söylersin ve ta da kız artık emrine amade.
Parce que les femmes n'ont jamais pu dire non à un Scott. Alors, tu décoches ton sourire de star, Tu dis quelques mots gentils et pfft...
Hem de bana güzel kızım diyip bir gün dünyayı değiştireceğimi söylemişken.
Toi, qui m'appelait "ma jolie", Et qui a dit qu'un jour j'allais changer le monde?
Ona kaç defa güzel bir kız bulup yuva kurmasını söyledim.
On s'échange nos recettes.
Evet güzel, eğlenceli ve aşırı derecede eğri büğrü davranan biri ama bekar bir baba olarak önceliğimi kızıma vermeliyim.
Oui, elle était belle et drôle, et extrêmement souple. Mais en tant que père célibataire, je dois penser d'abord à ma fille.
Güzel kızınızı bir daha rahatsız etmeyeceğiz.
T'as raison.
Çok güzel ve sağlıklı bir kız olacak. Fark etmedim. Cinsiyetini biliyor musunuz?
Et puis, on ne sait pas si c'est la vérité.
Babasının küçük kızının güzel bir arabası olmalı.
La petite fille à papa doit avoir une belle voiture.
Bir senatöre göre genç ve güzel olmanız ne yazık öyle değil mi?
Vous n'êtes pas trop jeune et belle pour être sénatrice?
Güzel bir anlaşma yaptın, büyük şehir kızı.
D'accord avec ton deal, la citadine.
Ama o kültürün, güzel, zeki, eğlenceli ve Amerika'da yaşayan bir kız yarattığını biliyorum. Ve Amerika utancı sallamaz.
Mais je comprends que ça a donné une magnifique, jolie fille intelligente, une fille qui est en Amérique, qui, en passant, est un pays qui se fout complètement de la honte.
Güzel kızıyla gurur duyan bir baba olmak başka bir şey o genç kadının bütün beklentileri aşması başka bir şey.
Être fier d'avoir pour fille, une belle jeune femme, c'est une chose, mais voir que cette jeune femme dépasse toutes les attentes possibles, c'en est une autre.
Sen güzel, zarif, şık bir kadınsın ve yalnız kalman mümkün değil.
Tu es superbe et pleine de classe. Tu ne risques pas de finir seule.
TV yıIdızı mı olacaksın? Çok meşhur olacak, ünlülerle takılacak ve Metro'da resmin çekilecek, gece kulübünde düşecek, bir sürü güzel kadın tarafından şöhretin sayesinde yatağa atılacaksın, ta ki bir gün yanlış bir seçim yapana, cinsel tacizle suçIanıncaya ve sonunda masum bulunup arkadaşların sana artık eski gözle bakmayacak olana kadar.
Tu vas être célèbre, traîner avec des stars, avoir ta photo, bourré, dans Voici, te faire starfucker par des bombes, jusqu'à ce qu'un jour, l'une d'entre elles t'accuse de viol.
Kızın için öğretici, güzel bir an.
Une bonne leçon pour la fillette.
Çok güzel. Bak, kocaman, kırmızı bir çiçek verdi.
Il a une fleur rouge de saumon énorme!
Güzel bir kız.
Elle est très jolie
Kız zeki, güzel bir de koltuk altı olayı var.
Elle est brillante, belle, et ses aisselles...
Şimdi, önerim güzel bir amigo kız seç hamile olan değil tabii ki ve oyun kurucuyu fotoğraf için seç.
A mon avis, vous devriez choisir une jolie pom-pom, mais pas celle enceinte, et le quarterback pour la photo.
Bak... Anlamıyorum... Olağanüstü güzel bir plajdaki olağanüstü güzel bir anı bu sıçtığımın yapmacık zırvalarıyla neden bok ediyorsun gerçekten çok merak ediyorum.
Écoute, je ne comprends pas pourquoi tu voudrais entacher un si beau moment, sur une si belle plage, avec toute cette merde artificielle.
Genç ve güzel kız neden... bir ev dolusu kazak giyen ve insan tuvaleti kullanan kediyle birlikte yalnız ölmüş?
Pourquoi la jolie jeune fille meurt seule entourée de chats habillés, dressés à utiliser les toilettes? Montez sur la table.
Nihayet güzel, pervasız bir kız buldum. Geleceği dert etmiyor.
J'ai enfin trouvé une fille belle et insouciante.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]