Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ I ] / Işte orası

Işte orası перевод на французский

387 параллельный перевод
Saklandığı yer işte orası, tam orası.
C'est là qu'il se cache.
İşaret ettiğim yere, işte orası!
C'est bon, voilà!
Orası tutuldu, işte orası. Tam orası.
C'est tendu, là.
Evet işte orası.
Nous y voilà.
Tabii, işte orası.
Elle est là.
- Evet. Barbara'yı elinde bulundurdukları yer işte orası.
C'est l'endroit où ils ont emmené Barbara!
Bak işte orası biraz şüpheli.
Une distinction dont je me passerais volontiers.
Ve dedi ki... "Mezarlık, işte orası!"
Et il m'a dit : "Au cimetière."
- "Tanrım, evet Frank, işte orası."
- "Là, Frank, oui." - Je m'en souviens.
Oh, işte orası.
Ah, juste là. Oui, juste là.
Holmes, işte orası!
Holmes! Là-bas!
- Orası yalan işte!
Mensonge!
İşte orası.
C'est là.
Orası... Bir yer işte.
C'est un endroit.
İşte orası.
Là.
İşte orası!
Ils sont là!
Bu saf yapının tam zıttı olan Ambersonların ihtişamı, bir cenazedeki bando kadar dikkat çekiyordu. İşte orası!
Sur ce fond de décor, la splendeur des Amberson détonnait comme une fanfare à un enterrement.
Eve giden yol. İşte orası.
Ça doit ëtre la voie du retour.
İşte orası, şoför bey. Burada dur.
Arrête-toi là.
Orası muallak işte.
Oui... c'est pas moi qui décide.
Sizden ayrılacağım yer de işte tam orası olacak Bay Nordley. Hepinizden.
Et là, Mme Nordley, je vous quitte mes chéris.
İşte, tam orası...
Tu peux arrêter.
- İşte orası.
- Exactement.
- İşte orası.
- Oh, oui, là.
İşte orası.
Voilà les casernes.
İşte orası!
Arrêtez...
İşte orası hayatım.
- Voila, ma chérie.
Ama şu tünel, işte onu yakalayacağımız yer orası.
Mais la tanière, nous allons nous en occuper, et sérieusement.
- İşte orası.
- C'est ça.
İşte orası...
Laisse-le.
İşte orası.
- Le voilà.
Bir de helikopter pistinde uçan daireler var. İşte orası Daleklerin, tutsakları dönüştürdüğü yer.
Rien d'autre de ce côté, à part ce que je pense être un robinet à gaz.
Gina nerede? Nerede mi? Sokaklarda, işte olduğu yer orası.
- Elle traîne dans la rue.
- işte gideceğim yer orası.
Vous ne pouvez pas partir.
İşte orası, her perşembe tuzlu domuz eti ve mercimek servisleri var.
À ce petit bistrot-là, ils font du... du petit salé aux lentilles tous les jeudis.
İşte orası, devam et!
- Le voilà. Vas-y.
- Ah, işte bu. - Tabii ya, orası bizim olduğumuz yer.
- Oh, c'est ça bien sûr, c'est l'endroit où nous sommes.
- İşte orası.
- C'est cela.
Şuradaki binaları görüyor musun? İşte onları öldürdükleri yer orası. Kafalarını kocaman bir balyozla eziyorlar!
C'est là qu'ils leur éclataient la tête à coups de massue.
İşte orası.
Oui, ici.
İşte orası!
La voilà!
İşte orası John.
Regarde, c'est lá.
İşte orası, harika.
Ça fait du bien.
İşte orası.
Voilà, c'est là!
İşte orası olmalı!
Ça doit être là.
- Koç, tam anlamıyla dünyanın tepesindeyim ki orası da Gronland gibi kasvetli bir yer işte.
- Coach, je suis au septième ciel. Et ça pue, là-haut.
- İşte orası.
- C'est là-bas.
İşte orası, bebek.
Ooh, voilà c'est là.
İşte orası.
Juste à cet endroit.
Dananın kuyruğunun koptuğu yer orası işte.
C'est ce qui donne la chair de poule.
İşte orası.
Plus fort!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]