Mã перевод на французский
531 параллельный перевод
Bak, büyümüşsün, dostum! - Oh, bilirsin.
Sa mà ¨ re à © tait partie à La messe.
Geldiğin iyi oldu. - Ben biraz kaslarımı geliştireceğim.
Mais sa mà ¨ re avait dà " oublier son sac ou un truc, parce qu'elle est revenue.
Dostum, burda kalmak istiyorsan, birtakım kurallara uymak zorundasın. Benim sıgaramı içmek yok. Benim İçkimi içerken yakalamayım seni.
La porte s'est ouverte et sa mà ¨ re est apparue.
Günlük işler.
Non, à La mà ¨ re.
- Sana tatlı bir kızla düzüştüğümü anlatmayacam? - Uh-uh. Nasıl tatlı?
Je crois que même si on est Libres, on est encore esclaves dans nos têtes.
Anneciğin ona sahip olacak.
Salut, Grand-mà ¨ re.
İçeri gel.
Ma mà ¨ re dit Les mêmes conneries.
Hâla bir sürtük gibi vuruyorsun, o... çocuğu.
Mà © mà ©, touche pas à mes affaires ou je te bute. Va te faire foutre, nà © gro. Il n'y a pas de champs de pavot.
Sosyal görevliler burada olacak ve ben durmadan seni kurtarıyorum onlardan.
Mon Dieu. La mà ¨ re de La Mecque devant mes yeux.
- Evet! Elbette. - Hadi.
Même dehors, il vivait comme s'il y à © tait encore.
Oh, ho! Snap. Hayır, küçük adam.
Elle mà © rite pas que tu retournes en taule.
Bunlar ne kadar?
- Tranquille, Grand-mà ¨ re?
Vay, be. Naber, Buyukanne?
- Allez-y, Grand-mà ¨ re.
# Heryerine dokunacağım onun dokunmayacağı #
J'ai sept mà mes. Je sais de quoi je parle.
- Evet.
Vous avez dà © jà baisà © une pà © tasse qui a eu trois ou quatre mà mes?
Hey, naber, deli? Hey, kardeşim! Nasıl hissediyorsun?
Les mà © decins disent que je remarcherai jamais.
Benim istediğimde bu! Görüyorum, Seni düşünmek istemiyorum, Ben bir ucubeyim yada onun gibi birşey,
Quand t'es avec moi, je veux que tu te dà © tendes et que tu sois toi-même.
Güzel! İşte benim adamım! İşte benim adamım!
Et pense même pas à trouver un travail.
Oh, Küllüğüm! Dinle, kardeşim, dinle!
Ouais, oà ¹ est-ce que je trouverai un autre pigeon pour s'occuper de mes mà mes?
Ve büyükannem, Şey, hâla büyükannem.
Grand-mà ¨ re est toujours Grand-mà ¨ re.
Peki sen farkındamısın, gitmen için 5 günden daha az bir zaman kaldı?
Tu te rends compte que nous avons moins de cinq jours jusqu'à ce que tu doive dà © mà © nager?
Hadi ama, biz sigara bile içmiyoruz.
Attends, nous ne fumons même pas.
Tanrım, büyükannen gerçekten haklı.
Mon Dieu, calme-toi. ta grand-mà ¨ re a raison.
Nakliyeciler gelene kadar paketle onları.
N'attends pas que les dà © mà © nageurs viennent.
Hala taşınıyoruz.
Nous dà © mà © nageons quand meme.
ve ikimizden biri onunla evlendiği zaman mutlu olacağız ve asla birbirimizi kıskanmayacağız, öyle değilmi?
Et nous serons si heureuses que l'une d'entre nous l'ait eu, que nous ne seront même pas jalouses, tu sais?
Kasırga tanrıları, yıldırımlar, şimşekleri ve görkemli dalgaları yaratanlar... Annemin Avustralya'ya taşınmak istemesini engellemek için kullan güçlerini.
O dieux des ouragans, maitres du tonnerre et de la foudre et des vagues majestueuses... usez de votre pouvoir pour empecher ma mà ¨ re de me faire dà © mà © nager en Australie.
... lütfen güçlerinizi annemi tutmak için kullanın... Yanlış yolda olduğunu görmesini sağlayın... ve Baybridge'te kalmamızı sağlayın..!
... s'il vous plaà ® t usez de vos pouvoirs pour empecher ma mà ¨ re... et lui faire realiser son erreur et gardez-nous à Baybridge.!
Ne olduğunu söyleyemem ama yemin ederim ki bana bakıyordu!
à § a ressemblait Ã... Je ne peux même pas le dire, mais je te jure, à § a me regardait avec ses yeux!
Her gün onu iki kere deniz anası ve yosunla cilalıyorum.
Je la frotte avec du varech et des mà © duses deux fois par jour. Hm.
- Bir kaç oğlan bile...
- Voire même quelques garà § ons.
- Annem gibi.
- Comme ma mà ¨ re.
Bunları annem topluyor.
Ma mà ¨ re collectionne t ce genre de choses.
Anne ne iş yapıyor?
Qu'est-ce que ta mà ¨ re fait?
Burasının onun caddesi olduğunu hatırlamıyormuş gibi.
Oui, comme si tu avais même totalement oublià © que c'à © tait sa rue.
Burasının senin sokağın olduğu hiç aklımıza gelmedi.
Nous n'avions même pas rà © alisà © que c'à © tait ta rue.
Taş. Dikkat et.
MÃ © fiez-vous.
Dikkat et.
MÃ © fiez-vous.
Bir şey olduğunu zannediyor çünkü babası hava durumu sunucusu.
Elle pense qu'elle est le top du top parce que son pà ¨ re fait la mà © tà © o.
Babası havayı değiştirebiliyormu?
Son pà ¨ re peut faire mà © tà © o?
Ve seni çarşamba günü Cumartesi için ararsa, meşgulsün, diğer günler boş?
Et s'il appelle mercredi pour le samedi, tu doit être dà © ja prise, même si tu es libre?
Kendine çok güveniyorsun.
Tu es si sà " re de toi-même.
Aşkı bir zamanlar görmüştüm, ama sende benim gördüğüm gibi gördüysen bilirsin, aynı şeyleri hissetmişsindir.
Eh bien, je n'ai vu l'amour de prà ¨ s qu'une fois, mais si tu l'avais vu comme moi, tu ressentirais la même chose.
Büyükanneler takımına dönmüşsünüz.
Vous ressemblez à une brigade de grand-mà ¨ res, les filles.
Taşınıyorum.
Je dà © mà © nage.
Burda yaşamanın en güzel yanını size söyleyeceğim.
Ma mà ¨ re s'occupe de moi.
- Kızın mı? - Yok ya... anasını diyoruz.
Viens embrasser Grand-mà ¨ re.
- İyi olmak için babanın yanında mı kalıyorsun? - Evet.
Ma mà ¨ re dit qu'il est temps que je sois un homme.
Oradan uzak dur! .
C'est Le flingue avec lequel ma mà ¨ re a butà © mon pà ¨ re.
# Bebeğim, yapmak istiyorum #
T'es qu'un mà me.
Çok kötüsün.
T'es sà " r qu'on peut Le faire? Sois toi-même.