Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ N ] / Ne yapardınız

Ne yapardınız перевод на французский

378 параллельный перевод
Saygıdeğer rahibe, donunuz düşmüş olsa ya siz ne yapardınız?
"Révérende Mère, qu'auriez-vous fait..." "... si votre culotte était tombée? "
Elbette dedektif olarak iyi para kazanabilirim. Beni asıl düşündüren sen ve Nickie ne yapardınız?
Je gagnerais ma vie comme détective mais vous vivriez de quoi Nickie et toi?
Öncelikle şunu söyleyin... bir adamı cinayetle suçlamak isterken... çok sağlam tanıkları olsaydı ne yapardınız?
D'abord si vous jugiez un meurtrier présumé et qu'il ait un alibi en béton, qu'est-ce qui se passerait?
- ne yapardınız?
- on ferait quoi?
Bu soğuk, zalim dünyada yapayalnız kalsaydınız siz ne yapardınız?
Ça vous aurait plu d'être abandonnés, seuls, dans ce monde froid, cruel, impitoyable?
Siz ne yapardınız, Bay Hull?
Que feriez-vous à ma place?
Genellikle ne yapardınız?
- Que faisiez-vous, au juste?
En iyi arkadaşınızı bir hücreye kapatıp zalimce dövseler siz ne yapardınız?
Que feriez vous... si un ami cher... était enchainé dans une cage... et brutalement frappé avec un bâton?
Siz olsanız ne yapardınız?
Vous savez ce qui vous rend comme ça?
Kendinize adam diyorsanız, ne yapardınız görmek isterdim.
Qu'auriez-vous fait, vous, des hommes?
Siz olsanız ne yapardınız?
Que feriez-vous?
Benim yerimde olsanız ne yapardınız?
Que feriez-vous à ma place?
Siz olsaydınız, ne yapardınız?
Que feriez-vous?
Pekala, diyelim ki öldüreni biliyorum, ne yapardınız.
Et si je vous dis qui l'a tué, que ferez-vous?
O zaman ne yapardınız Bayan Miller?
Alors que feriez-vous?
Eğer Almanya'da bir roket projesi olasılığını kabul etseydik ki etmiyoruz, ne yapardınız?
Si nous admettions, ce qui n'est pas le cas, la possibilité d'un projet de fusées en Allemagne, que feriez-vous?
Bilemiyorum Senyor. Ben olmasam ne yapardınız?
Je me demande ce que vous feriez sans moi.
Siz ne yapardınız?
Que feriez-vous?
Söyleyin, ne yapardınız?
Dites-moi, que feriez-vous?
Bayan Moneypenny, bensiz ne yapardınız?
Mlle Moneypenny, que feriez-vous sans moi?
- Bilseydiniz ne yapardınız?
Si vous le saviez, qu'est ce que vous feriez?
Çocuklarınızdan biri mahkemede karşınıza çıksa ne yapardınız?
Et si un de vos enfants comparaissait ici?
Lord Itakura, tüm bir eyaletin kontrolü sizde olsa ne yapardınız?
Dans ce cas, je pense que vous auriez là une occasion en or de destituer le suzerain de ce clan et de récupérer son fief.
Benim yerimde olsaydınız ne yapardınız?
Qu'est-ce que vous feriez à ma place?
Özgürlüğünüzü yeniden kazanacak olsanız, ne yapardınız?
Si vous retrouviez la liberté, qu'en feriez-vous?
Bayan, yarın ölceğinizi bilseydiniz Ne yapardınız?
Mademoiselle, si vous deviez mourir demain, que feriez-vous aujourd'hui?
Biliyorum aptalca gelecek ama bir insanı komaya sokmak isteseniz, ne yapardınız?
Ça a l'air idiot, mais pour mettre un patient dans le coma, que faut-il faire?
Her birinin tekliğini iddia ettiği tanrılarla karşılaşsanız ne yapardınız?
Que faire quand il existe différents dieux... qui revendiquent le même territoire?
Onların yerinde olsaydınız ne yapardınız? - Evet ama...
A leur place, qu'auriez-vous fait?
Siz ne yapardınız?
Que feriez-vous dans cette situation?
Siz ne yapardınız?
Lieutenant... Que feriez-vous dans cette situation?
Sekreterim olsaydınız ne yapardınız?
- Pareil.
Siz olmasaydınız ne yapardım bilmem.
Qu'aurais-je fait sans vous?
Siz olmasaydınız ne yapardım bilmiyorum.
Qu'aurais-je fait sans vous?
Gus, memnuniyetle yapardım ama doğrusunu istersen buna hakkımız yok.
Allons Gus, je ne dis pas que ça ne me ferait pas plaisir... -... mais nous n'avons pas le droit.
Daha uzun kalsaydınız ne yapardık bilmiyorum.
Vous nous avez manqué. Qu'allions-nous devenir?
Biri gelir de seni bırakmak zorunda kalırsam ve bir daha birbirimizi görme şansımız olmasa ne yapardın?
Qu'est-ce que tu ferais si j'étais obligé de te quitter, et que peut-être on ne puisse plus se revoir?
Albay John, siz olmasaydınız, ne yapardım bilemiyorum.
Qu'aurais-je fait sans vous?
Sen ne yapardın, onu çölün ortasında yalnız mı bırakırdın?
Quoi, tu l'aurais abandonnée au milieu du désert?
Yerimde olsaydınız siz ne yapardınız?
Que feriez-vous, à ma place?
Dostlarım! Dostlarım, siz olmasaydınız ne yapardım ben?
Mes chers amis, que ferais-je sans vous?
Setsuko da Bay Mikami'nin kızı gibi evden kaçsa ben ne yapardım.
Je n'aurais pas su quoi faire si Setsuko avait agi comme la fille de Mikami.
Sizin ülkenizde ona ne yapardınız?
Que feriez-vous de lui dans ton pays?
Vatanınızda ne yapardınız?
Que faisiez-vous avant de vous battre?
Söyle bana. Adam bugün kızı kaçırıyor. Sen olsan ne yapardın?
Dis-moi Fisicato, si quelqu'un enlevait la fille, tu ferais quoi?
Roney, Dünyamızın sonu gelmiş olsaydı diyelimki iklim değişikliği yüzünden, bu durumda ne yapardık?
Si on découvrait que la Terre est condamnée, qu'est-ce qu'on ferait?
- Kızlar uyuduktan sonra ne yapardım biliyor musunuz? Sizin odanıza gider, dolabınızı açar elbiselerinize dokunurdum.
- Une fois les filles couchées... j'allais dans votre chambre pour toucher vos vêtements.
Hiç birimiz onların şu anda, ne durumda olduklarını bilmiyoruz. Bir kolumuzdan yoksun olmamız, Hocalarımızın hayatını kurtaracaksa öğrencileri olarak, hepimiz, bunu, seve seve yapardık.
Personne ne sait ce qui a pu se passer mais si mon père meurt parce que je refuse de m'amputer, je ne me le pardonnerai jamais.
Tanrıya şükür'ki size rastladım eğer siz olmasaydınız, bu ücra köşede, ne yapardım bilemiyorum.
Je ne sais où vous allez. Pourrais-je cheminer avec vous?
Çocuklar, bensiz ne yapardınız acaba?
C'est le roulis.
Canınız ne isterse onu yapardınız.
On faisait ce qu'on voulait, là-bas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]