Ne yazıyordu перевод на французский
372 параллельный перевод
Notta ne yazıyordu?
Que dit la note?
O hattan giden ilk telgrafta ne yazıyordu biliyor musunuz?
Savez-vous ce que disait le premier message envoyé par télégramme?
Gazetelerde ne yazıyordu?
10 millions? Combien dit la presse?
Ne yazıyordu mektupta?
Que disait la lettre?
Ne yazıyordu?
Que dit la lettre?
İncil'de ne yazıyordu?
Que dit la Bible?
Neden? Mektupta ne yazıyordu?
Tu ne veux pas me le dire?
- Ne imzaladın? Ne yazıyordu?
- Qu'est-ce que tu as signé?
Ne yazıyordu?
Et alors?
" Sordum o tatlı kıza orada ne yazıyordu
" Qu'y a-t-il d'écrit là, sœur aimée?
- Ne yazıyordu?
- Que disait-elle?
- Ne yazıyordu?
- Que m'y disiez-vous?
- Randevu defterinde ne yazıyordu?
Que contenait le carnet de rendez-vous?
Ne yazıyordu?
Et qu'était-il écrit dessus?
Dövizinde ne yazıyordu?
Qu'avais-tu inscrit sur ta pancarte?
Dünya yok olduğunda uzay gemisinin tarih göstergesinde ne yazıyordu?
Quelle date indiquait l'horloge du vaisseau après la destruction de la Terre?
- Ne kağıdı? - Ne yazıyordu ki?
Quelle feuille?
Mektupta ne yazıyordu?
Qui êtes-vous?
Tanrı bilir ne yazıyordu.
Dieu sait ce qu'il disait.
Ne yazıyordu? Neydi?
Qu'est-ce que c'était?
- Ne yazıyordu? "Değerli eşyaların riskte" gibisinde bir şey yazıyordu. Cüzdanımda olacaktı, göstereyim.
"Vos richesses sont menacées." C'est dans mon portefeuille.
Öyle mi? Ne yazıyordu?
Que disait le message?
Ne yazıyordu?
Quel en était le contenu?
Kartta ne yazıyordu?
Tu avais écrit quoi?
Ne yazıyordu?
Qu'y avait-il de marqué?
Ne yazıyordu?
Qu'y avait-il écrit?
Herald'da başka ne yazıyordu?
Que dit le Herald?
- Ne yazıyordu?
- Qu'est-ce qu'elle disait?
Ne yazıyordu?
Ça disait quoi?
Notta ne yazıyordu?
Que disait ce mot?
Her neyse. Ne yazıyordu? Kahretsin.
Enfin, bref... ça disait quoi, déjà, merde?
Ne yazıyordu?
Ça dit quoi?
Ne yazıyordu?
Qu'a-t-il écrit?
- Ne yazıyordu?
De rien... et de tout.
İnsanların ne kadar çok yürürse o kadar sağlıklı olacağı yazıyordu. Yürümenin, insanların yanaklarını pembeleştirdiği yazıyordu.
"Marchez et vos joues seront comme des pétales de rose".
Ne yazıyordu?
Qu'est-ce que c'était?
Bir hafta kadar sonra bir not geçti elime. Mektubu geri almak için ne yapmam gerektiği yazıyordu. Evet.
Puis, j'ai reçu un mot me donnant des instructions pour la récupérer.
İlk öğrendiğim, Paris'teki klinikten gelen bir telgraf vardı "Yeğeniniz aklını kaçırdı. Ne yapalım?" yazıyordu.
Je l'ai appris par un câble d'une clinique de Paris... disant : "Votre nièce a perdu la raison, que faire?"
Benim hakkında insanların bilmesini istemediğim şeyler yazıyordu.
Il y était écrit des choses que je ne voulais pas rendre publiques.
Ne yazık ki, Marketa bunu ciddiye alıyordu.. ... ve her türlü bedensel arzuyu reddediyordu.
Markéta prenait malheureusement les poèmes au sérieux et n'admettait pas le désir.
Bir sağlık dergisinde yazıyordu sinir hücreleri asla yenilenmiyormuş.
Le journal de la Santé, il dit : "les cellules nerveuses ne se régénèrent pas."
- "DUR" yazıyordu.
Il y avait écrit, "Ne traversez pas". Oui, c'est cassé.
Charles'ı sevdiğini yazıyordu. Onsuz yaşayamazdı ama onun iyiliği için onunla evlenmemeliydi.
Elle disait aimer Charles, ne pas pouvoir vivre sans lui.
Evet, güzeldi de. Şu helkopter atışında yer alıyordu. Ne yazık.
Oui, il était dans un hélicoptère et il y avait une fusillade.
Senaryoyu yazıyordu ve gerçekten gelmek istemedi. Ama o lokasyona gelmesi için onu ciddi derecede ikna ettim.
Il écrivait et ne voulait pas venir, mais j'ai vraiment insisté pour qu'il revienne là-bas.
Yanılıyorsam beni düzelt ama anlaşmamızda köpeği geri alabileceğim yazıyordu.
Si je ne me trompe, il était convenu que je le rachèterais.
- Ne? Gazetede marangoz aradığınız yazıyordu.
J ´ ai lu l ´ annonce, et me voilà.
Ağabeyimin karısının iki kış önce öldüğü yazıyordu.
Yaoshi ne reviendra pas.
Michel Montaigne, boynuna "Ne biliyorum?" yazılı... - bir madalyon takıyordu. - Herb Stempel...
Montaigne... portait un médaillon sur lequel était écrit : "Que sais-je?"
Resmen tanıştırılmadık, ama adınız bordromda yazıyordu.
On ne s'est pas rencontrés, mais votre nom est sur mon contrat.
Ama iş akdimin neresinde üç yıl boyunca kahvaltıda aynı şeyleri yiyeceğim yazıyordu acaba?
Mais mon contrat ne disait pas... qu'on me servirait la même chose au petit-déjeuner pendant trois ans!
yazıyordu 71
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
ne yapacaksın 1355
ne yaptın 710
ne yapıyorsunuz 1080
ne yapıyorsun burda 17
ne yapmak istiyorsun 234
ne yapıyorsun ya 16
ne yani 731
ne yapacağız 1293
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411
ne yapıyorsun orada 124
ne yapabilirim 379
ne yapayım 319
ne yapmam gerekiyor 155
ne yazık 321
ne yazık ki öyle 24
ne yapıyorsunuz siz 45
ne yazık ki 622
ne yapıyorsun sen 411