Nis перевод на французский
116 параллельный перевод
Nis şehrinde.
A Nice.
Gelmeseydim, Nis'i görememiş mi olacaktın?
Et si je n'etais pas venue, tu n'aurais jamais vu Nice?
Nis'de görüsmüstük.
- On s'est vus à Nice, avec lui.
Üç hafta önce Nis'te tanistik.
- Non. Je l'ai rencontré à Nice il y a trois semaines.
Sizinle benim görülecek hesabımız kalmadı.
Vous et moi sommes finis.
Kafayı iyice takmışsın, sen?
Tu t'es nis ça en tête, hein?
ko-yaa-nis-qatsi ( Hopi dilinden ), i.
ko.yaa.nis.qatsi ( de la langue Hopi ), nom.
Ve o harika adam derin suların tanrısı bana yardım etti...
Cet Ado { y : i } nis des pro { y : i } fo { y : i } ndeurs...
Is-to ko-hee-nis. Hayır. Teşekkür ederim.
Non... merci.
SD-5 geçen ay, Triad'ın Fransa, Nis'teki Ar-Ge laboratuarlarına bir keşif operasyonu düzenledi.
SD-5 a envoyé une équipe dans un labo de la Triade à Nice, en France.
- Nis'e gidiyor.
Il est parti.
İki giriş de Nis kaynaklı.
Les deux attaques venaient de Nice.
Şili Komunist Gençliği!
C! Jeu-nes-ses Com-mu-nis-tes du Chili!
Nis'e hafta sonu gezisi için.
C'est pour un week-end à Nice en amoureux.
Seninle seve seve Nis'e giderim, Jason.
J'adorerais aller à Nice avec toi, Jason.
Evet, Nis'de yaşayan yaşlı bir adam satıyordu.
Oui, un vieux monsieur de Nice l'a mis aux enchères.
Erkek arkadaşımın penisinden jöleyi yalarken bir anda "Aman tanrım, anneme benzemeye başladım" diye düşündüm.
Je l chais de la gel e sur le p nis de mon petit-ami, et soudainement... Tout coup j'ai pens : "Mon dieu, je deviens comme ma m re..."
Ben... Küçükken kazayla babamın penisini görmüştüm ve ben... Ben de bir iz bırakmamıştı, sanırım beni etkilememişti.
Quand j' tais... plus petite, j'ai vu le p nis de mon p re par accident, mais j'ai pas t traumatis e, parce que j' tais tellement jeune,
# Kıçında bir delik var Tüm kakanın geldiği # Kıçında bir delik var Penisin girdiği # Vajinana o kadar çok penis girdi ki Girmediği zamanlardan bahsetsen yeridir
Il y a un trou dans ton cul, d'o sort le caca, il y a un trou dans ton cul, o le p nis rentre, ton vagin a tellement de p nis en lui,
# Ülkedeki tüm penisler
Tous les p nis du pays...
# Dünyadaki tüm penisler
Tous les p nis du monde...
# Galaksideki tüm penisler
Tous les p nis de la galaxie...
Bana Nis usulü salata, beyaz soslu.
une salade niçoise, sauce ranch.
Aracı kullanan NCIS ajanı başından vurulmuş.
L'agent du NIS * qui conduisait a reçu une balle en pleine tête. [* NIS : ancien nom du NCIS]
Onu koruması için bir ajan görevlendirilmiş.
Un agent du NIS a été assigné à sa protection.
ABD'ye iadesi istenmiş ama Meksikalı yetkililer onu bulamadıklarını söylemiş.
Le NIS a essayé de l'extrader, mais les autorités mexicaines ont toujours prétendu ne pas le trouver.
O ağustosta Donanma Araştırma Bürosu'na girdi.
Il a rejoint le NIS au mois d'août de la même année.
Ya oradan birini bulsak.
Et ses relations au NIS?
Donanma Araştırma Bürosu'na girebileyim diye.
Donc j'ai pu rejoindre le NIS.
O zamanlar daha çavuşmuş. Beş haftalığına ikmalden, donanma istihbaratına tayin edilmiş.
Il était alors simple quartier-maître 2e classe puis transféré du Service d'Approvisionnement au NIS pour 5 semaines.
Olaya bakan Donanma İstihbarat ajanı kimmiş?
Qui était l'agent du NIS en charge de l'affaire?
Müdür hanım, Donanma İstihbaratı'nın Güneş Işığı Operasyonu isimli dosyasına dikkatinizi çekebilir miyim?
Directeur... Puis-je attirer votre attention sur une affaire du NIS nom de code "Sunburst".
Nis usulü salata yaptım, ton balıklı.
J'ai fait une salade niçoise au thon.
Benim de canım Nis usulü salata çekmişti.
Justement, j'en rêvais.
Ama çıkmaza girince ilham almak için onun milli istihbarat dosyalarına baktım.
J'étais dans une impasse, je suis allé fouiller son dossier NIS *, au cas où.
Eski bir milli istihbarat dosyası.
C'est un vieux numéro de fichier NIS.
Bir ajan hariç herkes cinayeti onun işlediğini düşünmüş.
Tout le monde le disait coupable, sauf un agent du NIS *.
lannraich gu dealrach a-nis.
Lannraich gu dealrach a-nis.
Paris çok şeker, Nis tatlı baldan...
# Paris est joli et Nice est très nice #
Doğru kimse niş'in içndeki falı okumaz.
On n'en trouve pas dans le pain azyme!
Her niş halojenlerle aydınlatılıyor.
Chaque panneau est éclairé par une lampe halogène cachée.
Ya da Yahudi olup da niş yememiş olmak gibi ya da Hintli olup köri yememek gibi.
Ou d'être juif et de n'avoir jamais mangé casher... ou indien sans connaître le curry ou...
- Keskin niş... - Ne?
- A lunette?
Ton balıklı sandviçi zehirlemiş. Ton balıklı ve Nis salatalı sandviç, şef.
Prétendument empoisonnée un sandwich thon salade.
Kısacası, çok niş bir sektör.
En clair, c'est un créneau d'industrie assez spécial.
Koningin Astrid Parkında birçok niş mevcut.
Il y a beaucoup d'alcôves au parc Koningin Astrid.
"Niş" kelimesini kullanır mısın?
Vous utilisez ce mot, "alcôves"?
Niş mi? Evet, bazen.
"Alcôves?" Oui, parfois.
"Niş" in doğru kelime olduğundan emin misin?
Êtes-vous sûr que c'est le mot juste, "alcôves"?
"Niş" in mi, evet.
"Alcôves", oui.
Sana da niş niş diye tutturdu mu?
- Il t'a parlé des alcôves?