Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → французский / [ S ] / Sabah olmuş

Sabah olmuş перевод на французский

167 параллельный перевод
Baksanıza, sabah olmuş bile.
Le jour se lève déjà.
Sabah olmuş!
C'est le matin.
Oyunu bitiriyorum, sabah olmuş.
On arrête! II fait jour.
Girişe mesaj bıraktın mı bilmiyorum, ama vakit doldu. - Sabah olmuş.
Je sais pas si t'as laissé un appel au bureau, mais c'est l'heure.
Şey, geçen gün arka bahçede Bonnie ile oynarken olmuştu birden şiddetli baş ağrısı saplandı ve sonra tek bildiğim yani bir de baktım sabah olmuş.
L'autre jour, par exemple, je jouais avec Bonnie. Et tout à coup, j'ai cru que ma tête éclatait... puis je ne sais plus.
Bu altı adamın öldürüldüğünden sonraki sabah olmuş
Le lendemain du jour où nos hommes ont été tués.
Sabah olmuş!
C'est le jour!
Eee, ilk ikisi sabah olmuş. ve diğer hepsi - 13 tane saydım - onların tümü öğleden sonra ortasında ya da gün sonuna doğru olmuş.
Deux étaient le matin et tous les autres, il y en avait 13, étaient tard dans l'après-midi.
Bana bak, tüm gün yollardaydım ve bu gece eve vardığımda sabah olmuş olacak.
Ca va. J'ai passé la journée dans cette putain de bagnole à faire des va-et-vient et le temps que je rentre chez moi demain, ce sera déjà le matin.
Sabah olmuş.
Il fait jour.
Bu sabah olmuş.
Ça s'est passé ce matin.
Sabah olmuş, seni bulmak için geldim...
Et tout à coup, c'est la matin. Je vous cherchais.
Anladığım kadarıyla bu sabah olmuş.
Ce matin, je suppose.
Sabah olmuş!
Oh la vache, c'est le matin!
Hey, sabah olmuş, ve annemle babam daha eve gelmedi.
C'est le matin, et maman et papa ne sont pas rentrés.
Sabah olmuş.
Doux Jésus, c'est le matin!
Sabah olmuş bile!
Il fait déjà jour!
Sabah olmuş.
C'est le matin.
Balık tutuyorduk, sabah olmuş. - Pek bir şey yakalayamadık.
L'aube s'est levée, on n'avait rien pris.
Oh, evet, Joseph, sabah olmuş.
Oui, Joseph, c'est le matin.
Bu sabah buraya gelmenize gerek yoktu. Özür dilerim. Bir hata olmuş.
On n'aurait pas dû vous faire venir.
Ama Billy, bu olay salı sabahı erkenden olmuş.
Mais, Billy, c'est arrivé mardi matin, très tôt.
Ne olduysa ya dün gece, ya da bu sabah erken saatlerde olmuş.
C'est arrivé cette nuit ou tôt ce matin.
Çavuş sabah kendini er olmuş bulacak.
Un sergent qui va perdre ses galons!
Ne olmuş saat sabahın 11'iyse?
Et après?
Bu sabah uzay gemisine bakmaya gittim... şimdiden 50 metre olmuş.
Ce matin, j'ai vu la navette spatiale! Il monte déjà à 50 mètres...
Elsa bu sabah bana kocasının bir komünist ve casus olduğunu söyledi. Kocasını sevdiği için de Harek'e kuryelik yapmaya razı olmuş.
Elsa m'a dit ce matin que son mari était un communiste et un espion, et que, par amour, elle acceptait de faire la liaison avec Harek.
Her neyse üçüncü günün sabahı onu çözmüşler. O zamana kadar, bacağı iyice kötü olmuş zincirden dolayı.
Bref, le matin du troisième jour, ils l'ont détaché, sauf que la jambe de Willie était tout enflée à cause de la chaîne.
Sabah olmuş.
Va-t'en, Romèo!
Ne? Sabahın altısı mı olmuş?
Quoi, à 6 h du matin?
Chas'in dediğine göre, sabah saatlerinde olmuş.
Chas dit que ça s'est passé ce matin.
Bir sabah uyanıp da "Lanet olsun, üreme organıma bir haller olmuş" denmez.
On ne se réveille pas un matin avec le joyau de famille en panne.
Aldığımız bu notta 10 : 00'da olmuş olabileceğini diyor ama sorgu yargıcı sabah 7 : 00 ile 7 : 30 arasında olduğunu diyor.
Voyez-vous, cette note dit qu'il a pu se produire à 22 h. Le coroner dit qu'il a pu être commis plus tôt, soit vers 19 h ou 19 h 30.
Bir de sabah şöyle bir gelişme olmuş Paul'un eşkaline birebir uyan genç bir adamı Pasifik kıyısı anayolunda okyanusa dalış yapmaya hazırlanırken gören olmuş.
Plutôt classe. Toilettes privées. - Des boutons design.
Evden sabah çıkar akşam dönerdi, solgun ve harap olmuş şekilde.
Il quitte la maison le matin et rentre à la nuit tombée, pâle et abattu.
Tanrım, saat zaten sabah 2 : 30 olmuş.
Mon Dieu, il est presque 2 h 30.
Saldırı, sabah 8 gibi mi olmuş?
Il a été agressé vers 8 heures?
Bu sabah onu ofisinde ziyarete gitmen çok etkili olmuş.
Je dois dire que votre visite à son bureau, ce matin, c'était un coup de maître.
Uydurma. Bu sabah Rene'nin kuzeni ile konuştum. - Tam tersi olmuş.
J'ai vu la cousine de Rene, et elle disait le contraire.
Her enzimin seviyesini ölçerek anladık ki kalp kriziniz bu sabah yaklaşık 4'de olmuş.
En relevant les taux de chacune, on peut établir... que vous avez eu une attaque à environ 4 h, ce matin.
Yüce Tanrım, neredeyse sabah 6 olmuş!
Qui c'est qui est un petit peu chonchon ce soir? Mon Dieu, il est presque 6 heures du matin!
Ve sonra bir sabah, kalktığımda kendimi Leo Drummond olmuş olarak bulacağım.
Mais un matin, je me réveillerais dans la peau d'un Leo Drummond.
Kalp krizi. Bu sabah. Koşarken olmuş.
En courant, ce matin.
Doğu eyaletlerinde bu sabah 27 soygun olmuş.
- dans sept états de l'est, ce matin.
Saat gecenin biri, yani artık "bu akşam" değil "yarın sabah" olmuş durumda.
Mais comme il est près d'une heure on est plus ce soir, on est demain
Sabahın saat 6'sı olmuş, tembel kız, kalk bakalım.
Il est 6 h du matin, paresseuse. Debout!
Sabahın dokuzu olmuş ve kimse beni uyandırmıyor mu?
Il est 9 heures et personne ne m'a réveillé.
Sabah kalktıgında nezleymis boğazı ağrıyormuş ve afedersiniz ishal olmuş o yüzden uçağı kaçırmış.
Il s'est réveillé avec une gorge endolorie... et il a eu un peu de diarrhée et a manqué le vol
Tanrı'nın izniyle yarın sabah Müttefikler yok olmuş olacak.
Et demain matin, si Dieu le veut, l'Alliance n'existera plus.
- Evet, bu sabah bakmaya gidenler olmuş.
- Un couple est passé ce matin.
her sabah dünya seferber olmuş senin için ne yapacak diye düşünerek uyanırsın arkanı kime kollatacağını kıçını kime öptüreceğini düşünerek.
Vous vous réveillez tous les matins, en vous demandant ce que le monde va faire pour vous qui va se pencher en avant, vous lécher le cul pour vous rendre heureux

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]