Çalişiyorsun перевод на французский
144 параллельный перевод
Gayeni beni mutsuz ederek mi anlatmaya çalisiyorsun?
Essaies-tu de m'en convaincre en me rendant malheureuse?
Neden bunu kafama sokmaya çalisiyorsun?
Pourquoi veux-tu me mettre ça dans la tête?
Onu zorla bana kabul ettirmeye mi çalisiyorsun?
Veux-tu me pousser vers elle?
- Yalanci. Örtbas etmeye çalisiyorsun.
- Tu es un menteur!
- Ne yapmaya çalisiyorsun Paddy?
- Pourquoi?
Eski dostun Bubber Reeves'in dönüp dönmedigini ögrenmeye çalisiyorsun.
Tu essaies de voir si ton vieux copain Bubber Reeves est de retour.
Yiyecek almaya çalisiyorsun... ve pislik herifin teki bir satirla üstüne yürüyor.
J'essaie de trouver à manger, et ce salaud me tombe dessus avec un couperet.
Chisum için mi çalisiyorsun? Evet.
Tu travailles pour Chisum?
- Bana ne yapmaya calisiyorsun, kahretsin?
- Qu'est-ce que tu essaies de me faire?
Ne yapmaya çalisiyorsun budala herif?
Qu'est-ce que tu fous, là?
- Sorun çikarmaya mi çalisiyorsun?
- Tu viens nous emmerder?
Bu sefer ne yapmaya çalisiyorsun?
Mais qu'est-ce que ça veut dire, ça encore?
Zekisin ve gönülden çalisiyorsun.
Vous avez l'intelligence, et vous modelez avec votre coeur.
- Neyi kanïtlamaya çalïsïyorsun?
Que veux-tu prouver?
Ukalalik taslamaya mi calisiyorsun?
Tu me prends pour un idiot, ducon?
- Yerimi mi saptamaya çalisiyorsun?
- On essaie de me repérer, Frank?
Benim için çalisiyorsun. Yani, çalisiyordun. Ekibimden kovuldun.
Vous travailliez pour moi jusqu'à maintenant.
Sürekli çalîşîyorsun.
Tu travailles sans arrêt.
NE YAPMAYA CALISIYORSUN, GERRY?
Où tu veux en venir?
BENiM COCUKLARIMA SiKE Mi YAPMAYA CALISIYORSUN?
Vous trichez!
Beni tuvalette bir sürü balik oldugunu söyleyerek teselli etmeye mi çalisiyorsun?
Tu veux me faire croire qu'il y a des poissons dans les toilettes?
Çok iyi Jordan, çok iyi. simdi gövdeye çalisiyorsun, kaburga kemiklerinde altina.
Bien, Jordan. Vas-y, démonte-le.
- Bir sey mi demeye calisiyorsun?
- Vous avez une idée en tête?
Buyuk kiz kardesine birsey mi soylemeye calisiyorsun?
Tu as quelque chose à dire à grande soeur?
- Hadere için çalisiyorsun degil mi?
Tu travaillez pour Hedare, vrai?
Ama onlar için çalisiyorsun.
Et tu travailles pour eux.
Nereye varmaya calisiyorsun?
À quoi voulez-vous en venir?
Yani haftada bir saat çalisiyorsun ve baska diziler için seçmelere katilacak vaktin oluyor.
Tu bosses une heure par semaine et t'as du temps pour les auditions.
Beni sarhos etmeye mi çalisiyorsun?
Tu essayes de me souler?
Beni dolandirmaya mi calisiyorsun?
Est-ce que tu essaies de m'arnaquer?
Sana kulupte rastliyorum, calisiyorsun.
Je te vois au club, tu travailles.
Restoranda göruyorum, calisiyorsun.
Au restaurant, tu travailles.
- Bütün gücümü patlamamak için harcamak beni tüketiyor! - Ne demeye çalisiyorsun?
- Que veux-tu dire?
- Ne demeye çalisiyorsun?
Que veux-tu dire?
Neden Amerikalilarin sükran gününü mahvetmeye çalisiyorsun?
Tu cherches à détruire le Thanksgiving américain?
Kitapçida çalisiyorsun degil mi?
C'est toi qui bosses à la librairie?
Sen anneni kurtarmaya çalismiyor, onu büyümekten korktugun için sabote etmeye çalisiyorsun.
Tu ne veux pas la sauver, tu veux saboter sa vie parce que tu as peur de grandir.
Ne kadar süredir burda çalisiyorsun?
Alors, depuis combien de temps travaillez-vous ici?
Onun için mi çalisiyorsun?
Tu travailles pour lui?
Bu kasinti adamlarin yaninda mi çalisiyorsun?
Tu bosses pour ces bourgeois?
Murdoch'la mi çalisiyorsun?
Vous travaillez pour Murdoch?
Belki bana bir sey anlatmaya çalisiyorsun.
Vous essayez peut-être de me dire quelque chose.
Geç gelmekle bana ne söylemeye çalisiyorsun?
- Que signifie votre retard?
Beni kizdirmaya çalisiyorsun.
Vous essayez de me mettre en colère.
simdi de patlamayi yumusatmaya çalisiyorsun.
Et voilà que vous calmez le jeu.
Ne, sen devlet için mi çalisiyorsun?
Quoi, vous êtes un employé du gouvernement?
Laura ile bana bir mesaj vermeye çalisiyorsun.
Par Laura, vous essayez de me transmettre ce message.
Benimle kavga etmeye mi çalisiyorsun?
Vous cherchez la dispute?
Nereye varmaya çalisiyorsun?
Qu'est-ce que vous essayez de dire?
Ne söylemeye çalisiyorsun?
Où voulez-vous en venir?
Laura'yla olan iliskinin bu ofiste olan bir seylerle alâkali oldugunu mu söylemeye çalisiyorsun?
Dites-vous que votre relation avec Laura est liée à ce qui se passe dans ce cabinet?
çalışıyorsun 24
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışın 67
çalışırım 44
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışın 67
çalışırım 44
çalışmaya devam 20
çalışmıyorum 33