Öğleden sonra перевод на французский
5,504 параллельный перевод
Bu öğleden sonra trene bineceğiz.
Nous prendrons le train cet après-midi.
Bu öğleden sonra örnek görmek istiyorum.
Je veux des échantillons cet après-midi.
Proust ölüm bu öğleden sonra gelebilir diyor.
Proust écrit que la mort pourrait nous cueillir cet après-midi.
Yarın değil, bir sene sonra değil ama bu öğleden sonra.
Pas demain ou dans un an, mais cet après-midi.
Ama şimdi öğleden sonra oldu, öyleyse yarın için söylemiştir.
Maintenant, c'est le soir. L'après-midi, ce sera demain.
Jake ile benimle öğleden sonra BreakWire'da buluşur musunuz?
Toi et Jake pouvez vous me retrouver
Yarın öğleden sonra. Sen ve ben.
Demain après-midi, toi et moi
Öğleden sonra için halledilecek 10 tane daha var.
Il me reste les dix derniers à faire cet après-midi.
Bu öğleden sonra geliyor.
Elle arrive cet après-midi.
Hemşire bu öğleden sonra geliyor.
Ton infirmière vient cet après-midi.
Evet, bu öğleden sonra giderim.
Oui, j'irai cet après-midi.
- Bu öğleden sonra Lyritrol konferansında Julian'a eşlik etmeni istiyorum.
J'aimerai que tu accompagnes Julian à la conférence Lyritrol cette après-midi.
Ben... Öğleden sonra buralarda olmayacağım.
Je, uh, je serai parti pour le reste de l'après midi.
Yarın öğleden sonra onun için buralarda olacağız.
On viendra la chercher demain après-midi.
Ama bu öğleden sonra geliyor ve sana bir kaç soru sormak istiyor.
Mais elle vient aujourd'hui un peu plus tard dans la soirée, Et elle veut te poser quelques questions.
Bizimle buluşacağını söyledi ama öğleden sonra olması lazım çünkü yönetim kurulu toplantısı varmış.
Il dit qu'il peut nous voir, mais ça devra être dans l'après midi parce qu'il a une réunion.
Yeni bir araba koltuğu alırım, böylece ona Çarşamba ve Perşembe öğleden sonra...
Tu pensais à quoi? J'ai acheté un nouveau siège bébé, alors je peux le prendre, les mardi ou jeudi après-midi, si ça te va.
Bu öğleden sonra oğlunun evindeki camdan dışarı itileceğini duydum.
J'ai entendu dire qu'on l'a poussé par la fenêtre de chez son fils tard dans l'après-midi.
Yarın öğleden sonra Muhtemelen ölmüş olacağı türden.
Il y a de fortes chances qu'il soit mort d'ici demain après-midi.
Öğleden sonra parkta Hank Cousineau'yu fark edene kadar orada ne kadar süre kalmıştınız?
L'après-midi au parc, vous étiez là depuis combien de temps avant de remarquer Hank Cousineau?
Öğleden sonra Harris'i gördüm.
J'ai vu Harris cette après-midi.
Joey'i görmek istiyorsanız, bu öğleden sonra saat üçte Broad ve 26. Sokak'ın köşesinde olun.
Si vous voulez voir Joey, soyez au coin de Broad et de la 26e rue à 3 h cet après midi
- Tamam. Öğleden sonra gelirim.
D'accord, à midi je serai chez toi.
- Yarın öğleden sonra görüşürüz.
- Je te verrai demain après-midi.
Hayır, öğleden sonra hiç vaktim yok.
Non, j'ai mon après midi.
öğleden sonra beslemesi, Hans?
Un goûter, Hans?
Finn bu öğleden sonra bununla oynuyordu.
Finn jouait avec cet après-midi.
Bu öğleden sonra Carlos maçını kaybetmek zorunda kaldı çünkü çift görüyordu.
Carlos a dû déclarer forfait pour son match de cet après-midi parce qu'il voyait double.
Öğleden sonra geç saatlerde, Riley'nin akciğerlerine bir pıhtılaşma yerleşti.
Bien, plus tard cet après midi, un caillot s'est dirigé dans les poumons de Riley.
Öğleden sonra gemim kalkacak ve daha toparlanmadım.
Mon bateau s'en va cet après-midi et je n'ai pas fait mes valises.
Sen, sevgili Rose, öğleden sonra onunla çay içeceksin.
Et toi ma chère Rose, Tu prendras le thé avec elle.
Bu, kendisi rahat hissettirmeye yetiyordu. Bir öğleden sonra Jason King'in evine gittik.
Un jour, on était chez Jason Kings.
Öğleden sonra 2'de geri döneceğim.
Je reviendrai à 14 h. Merci de votre patience.
Öğleden sonra getiririm.
Je les aurai cet après-midi.
Evet, öğleden sonra hep ayaktaydım.
Ouais, j'ai dû rester debout presque tout l'après-midi.
Bu öğleden sonra olsun.
Cet après-midi.
Bütün öğleden sonra telefonunla uğraşıp durdun.
Tu as joué avec ton portable tout l'après-midi.
- Günlük öğleden sonra hapları.
Ses médicaments de l'après midi.
Bu öğleden sonra nerede olduğunu söyler misin?
Pouvez-vous me dire où vous étiez cet après-midi?
Öğleden sonra gidiyorum.
J'irais cette après-midi.
Madge, Leydi Edith'in öğleden sonra Bayan Crawley'nin yanına gittiğini söyledi.
Madge dit que Lady Edith a vu Mme Crawley aujourd'hui.
Evet. Bu öğleden sonra gelecek.
Oui, il arrive cet après-midi.
Tekneniz bu rıhtımdan öğleden sonra 2'de ayrılır.
Votre bateau quitte ce quai à 14 h 00.
Haftada birkaç gün öğleden sonra gelip motelde çalışması için Emma'yı işe aldım.
Tu sais, J'ai embauché Emma pour... venir travailler au motel plusieurs après-midi par semaine, alors tu la verras dans les parages.
Bugün öğleden sonra gelseniz iyi olacak.
J'aimerai vous voir cet après-midi.
Evet, çiçek düzenlemelerini kontrol etmek için bu öğleden sonra geleceğim.
Oui, je passerai plus tard vérifier les compositions.
Flynn bu öğleden sonra organizatörler ve içki satıcıları için düzenlenen küçük içki üreticileri testinde olacak.
Cet après-midi, Flynn sera à une dégustation de micro-distillerie pour des organisateurs d'évènement et des distributeurs d'alcool.
Öğleden sonra kostümlerinizi alabilirsiniz mesela.
Tu peux prendre ton costume cette après-midi. Quoi?
Bu öğleden sonra, Riley'nin ciğerlerine bir pıhtılaşma yerleşti.
Plus tôt dans l'après midi, un caillot s'est propagé dans les poumons de Riley.
Yarın öğleden sonra 1.00'e kadar bu oturum ertelenmiştir.
Jusqu'à demain 13h, cette court est suspendu.
Demek öğleden sonra ikide.
C'était 14 h?
sonra görüşürüz 1668
sonra 2580
sonraki 111
sonra ne 44
sonra sen 24
sonra gel 22
sonradan 20
sonra ne olur 16
sonra konuşuruz 306
sonra gelirim 43
sonra 2580
sonraki 111
sonra ne 44
sonra sen 24
sonra gel 22
sonradan 20
sonra ne olur 16
sonra konuşuruz 306
sonra gelirim 43
sonra ben 38
sonraki soru 17
sonra da 378
sonra ne oldu 346
sonra ne oluyor 32
sonraki durak 25
sonra dedim ki 21
sonra ne yapacaksın 26
sonra dedi ki 26
sonra ne olacak 126
sonraki soru 17
sonra da 378
sonra ne oldu 346
sonra ne oluyor 32
sonraki durak 25
sonra dedim ki 21
sonra ne yapacaksın 26
sonra dedi ki 26
sonra ne olacak 126