Şt перевод на французский
315,142 параллельный перевод
Siberler ilkeldir insanları izlemek ve dönüştürmek için programlanmıştır sadece insan hayatına etkide bulunurlar.
Ces Cybermen sont primitifs... programmés pour traquer les humains et les convertir... ils ne se dirigent que vers les signes vitaux.
Çok uzun zaman önce, çok korkunç bir bayan beni bir duvara yapıştırdı ve bana yedek bir demeterializasyon devresi taşımam için söz verdirtti.
Il y a longtemps, une dame très effrayante m'a jetée contre un mur et m'a fait promettre de toujours, toujours avoir un circuit de dématérialisation sur moi.
Ama aklını karıştırmadan önce sana etrafı göstereyim.
Mais avant que tu ne choisisses... laisse-moi te faire visiter.
Bir kere bir erkek yüzüne güldü diye ondan ayrılmıştın.
Tu as rompu avec un gars car sa tête quand il jouit te faisait rire.
Tura katılan küçük çocuklar gibi olacağımızı sanmıştım dostum.
J'ai cru qu'on serait les enfants qui font la tournée, mec.
Biz de Skookum Kampı'nda bunu yapmıştık.
Nous l'avons fait à Camp Skookum, aussi.
Harley yatıştırıcı şiddetini azaltmanı istiyor.
Harley veut que tu diminues le sédatif.
Kıçına tekmeyi basmıştım, tüm olan bu.
Je lui ai botté le cul, c'est tout ce qui s'est passé.
Ölümün sürekli aklımdaydı ve tamamen unutmaya çalıştım.
J'ai été si hanté par la façon dont tu es mort que j'ai essayé de te sortir de ma tête complètement.
Uyuşturucuları karıştırmak bir bilimdir.
Mélanger la drogue est une science.
- Gittiğini sanmıştım.
Je pensais que t'étais partie.
Uzun zamandır böyle uyumamıştım.
Je n'avais pas dormi comme ça depuis longtemps.
Belki de evin bu yüzden yanmıştır.
C'est peut-être pour ça que ton appart a brûlé.
Geçen yıl neredeyse 300 bin dolar toplamıştık.
L'an dernier nous avons récolté presque 300000 $.
- Oylamıştık zaten. Yapıyoruz.
On le fait.
Oğlanlarla birkaç sene önce Carlsbad'de bir vurgun yapmıştık.
On a récupéré ça à Carlsbad il y a quelques années.
Dayıların taşınman konusunda seni sıkıştırıyorlar mı?
Tes oncles t'en font baver à cause du déménagement?
Onu benden uzaklaştırmaya çalıştın.
Tu me l'as enlevé?
O kılıçla beni öldürmeye çalıştın ve başaramadın... şimdi beni sindirebileceğini mi sanıyorsun?
Tu as essayé de me tuer avec cette épée, et tu as échoué, et maintenant tu penses que tu peux t'en prendre à moi?
Senin icabına bakmıştım.
Je me suis occupée de toi.
Öldüğünü sanmıştım.
Je pensais que tu étais mort.
Başka bir diyarda sıkıştığını sanıyordum.
Je croyais qu'elle était piégée dans un autre royaume.
Yani onunla yüzleşmek için başka bir diyara... gitmene yardım edeceğime inanmadığın için mi beni öldürmeye çalıştın?
Alors, tu as essayé de me tuer parce que tu ne croyais pas que je t'aiderais à aller dans un autre royaume pour la retrouver?
Hepimizi öldürmeye çalıştın.
Essayer de tous nous tuer.
Son gittiğimde kölelerini kurtarmıştık... Kayıp Çocuklar'ını... Ama hepsi gitmek istemedi.
Quand j'ai quitté cet endroit, nous avons secouru ses sbires... ses Garçons Perdus... mais ils ne voulaient pas tous partir.
Çünkü oğlun beni tekrar öldürmeye çalıştı.
Parce que ton fils a essayé de me tuer... encore.
Beni iki kez öldürmeye çalıştı.
Il a essayé de me tuer deux fois.
Cumadan bahsetmişken bu banyoda Jeff McNoughton'la seks yapmıştım.
En parlant des Vendredis, j'ai couché dans la salle de bain avec Jeff McNoughton.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Enchanté. - De même.
Büyükannenle senin yaşlarındayken tanışmıştık.
Quand j'ai rencontré ta grand-mère, elle avait ton âge.
O zaman adamın gözlerine bak, ona sabıkan olduğunu söyle ve eline biraz para sıkıştır.
Regarde-le dans les yeux, dis-lui que t'as un casier, et glisse-lui un peu de cash.
Geçen gece açıklamıştım.
J'ai été plutôt clair l'autre soir.
Bebeğim, onunla tanıştığımda yalnızca 16 yaşındaydım.
Bébé, j'avais seulement seize ans quand je l'ai rencontré.
Şirin ne haltlar karıştırıyor?
Qu'est-ce que mijote Smurf?
Aile şirketinde gayrimenkul yöneticisi olarak çalıştım.
Comme gestionnaire de biens pour les immeubles de ma famille.
22 yaşındayken bir araba çalmıştım beş ay Batı Mesa'da yattım, bir yıl da şartlı tahliyem var.
À 22 ans, j'ai volé une voiture, j'ai fait cinq mois à East Mesa, un an de probation et...
18 yaşındayken rekabetçi bir şekilde sörf yapardım. Avalanche Plajı'ndaki Batı Yakası Şampiyonası'na katılmaya hak kazanmıştım.
Quand j'avais 18 ans, je faisais du surf, en compétition, je me suis qualifié au championnat de la Côte Ouest à Avalanche Beach.
Erkek kardeşim beni şampiyonaya yetiştirmek için okulu bırakmıştı.
Mon frère a quitté l'école pour me conduire aux compétitions.
20 yaşıma girdiğimde sponsor bulmam gerektiğini anlamıştım sonra birden söndü.
J'ai eu vingt ans et j'ai cru pouvoir être sponsorisé, et alors ça a un peu dérapé.
Arabadayken onunla bir kaza yapmıştım.
J'ai eu un accident de voiture avec lui.
Bu da onlardan birini kaçırmaya çalışmak önlemeye çalıştığımız kıyameti başlatabilir demek.
Essayer d'enlever l'un d'entre eux pourrait commencer la vraie apocalypse qu'on essaie d'empêcher.
Bununla gideceğiz sanmıştım.
Je pensais que c'était ma monture.
Orijinal Altın Glen'nin Yiğidi ve Ogden Twiddlyhut kapak resmi almıştı.
Il a acheté une couverture originale à un Ogden Twiddlyhu et le Valiant Men de Golden Glen.
Oyuncular karakterleri öldüğü için çıldırmıştı.
Les joueurs ont tous perdu leur esprit quand leurs personnages sont morts.
Sonra Fransız kızla tanıştım kız durmaksızın Bagette Şişe oynadı ve ben...
Plus tard, j'arrive avec cette fille Française, et elle n'arrêt pas de jouer à "cache la Baguette", donc je...
-... ben yapmamıştım.
- que je ne l'ai pas fait.
Belki de nakit oynamamıştır.
Ou peut-être que vous n'avez pas parié de l'argent.
Elini korkak alıştırma Fritz.
Ne sois pas timide, Fritz.
Ona sadomazoşist davasını sormaya çalıştım ama beni uzaklaştırdı.
J'ai juste essayé de parler à mon patron de l'affaire de la dominatrice, et il s'est pratiquement enfui.
Chase Graves'le tanıştın mı?
Tu as déjà rencontré Chase Graves?
Onunla tanıştım.
Je l'ai rencontré.