Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ B ] / Ben yazdım

Ben yazdım перевод на португальский

841 параллельный перевод
O kitabı ben yazdım.
Fui eu que escrevi o livro.
Senin de aklından ölüm geçiyordu. Bu mektuplar veda demek. Evet ben yazdım.
Também tu pensavas na morte, estas cartas são despedidas.
- O yazıları ben yazdım.
- Escrevi os artigos.
Ben yazdım. Yıllarımı aldı.
Levei anos a escrevê-lo.
Evet, ben yazdım.
Sim.
Bu doğru, programı ben yazdım.
Isso mesmo, eu fiz o cronograma.
- Onu da ben yazdım.
- Fui eu que escrevi esta.
Mektubu ben yazdım.
Eu escrevi a carta.
Ben yazdım. Daha doğrusu, bu hanıma yazdırdım.
Ou melhor... esta Sra escreveu-a.
- Ama mektubu ben yazdım!
- Mas escrevi a carta!
Ben yazdım.
Você gosta?
Bunu ben yazdım ve son derece yaratıcı bir daktilocuyumdur.
Eu é que passei o texto à máquina e sou muito criativo.
Bu kısmı ben yazdım
- Eu coloquei essa parte.
Bunu da ben yazdım.
Tambem coloquei isso.
Mahkeme izin verirse bu mektubu ben yazdım.
Se o tribunal me permite. Eu escrevi esta carta.
Savunma Avukatı'nın belirttiği gibi bu mektubu ben yazdım.
Eu escrevi esta carta... de onde o advogado de defesa retirou essas palavras.
Ben yazdım.
Eu não o encontrei.
Ben yazdım, bebek surat.
Eu escrevi-o, cara de bebé.
- Evet, ben yazdım.
- Escrevi, sim.
"Boom, Boom" u ben yazdım!
Eu escrevi "Boom, Boom"!
"Katherine" den sonra ben "Joe'ya" yazdırmıştım.
Depois de "Katherine"... Mandei gravar... ... "para o Joe".
- Sizin için yazdım ben.
- Escrevi-o por vocês.
Ben de ona şöyle yazdım : "Hiçbir şey, tatlım, sadece o burada."
Aí, respondo-lhe e digo, "Nada querida, só que ela está aqui."
Şu an yazdığım bir şey için ben de Yahudi numarası yapıyorum.
Estou a fingir que sou judeu, para uma coisa que ando a escrever.
Ben Sinuhe, bunları Mısır'da, Kızıldeniz kıyılarında, sürgünde iken yazdım.
Eu, Sinuhé, o Egípcio escrevo isto... no meu local de exílio, nas margens do Mar Vermelho.
Ben yazdığım sürece daima bugün olarak kalacak ve biz birlikte olacağız.
Enquanto continuar a escrever é hoje e ainda estamos juntos.
Üstelik ben yazdırmadığım halde, onlar benim mektuplarımdı.
Apesar de não as ter ditado, eram cartas minhas.
Seni oradan kurtarabilirim. Seni baskı atölyesine yazdırabilirim. Ben oradayım.
Talvez possa fazer que trabalhe comigo na imprensa.
Ben de yeni bir şiir yazdım :
Sim, esse é muito bom, ele diz. Eu tenho um novo poema também.
İlk kocam da gazeteciydi, yazdığı haberleri hep abartırdı ve zavallı ben bunu ancak balayımız bittiğinde anladım.
O meu primeiro marido era um jornalista, mas as suas notícias eram exageradas. Eu, coitadinha, percebi isso no fim da lua-de-mel.
Ben sadece söylediklerini yazdım.Kocasını savunmak için söyledikleri eşsizdi.
Limitei-me a informar. A defesa que fez de seu marido foi muito eloqüente.
Bir mektup yazdım ya da o yazdı ve ben imzaladım. Hangisi olduğunu bile hatırlayamıyorum.
Escrevi uma carta... ou ela escreveu-a e eu assinei - já nem me recordo.
- Ben bildiğim gibi yazdım.
- Escrevi como podia e sabia.
Yalan yazdığım için bana yalancı diyorsunuz. - Ben yalancıyım dediğimde...
Está dizer que menti quando menti ou que estou a mentir sobre...
Peki ben sana kaç kere yazdım?
E quantas vêzes eu escrevi desde então?
- Kitabı kim yazdı, Doktor? Ben yazmışım.
- Quem escreveu o livro, Doutor?
Hepsi burada. Açık açık yazdım. Ben gitmeden açmayacaksın.
Está aqui, tudo pronto, para ser aberto se eu me for embora.
Ben, sana bir şarkı yazdım.
Escrevi uma canção para si.
Ben... sana yazdığım şarkıyı unuttum.
Eu... Eu esqueci a minha canção para si...
Doğru, biz fakiriz fakat ben hikâye yazdığım sürece geçinecek kadar para kazanırız.
É verdade que somos pobres, mas teremos o suficiente para viver enquanto eu tiver ideias para histórias.
Yabani inek sağmaya babamı yazdırabilirsiniz. Ben de tosun bağlamada yarışırım.
Pode colocar o nome do meu pai para para ordenha e eu montarei.
İzniniz olursa, Majeste, ben bir müsvedde yazdım...
Com permissão de Vossa Majestade eu já esbocei um rascunho.
Örneğin, ben savaş için evden ayrılırken saçlarımı ve tırnaklarımı kesmek zorundaydım ve son isteğimi ve vasiyetimi yazdım çünkü o andan itibaren, hayatlarımız artık imparatorun elindeydi.
Por exemplo, quando parti para a guerra, tive de cortar as unhas e o cabelo e escrever o meu testamento, pois a partir daquele momento a nossa vida estava nas mãos do Imperador.
Ama ben daha çok yazdığım bilimsel makalelerle hatırlanmak isterim, yoksa kazara akrabam olan bir guguk kuşu yüzünden... değil!
Mas preferia ser lembrado pelas minhas próprias pequenas contribuições científicas e não pela minha relação acidental com um famoso... tonto.
Ben de yazdım ve yayınlandığı gün Johnson bir basın toplantısı düzenledi ve Hoover'ı FBI başkanlığına atadığını söyledi!
Publiquei isso e no mesmo dia Johnson nomeou... Hoover chefe vitalício do FBI.
Orada olup bitenler hakkında bilmeni istiyorum ki Canuck mektubunu benim yazdığımı hiçbir zaman söylemedim!
O que se passa aí, Ben... Quero que saibas que não disse que sou o autor da carta.
Ben iki tane yazdım ama bir tane verdik.
Apenas Ihe dei uma e apontei duas.
Dur, ben de, "Sana birşey göstereyim mi?" yazdım.
Espera, acabei de escrever : "Queres ver uma coisa?"
Ben vasiyetimi yazdırmalıyım.
Eu tenho de...
Ben öneriyi yazdım, sen mühim bir şey değil dedin şimdi de Başbakan sorular sormaya başladı.
- Não, por isso pergunto. Fiz a recomendação, você disse que seria aceite sem problemas, mas o P.M. começou a fazer perguntas muito embaraçosas e eu ainda não tive tempo para ler as minhas propostas.
Ben burada olduğumda ve yazdığımı duyduğunda ya da burada ne bok yapıyorsam yapayım burada olmam demek, çalışıyorum demek. Yani girme, demektir.
Quando eu aqui estiver e ouvires a máquina ou esteja a fazer o que raio for é porque estou a trabalhar e não deves entrar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]