Bir şey olursa перевод на португальский
4,006 параллельный перевод
Yardımcı olabileceğim bir şey olursa lütfen çekinmeyin Haberim olsun..
Se houver alguma coisa, seja o que for, que possa fazer para ajudar, diga.
Bak, Sam, Onların ilk seçimine bir şey olursa, sen seçileceksin!
Olha, Sam, se nada acontecer à primeira escolha deles, então tens razão!
Bak kanka, anlatmak istediğin bir şey olursa çekinme.
Ouve, sabes que podes desabafar comigo, se quiseres.
Dağ'da hareket eden bir şey olursa öldürün.
Se alguma coisa se mexer naquela montanha, matem-na.
Ve onları bulabilirsin. Tabi eğer bana bir şey olursa. Tamam mı?
E depois pode encontrá-los, caso me aconteça alguma coisa, está bem?
Daha kesin bilgilere ulaşırsanız veya yardım edebileceğim bir şey olursa, lütfen arayın.
Mas se você pensar em algo mais específico, Ou se eu puder ajudar, por favor, ligue-me. Ok.
Yapabileceğimiz bir şey olursa söyle.
Se houver alguma coisa que possamos fazer...
Farklı bir şey olursa... hemen şüphelenir.
Qualquer coisa fora do habitual... levanta suspeitas.
Eğer kızıma bir şey olursa sana cehenneme kadar eşlik ederim.
Que se alguma coisa acontecer á minha filha... eu pessoalmente o escoltarei para o inferno.
Ya ters bir şey olursa?
E se acontecer alguma coisa?
Yaşlılarımız, "herhangi bir şey olursa Etiyopya'da güvende olursunuz" demişlerdi.
Os mais velhos disseram que se algo acontecesse estaríamos seguros na Etiópia.
Hareket eden bir şey olursa anında indiriver.
Se alguém tentar alguma coisa, parte-o ao meio.
Diyecekleriniz bizim için değerli, o yüzden herhangi bir şey olursa söyleyebilirsiniz.
Nós,... apreciamos a sua opinião, então, se houver qualquer coisa que possa acrescentar...
Eğer başka bir şey olursa...
Acho que se houver mais alguma coisa...
Ve böyle bir şey olursa, itiraf etme.
E se isso acontecer, não confesses.
- Dinle, yapabileceğim bir şey olursa...
Ouve, se houver algo que eu possa...
Önemli bir şey olursa direkt gelmemi söylemiştiniz.
Dissestes que eu viesse assim que surgisse algo importante.
Eğer dokunan bir şey olursa cömertlik olur.
Só é generoso se doer.
Bir şey olursa beni ara, ben hemen neredeysen gelirim.
Se mudares de ideias, liga-me que eu vou-te buscar.
Pekala Bay Uyuşturucu Satıcısı. Sana bütün paramı vereceğim. Yanlış bir şey olursa ne olacak?
Sr. Traficante, dou-te todo o meu dinheiro, o que pode correr mal?
Lütfen Başkan Heller'a söyleyin yardım edebileceğimiz bir şey olursa bize haber versin.
Por favor, diga ao Presidente Heller para nos dizer se pudermos ajudar. É muito atencioso da sua parte.
Ama bana yalan söylüyorsan ona veya aileme bir şey olursa dünyanı başına yıkarım ve ne olduğunu bile anlamazsın.
Mas se me estiver a mentir, se algo lhe acontecer ou à minha família, todo o seu mundo será destruído e você não se aperceberá.
Sana gece gündüz göz kulak olacağıma söz veririm ve herhangi bir şey olursa kendi payımdan karşılanacağı garantisini veririm.
Prometo tomar conta de ti, dia e noite, e dou a minha garantia que, caso aconteça algo, sai da minha parte.
Tam oraya? Bir şey olursa...
- Caso aconteça alguma coisa.
Ve lütfen, istediğiniz bir şey olursa, sormanız yeterli.
E, por favor, se precisarem de mais alguma coisa, é só pedir.
Ama başka bir şey olursa... Saldırgan görünen bir şey önce güvenlik. Onların ve bizimki.
Mas qualquer outra coisa, qualquer coisa que pareça agressiva a segurança em primeiro lugar.
Sizin için, yani aileniz için yapabileceğim bir şey olursa, bunu bir ayrıcalık sayarım.
Se eu puder fazer algo por vocês, pela família, seria uma honra.
Dr. Newsome. Erkek arkadaşınız için çok üzgünüm. İhtiyacınız olan bir şey olursa istediğiniz zaman beni arayın.
Dra. Newsome, sinto muito pelo seu namorado.
Eğer bana bir şey olursa suçlu sensin.
Se algo me acontecer, meu sangue está nas tuas mãos.
Peki, bir daha böyle bir şey olursa?
E se alguma coisa parecida acontecer novamente?
Goki'ye bir şey olursa görmezlikten gelemem.
Se estiver a acontecer alguma coisa com Goki, não posso ignorar.
Fransa'yı bir düşünün ve hükümdarına bir şey olursa nasıl acı çekeceğini.
Devemos pensar em França... e como ela sofrerá, se algo vier a acontecer ao seu governante.
Bir şey lazım olursa araman yeter, hemen hallederler.
Se precisares de algo liga e eles tratam disso.
Öyle bir sey olursa, basa çikariz.
Se fores, lidaremos com isso.
- Ben... - Bir şey lazım olursa çekinme.
Se precisares de alguma coisa, estás à vontade...
-... en ufak bir şey bile olursa- -
Se te acontecer o que quer que seja.
Başına bir şey gelecek olursa, ne olursa olsun, bil ki ailene iyi bakacağım.
Se alguma coisa, seja o que for, alguma vez te acontecer... eu tomo conta de toda a tua família.
Eger kizima bir sey olacak olursa seni bundan sorumlu tutarim.
Se acontecer alguma coisa com a minha filha, eu Eu sou pessoalmente responsável.
Bir şey lazım olursa, içeri gel.
Se precisares de alguma coisa, entra.
Ne olursa olsun korkunç bir şey!
De qualquer maneira é uma merda assustadora.
Burada bir şeye ihtiyacın olursa eğer onu elde etmek için yapamayacağın şey, ödeyemeyeceğin miktar yoktur.
E aqui em cima, se precisares de alguma coisa, Não à nada que não faças para consegui-lo, não há preço que não pagaras.
Eğer iddia ettiği şey mümkün olursa, her şey kesinlikle yeni bir anlam kazanır.
Se o que alega for possível, tudo teria um novo significado.
Bir şeye ihtiyacınız olursa, bir şey duyarsanız, bana bildirin.
Se precisar de algo se ouvir algo, avise-me.
Başka bir şey lâzım olursa seni ararım.
Se precisar de mais alguma coisa, ligo.
Yapabileceğim bir şey varsa, ne olursa...
Se houver algo que eu possa fazer...
Satıcıyı ikna edecek bir şey ki, eğer bir eşitlik olursa, size versinler diye.
Algo que convence o vendedor entregar a si... no caso de haver um empate.
Eğer herhangi bir şey için bana ihtiyacın olursa gel, bul beni, tamam mı?
Se precisares de mim para alguma coisa, vem � minha procura, ok?
Lisa, kardeşine ne olursa olsun çalmanın kötü bir şey olduğunu söyle.
Lisa, diz ao teu irmão que roubar é errado, independentemente do resto.
Um, istediğiniz herhangi bir şey, olursa söyleyebilirsin.
- Qualquer coisa, é só pedir.
Dinle. Sebebi ne olursa olsun Arınma işlemlerine katılmak yanlış bir şey.
Ouça, Purgar, seja por que motivo for, é errado.
Bir şeyleri inşa etmeye başlamış. Ne olursa olsun tamamlaması gereken bir şey.
Ele começou a construir uma coisa... que teve de acabar a qualquer custo.
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şey söyle 257
bir şeyler var 19
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey 209
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17
bir şeyler yanlış 26
bir şey olmadı 105
bir şey oldu 106
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey yok mu 17
bir şeyler yapın 69
bir şeyler yiyelim 46
bir şeyler söyle 85
bir şeyler yedin mi 17