Biraz daha перевод на португальский
28,447 параллельный перевод
Parlayan bir çoban köpeğinden biraz daha inanılmaz, değil mi?
Apenas ligeiramente menos atroz que um mastim brilhante, não?
Zanlıyı yakalayacağım ama biraz daha zamana ihtiyacım var.
Eu encontrarei o criminoso, mas preciso de tempo.
Biraz daha çek...
Mexe-o mais um pouco.
Biraz daha...
- Mais uma.
Bizim aramızdaki tek fark ben çabalıyorum her gün biraz daha iyi olabilmek için.
A única diferença entre nós é que eu tento, todos os dias, melhorar um pouco.
Biraz daha oturup konuşamaz mıyız sadece?
Não podemos sentar e conversar um pouco?
Ne ı olsaydı söylemek beni transfer etmek için bir yol var. Birine biraz daha hak olduğunu işaret?
E se eu dissesse que há uma forma de transferir essa marca para alguém mais merecedor?
Eğer dostum, giymek için biraz daha kötü geliyor.
- Pareces de rastos, amigo. - Eu?
Bu dizaynla, ışık evinden biraz daha kibarca süzülecek.
Portanto, a luz irá espalhar-se mais gentilmente através deste projecto.
Biraz daha takılmak ister misin?
Queres confraternizar mais um bocado?
Eşyalar yarın tamir edilecek biraz daha sabret olur mu?
Mas a caldeira será arranjada amanhã, assim... apenas tens que ser paciente, está bem?
Nasıl? Başka bir mühürle, biraz daha karışık ve kanla yapılıyor.
Bom, parece ser outro sigilo... mais complicado, feito com sangue.
Sadece biraz daha bilgi edinmemiz gerekiyor.
Só precisamos de mais um bocadinho.
Biraz daha o halde.
Mais um bocado para ti.
- Deke, biraz daha kahve ister misin?
Deke, queres mais café?
Gideon, bana biraz daha mürekkep verir misin?
Gideon, será que me podíeis ir buscar mais tinta?
Ben de işe geç kalacağım. Dükkanı açmaya geç kalacağım ve seninle biraz daha zaman geçirmek için birkaç ineğin öfkesini göze alıyorum.
Vou atrasar-me para o trabalho, vou atrasar-me para abrir a loja e arriscar enfurecer uma data de nerds só para ficar mais tempo contigo.
Biraz daha zamana ihtiyacım var.
Preciso de mais tempo.
Sadece biraz daha büyümeni ve bunları artık aşmanı istiyorum.
Quem me dera que crescesses e ultrapassasses essa fase.
Bebeğin cinsiyetini öğrenmek için biraz daha beklemek zorunda olabilirsiniz çünkü Max ile benim de yeni bir işletme duyurumuz var.
Bem, provavelmente terás que esperar mais algum tempo para descobrir o sexo do bebé, porque a Max e eu temos um anúncio para fazer.
Tek yapacağı gidip biraz daha para istemekti.
Ele só tinha de pedir mais dinheiro.
Red Reef Motel hakkında biraz daha konuşmak istiyorum.
Quero falar mais um pouco sobre o Motel Red Reef.
Üzerinde biraz daha düşünsen diyorum.
Talvez seja melhor... pensares um pouco mais sobre isso.
Düşünmek için biraz daha zamana ihtiyacın varsa...
Se precisa de mais tempo para pensar...
Şimdi, Roma bana daha az cesaretlendirici ve biraz daha fazla asker verebilirse ülkemi isyancı Protestan John Knox gibi asilerden gerçekten geri alabilirim.
Se Roma pudesse dar-me menos palavras de incentivo e mais soldados, talvez eu conseguisse tirar o meu país das mãos de rebeldes como o protestante John Knox.
Babandan biraz daha bahsetmek isterim.
Gostava de falar mais sobre o teu pai.
Hala şokta, bu yüzden onu bir takım testler yapabilmek için biraz daha tutacağız.
Mas ainda tem uma concussão. Por isso queremo-lo aqui mais algum tempo... e fazer mais alguns exames.
Sen biraz daha uzun etrafında beni tutmak başardı.
Conseguiste manter-me por cá mais um bocado.
Benim durumunda biraz daha çaba gerekiyor.
Eu dou mais trabalho.
Eve gelmeni ben de çok istesem de biraz daha şans versen vaktine değer diye düşünüyorum.
Mas, por mais que queira que também venhas para casa... acho que talvez valha a pena se esperares mais algum tempo.
Biliyorum çok çalışıyordur ama gerçek değişiklik zaman alır biraz daha onunla çalışsan eve geldiğinde çok daha güçlü olacaksın.
E sei o quanto te tens esforçado, mas verdadeiras mudanças demoram tempo, e se trabalhares com ele só mais um bocado, vais ficar muito mais forte quando voltares para casa.
Biraz daha getireyim.
Vou buscar mais.
Sesin kesilen her konuşmada biraz daha azalıyor köpek ıslığı gibi.
A tua voz tem um timbre que se destaca de todas as outras, como um apito de cão.
Sesini biraz daha alçaltabilir misin, Bob?
Pode baixar o tom de voz, Bob?
Homoseksüellik biraz daha farklıdır.
A homossexualidade é um pouco diferente.
Onun biraz daha rahatlamasını sağladım.
Eu tentei pô-la mais à vontade.
Evet, biraz daha aşağısı.
Sim. Um pouco mais abaixo.
Bu konudan biraz daha bahsetmek ister misin?
Quer falar disso?
Biraz daha dayan Kyle.
Fique comigo, Kyle.
Biraz daha şarap isteyen?
Quem quer mais vinho?
Biraz daha mı bekleseydiniz.
Talvez esperes mais 60 segundos.
Ama bana biraz daha süre verirsen...
Se me der mais tempo...
Biraz daha anestezik ister misin?
Precisas de mais anestesia?
Sakıncası yoksa biraz daha lidocaine vermek istiyorum.
Sabe, preciso de mais lidocaína e epi, se não se importar.
Biraz daha zamana ihtiyacım var.
Eu só precisava de mais tempo.
Biraz daha yaklaştır.
Um pouco mais perto.
Ateşe biraz daha odun koy.
Põe mais lenha na fogueira.
Sadece biraz daha...
- Vamos.
Gilbert'la ilgili daha derin araştırma yapmam için bana biraz zaman ver.
Dá-me tempo para investigar o Gilbert.
Belki biraz. Ama daha büyük endişelerim var.
Mas tenho preocupações maiores.
Sence biraz daha kalman iyi olmaz mıydı?
Quero dizer, não achas que era melhor esperares mais um bocado?