Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ D ] / Dünya birliği

Dünya birliği перевод на португальский

98 параллельный перевод
Dünya Birliği Festivali sonrası satışı açıklayacağız.
Anunciamos a venda depois do Festival da Unidade Mundial.
Dünya Birliği yolcusu Varner'a giriş izni verildi.
Então por que é que esta janela está aqui se não é suposto nós olhar-mos? Esta é a janela do Imperador, Luc.
Gemilerde silah olmadığından emin olmanın tek yolu gemileri aramak. Dünya Birliği'ne ait olan gemiler hariç tabii. Narn Rejimi kendini barışa adamıştır.
Mas como uma cultura cresce decadente ela é intrigado pela arte... por quinquilharias, por excentricidade.
Yıllardır Dünya Birliği'yle güçlerini birleştirmeye çalışıyorlar.
E é. Não há nenhuma razão para eles estarem aqui. A não ser que estejam á nossa procura.
Dünya Birliği gerçekleri hasır altı etmek istemiyorsa tabii.
Armas e motores de salto inoperacionais. Só propulsores de navegação tão a trabalhar.
Dünya Birliği'ne ait ağır bir kruvazör.
É um Cruzador Pesado da Aliança Terrestre.
Dünya Birliği Başkanı Santiago baskılar karşısında geri adım atarak Mars isyanını bastırmak için güç kullanacağını açıkladı.
O Presidente da Aliança Terrestre Luís Santiago está a ser pressionado pelo Senado a usar mais força para subjugar a rebelião em Marte.
Dünya Birliği kruvazörü Hiperion'dan işgalci gemiye.
Aqui é o Cruzador da Aliança Terrestre para o intruso.
Dünya Birliği bedelini ödemeye hazır.
A Aliança Terrestre pagará os seus honorários.
Ben, Morgan Clark, Dünya Birliği'nin yasalarını savunacağıma ve görevimi en iyi şekilde yapacağıma yemin ederim.
Eu, Morgan Clark, juro cumprir as leis da Aliança Terrestre e cumprir o papel do presidente.
Dünya Birliği Kıyamet Bölüğü'nden çalıntı nakliye gemisine.
Aqui Esquadrão Black Ómega da Aliança Terrestre para transporte roubado.
Özel ve tehlikeli biri. Varlığı, Dünya Birliği'nin yapısına tehdit oluşturuyor.
Este é um especial e perigoso individuo cuja presença aqui, ameaça toda a estrutura militar da Aliança Terrestre.
Bu uzak karakollar içerisinde sadece Dünya'ya sadık çoğunluğu korkutmak için terörizmi kullanan bir grup ayrılıkçı gerilla yüzünden olaylara maruz kalan Mars Kolonisi Dünya Birliği Uzay İstasyonu Babil 5'ten fazla tartışma konusu olmayı başardı.
Desses postos todos... só a colónia de Marte, infectada e povoada por imensos grupos de separatistas... que têm usado actos de terror para intimidar a maioria leal à Terra... provou ser mais controversa que a Estação Terrestre Babylon 5.
Epsilon Eridani yakınlarında tarafsız bir bölgede kurulmuş olan Babil 5 Uzay İstasyonu tüm olumsuzluklara meydan okuyarak serbest bir liman, diplomasi merkezi ve Dünya Birliği Kaynaklar ve Teknolojiler Bölümü için bir gövde gösterisi aracı olmaya devam etti.
Localizada num sector do espaço próximo de Epsilon Eridani... num território designado como neutro... Babylon 5 desafiou as probabilidades e continua a operar como um porto livre... um centro para diplomacia... e uma montra para as Divisões de Recursos e Tecnologias da Aliança Terrestre.
İzlediğiniz örüntüler, Babil 5'e yanaşmak üzere yaklaşan ve bizim de içinde bulunduğumuz Dünya Birliği gemisi Hyerdol'un köprüsünden çekildi.
Estas imagens foram capturadas da ponte de comando... do transporte terrestre Hyerdol na aproximação final à Babylon 5.
Dünya Birliği'nin Sh'lassen Bölgesi'ne en yakın geçidi budur.
É o Portal da Aliança Terrestre mais perto do Sector Sh ´ lassen.
Dünya Birliği adına kabul ediyorum.
Em nome da Aliança Terrestre, eu aceito.
Ticari ilişkilerimizin Dünya Birliği'nden ayrılmadan önceki günlere dönmesi biraz zaman alacak.
Vai demorar bastante tempo até o comércio voltar ao nível em que estava antes de nos termos separado da Terra.
Hayır. O, Dünya Birliği Posta Hizmetleri'nin malı.
Não senhor, é propriedade dos Serviços Postais da Força Terrestre.
Tüm Dünya Birliği'ne ve iki taşıma gerisine kafa tuttuk.
Nós enfrentamos toda a Aliança Terrestre e dois grupos de naves de guerra.
Dünya Birliği'nden ayrıldığımızdan beri güvenilir bilgi bulunması en zor şeylerden biri oldu.
Quero dizer, desde que nos separamos da Terra... que informações sólidas têm sido escassas como o ouro.
Bizim de Dünya Birliği'nden ayrılmamıza sebep olan Mars'taki sivil hedeflerin bombalanması emrini Clark vermişti.
Foi a decisão do Clark... em bombardear alvos civis que fez com que decidíssemos separar-nos da Aliança.
Evet. Dünya Birliği'nden ayrılmak, askeri mühimmata el koymak burada bir imparatorluk kurmak kadar dürüst bir hareket.
Sim, é tão honesto e de lei como uma separação da Aliança Terrestre... apanhar equipamento militar, começar o seu próprio império aqui.
Gariptir, Dünya Birliği'nden ayrıldığın için istihbarata karşı koyarak harekete geçebilecek konumda olan bir tek sen vardın.
Ironicamente, ao separar-se, você era o único que podia avançar contra ele... sem que ele soubesse o que estava a preparar.
Bağımsızlık filosu, Dünya Birliği anayasasını çiğneyerek işgal edilmiş olan yerleri kurtarmaya devam ediyor.
A frota de libertação continua a retomar território suportada pela violação da constituição por parte da Aliança Terrestre.
Son terörist kalesinin de yok edilmesiyle... burada ki kutlamalar yoğunlaşıyor.. Kudüs deki tarihi Tapınak Dağında ( Kudüs'te üzerine kutsal Yahudi tapınağının inşa edildiği tepenin adı, haremi şerif )... Birleşik Dünya Birliği'nin ilk başkanı olarak Stone Alexander'ın göreve başlamasını bekliyoruz.
Após a destruição da última fortaleza terrorista, intensificaram-se as celebrações aqui no histórico Monte do Templo, em Jerusalém, enquanto aguardamos a investidura de Stone Alexander como o primeiro Chanceler da União Mundial de Estados.
Dünya Birliği Parlementosun da... Her bölgenin Genel Sekreterinin bir oy hakkı var.
Um Secretário Geral duma zona tem um voto no Parlamento da União Mundial de Estados.
İkinci Dünya Savaşı'nda, çoktandır Stalin'in kanını emdiği Sovyetler Birliği 20 milyon kişiyi kaybetti.
Na II Guerra Mundial, a União Soviética, já sofrida pelo terror de Stalin, perdeu 20 milhões de pessoas.
Dünya İşçi Birliği bir avuç dolusu komünist.
Os IWW são uns panda de vermelhos.
Dünya İşçi Birliği'nde komünistler var, Greenwich'te komünistler var.
Eles são vermelhos em IWW, vermelhos em Village.
Dünya İşçi Birliği'ndeki bir avuç komünist mi?
Uns pandas de vermelho da IWW?
Amerikan İşçi Federasyonu'nun lider kadrosu Çelik Tröstleri'yle işbirliği hâlinde olduğu için Alfred, Dünya İşçileri Birliği hakkında yazı yazmamı istedi.
E pelos boatos de que a cúpula da FOA... está conchavada com Steel Trust, Alfred me perguntou se ainda ia fazer o artigo sobre a IWW.
Ayrıca Dünya İşçi Birliği'nin zulmünden bahsedeceğim. Yurtsever derneklerin yükselişinden ve baştaki sosyalistlerin yaklaşımlarından.
E vou falar da persecução de IWW, do aumento das sociedades patrióticas... e da capitulação dos líderes socialistas.
Plumb planını, Amerikan İşçi Federasyonu ve Dünya İşçi Birliği'nin onlara karşı tavrından bahsedeceğim.
Comentarei o Plano Plumb, e em concreto a atitude... e a política da FOA e IWW para ele.
Yoldaşlar, pek çok politikası yanlış olsa da Dünya İşçi Birliği devrimci bir birliktir ama Amerika İşçi Federasyonu değildir.
Camaradas, despeito ao desacertado de muitas políticas suas, IWW é um sindicato revolucionário... e a Federação Trabalhadora Americana não.
Amerika'daki gerçek devrimci işçiler uzun zaman önce Amerikan İşçi Federasyonu'ndan ayrılıp Dünya İşçileri Birliği'ne geçti.
Os trabalhadores revolucionários de verdade dos Estados Unidos... há muito que se foram da FOA... e se apontaram a IWW.
Yoldaş Radek, bu tartışma için zamanı olmayan insanlar devrimci fikirler yüzünden Amerika'da hapse atılan Dünya İşçiler Birliği'nin 101 lideridir.
Camarada Radek, outras pessoas sem tempo para esta discussão... são os 101 líderes de IWW... que estão na prisão nos Estados Unidos... por suas idéias revolucionarias.
Bir dünya-dışı öldürücü tekme birliği için eğitildi.
Treinada para uma brigada assassina extraterrestre.
onları sağ salim dışarı bıracak olan bilgi mağarasına doğru ilerleyelim. Hatırlatmak istiyorum ki 3 gün içinde Bir kongremiz olacak Dünya Kadınlar Birliği.
Então, vamos para este antro de conhecimento que, assim como em 1001 Noites, irá engolir os nossos heróis, e em três anos, ao som de abre-te sésamo, irá vomitá-los, esperamos que sãos e salvos.
Kırmızı köşede, ağırlığı tam tamına 136,7 kilo olan, altın madalya sahibi ve hiç yenilmemiş dünya amatör boks şampiyonu Sovyetler Birliği'nden.
No canto vermelho, com 136. 7 kg, medalha de ouro e campeão mundial amador sem derrotas da União Soviética.
Dünya Savaşı'nda, Avustralya Hafif Atlı Birliği, Filistin'de Türk-Alman ordusunun karşısında,..
Em 31 de Outubro de 1917,
Ama el birliği edersek, dünya güvenli bir yer olur... -... savaş kazancı için.
Mas se trabalharmos juntos, faremos do mundo um lugar seguro para lucrar com a guerra.
General Giap ve Dünya Komünist Birliği de.
E o General Giap e toda a Internacional Comunista também.
Bütün iddianameler Dünya Birliği mahkeme kayıtlarından.
- Deixa-me ver.
Babil 5'te Dünya Birliği yetkili ve tutuklanabilir.
Todas as baterias, armar.
Yarbay Sinclair hem Dünya Birliği'nin, hem de bu meclisin saygın bir ferdidir.
Continua a aproximar-nos. Senhor, eu não estou a gostar.
- Dünya Birliği kabul etmiyor. Büyükelçi Delenn?
A situação está a ficar fora de controle, Lenonn.
Herkesin şu konuda fikir birliği içerisinde olduğundan eminim ki,... Eurisko sürekli artan bir rekabet içindeki dünya ile yüzleşmelidir.
Como todos os membros do conselho de administração concordarão, a Eurisko tem de enfrentar as realidades de um mundo cada vez mais competitivo.
Dünya ve Psişik Birliği, Gölgeler'le ortak olmuşsa bu büyük bir olaydır.
Se a Terra e o Psi Corps estão mesmo a trabalhar com as Sombras, isto é demasiado grande.
Tarihe geçecek bir hareketle Dünya, ittifakla güç birliği yapmaya karar verdi.
Num momento histórico, a Terra concordou em juntar forças com esta nova Aliança.
Sonra Dünya Gücü Acemi Birliği'ne katıldım.
Depois eu alistei-me no Corpo de Cadetes da Earthforce.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]