Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ H ] / Hayat böyle

Hayat böyle перевод на португальский

2,453 параллельный перевод
Stacy'le hayat böyle işte, Peter.
Essa é a vida com a Stacy, Peter.
Cenazesi vardı. Hayat böyle, sanırım.
Tinha um funeral, o que também é vida...
Hayat böyle.
É a vida!
İstediğimiz her şeyi yapabilseydik müthiş bir şey olurdu ama hayat böyle işlemiyor.
Era bom se pudéssemos fazer como gostamos, mas a vida não é assim.
Hayat böyle midir?
É a porra da vida?
Hayat böyle.
É a vida, acho.
Çok tuhaf. Böyle anlarda hayatın gözlerinin önünden film şeridi gibi nasıl da geçer.
É engraçado como a vida nos passa diante dos olhos, em momentos como este.
Bir süre sonra, ben hayatımı kazandım. O da böyle kaldı işte.
Passado uns tempos eu tinha a minha vida, ele tinha a dele.
Hayatımda böyle bir şeye ihtiyacım yok.
Não preciso dela na minha vida.
Keşke hayatımda yetişkin bir birey olsaydı da böyle acil durumlarda yardımıma koşabilseydi.
Se houvesse um adulto na minha vida que pudesse ajudar em alturas destas.
Hayatımı böyle ikiye bölemem.
Não posso separar a minha vida assim.
Hayatımda böyle salakça bir şey duymadım ben.
Essa é a coisa mais estúpida que ouvi na vida.
Hayatında böyle birinin olması çok güzel.
É bom ter alguém assim na tua vida.
Ama hayatının kalanını böyle geçirmesine gerek yok.
Mas não precisa de o ficar o resto da vida.
Hayat boyu böyle miydi?
Ele era sempre assim?
Böyle bir travma hem onun hem de hayatındakiler için yıkıcı olur.
Um trauma desses seria devastador para ele e para alguém na sua vida.
Ya böyle bir travmayı içinize atarsınız ya da tekrar hayatınızın kontrolünü almaya çalışırsınız.
Ou somos vencidos por este tipo de traumas ou tentamos recuperar o controlo da nossa vida.
Hayatım nasıl bir şeyin etkisine girdi böyle?
Voltei para casa de tão longe.
Böyle bir insan, kanlı bir törenle hayatına son vermek ister mi?
- Sim? Um homem assim acabava com a vida, com um espectáculo sangrento, de si mesmo?
Ama galiba hayatın kendisi de böyle.
Mas acho que este é o verdadeiro círculo da vida.
Hayatım boyunca bana asla böyle bir şey dememişti.
Durante a minha vida, ele nunca me chamou assim.
Hayatım, böyle görünmemeli.
Querida, isso não ficará assim.
Hayatım, bütün çiftlerin böyle uyarıcılara ihtiyacı vardır.
Querido, todos os casais podem usar algum estímulo.
Hayatımda hiç böyle okkalı osuruklu uyku çekmemiştim.
Foi o melhor sono mamo-peidoso que já fiz.
Böyle görünürken yaşadığı bir hayatı istemiyor.
Ele não quer viver a vida com este aspecto.
Hayatım böyle şeyler için tehlikeli.
E a minha vida é demasiado perigosa para essas coisas.
Yani hayatın boyunca hiç böyle bir bara gelip de "Bayım" "bir tane 7 ve Squirt alabilir miyim?" dediğini duydun mu?
Em toda a tua vida já ouviste falar de alguém chegar a um bar e dizer "Senhor, quero um Seven e Squirt"?
Kral'ın yiyeceklerini çalmış. Böyle bir şeyi hayatımda görmedim!
Roubou a comida do rei.
Korsan hayatı yaşamak böyle bir şey.
Levo uma vida de pirata.
Tümörün yerleşim yeri ve boyutu göz önüne alındığında böyle bir ameliyat her zaman tehlikeli ve hayatı tehdit edicidir.
Considerando a localização e o tamanho do tumor, uma cirurgia desta natureza, é sempre muito perigosa e com potencial risco de vida.
Böyle bir hayatın tadını çıkartmalısın. Hem de herşeyiyle.
Agora tenho que aproveitar a vida, Raparigas, diversão...
Hayatım boyunca böyle bir tedavi şekli duymadım.
Eu nunca ouvi falar de tratamento para toda a minha vida
Böyle bir hayat üzerine gerçekten çok ama çok kez düşündüm ve bizim gibi kişiler için ne ifade ettiği konusunda...
Tenho pensado muito sobre esta vida e o que significa para pessoas como nós.
Bill, benim hayatım bundan sonra böyle.
Bill, agora a minha vida é assim.
Bu arada hayatımda böyle seks yapmadım.
A propósito, ele é a melhor cama do mundo.
Hayatımda hiç böyle bir şey yapmadιm.
Nunca na vida fiz nada assim.
Çünkü benim... müzik hayatım çoğu zaman böyle geçti. Tam da her şey başarıya ulaşacakmış gibi görünüyorken birisinin yaralanması menajerin kovulması, mutlaka bir şeyler oluyor. Jeff'in
Sinto que a minha carreira musical também tem sido assim, na medida em que cada vez que parece estar a começar a arrancar, alguém se lesiona ou o treinador é despedido ou algo acontece.
Önünde uzun bir hayat var böyle yaşama
Ben, tens muito caminho pela frente, está bem? Não o vivas desta forma.
Hayatımda böyle bir şey duymadım.
É a maior loucura que já ouvi.
Hatta böyle bir şeyi hayatımda hiç görmedim.
Nunca vi uma coisa assim na minha vida.
Oh, Les, hayat boyu böyle adi olma.
Oh, Les, não sejas um estúpido toda a tua vida.
Böyle bir hayatın bazı kişilerin ilgisini çekeceği gerçeğini kabullenmelisin. Bilirsin.
Tem de admitir que este tipo de vida agrada a um certo género de pessoas.
- Hayatım boyunca böyle hissettim.
Toda a minha vida.
Hayatımda böyle bişey görmedim ya..
Nunca tinha visto algo assim na minha vida! Nunca!
# Hayatında hiç böyle bir şey gördün mü?
Já tinhas visto alguma coisa assim na vida...
# Hayatında hiç böyle bir şey gördün mü? #
Já tinha visto alguma coisa assim na vida... "
Tüm hayatımı böyle bir mağazada geçirmek istemiyorum.
Não quero passar a minha vida ao balcão a vender isto e aquilo
Tanrım, insanları böyle sefil bir hayat sürmeye iten nedir hiç bilemiyorum.
- Santo Cristo, não sei o que é que leva as pessoas a viverem uma vida tão desgraçada.
Böyle şeyler hastalıktır ve er ya da geç, hayatının başka kısımlarını yönetecektir.
Aquilo é uma doença e mais cedo ou mais tarde, vai assumir outras partes da vida dele.
Hayatım, seni çok seviyorum ama beni niye böyle şeylere bulaştırıyorsun?
Querida, eu amo-te, mas porque é que me metes nisto?
Phil hayatım, böyle olmuyor.
Não está a resultar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]