O kadar iyi olur перевод на португальский
431 параллельный перевод
İşin doğrusu, etrafında ne kadar az kişi olursa, o da o kadar iyi olur.
Na verdade, ele deve estar afastado de gente agitada em volta dele.
- Oturmuş ense yapıyorduk! - Ne kadar çabuk çıkarırsanız o kadar iyi olur.
Bem, vou estar a teu lado quando começar a tocar a marcha nupcial.
Bu işi ne kadar az kişi bilirse o kadar iyi olur.
Quanto menos pessoas saibam disto, melhor.
Benim fikrimce... ne kadar çabuk ayrılırsanız, herkes için o kadar iyi olur. Özellikle de ordu için.
Quanto a mim, quando mais depressa sair, melhor para todos, sobretudo para o Exército.
Ne kadar çoksa o kadar iyi olur. Raporlarınız önyargısız olmalı.
O seu relatorio seria valioso.
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur.
Quanto antes melhor.
Auvers'e ne kadar çabuk yerleşirsem o kadar iyi olur bence.
Acho que quanto mais cedo me instalar em Auvers, melhor.
Şey, bence ne kadar erken başlarsamız, o kadar iyi olur.
Pelo que me diz respeito, quanto mais cedo fores, melhor!
Birbirimizi ne kadar az görürsek o kadar iyi olur..
Ouve : Quanto menos nos virmos, melhor.
Ne kadar çok olursa o kadar iyi olur.
Cartuchos de caçadeira, se tiveres.
Ne kadar az ilgilenirsen o kadar iyi olur.
Ouve bem, quanto menos fizeres, melhor é.
Bu yüzden bu kağıtları ne kadar çabuk imzalarsak o kadar iyi olur.
Quanto mais depressa assinarmos os papéis, melhor.
Ne kadar az insan bunu bilse, o kadar iyi olur.
Quanto menos gente souber disto, melhor.
Ne kadar çabuk olursa o kadar iyi olur!
Quanto antes, melhor!
Ne kadar uzun süre burada olduğumuzu zannederse o kadar iyi olur.
- Ele que pense que não saímos.
Ne kadar çok şarkı söylersen, o kadar iyi olur.
Quanto mais canta, melhor fica.
Kim olduğunu ne kadar çabuk öğrenirsek o kadar iyi olur.
É melhor que descubramos quanto antes, quem és.
Ben de en az senin kadar kararlıyım o yüzden benimle gelsen iyi olur. Seni içeri sürükleyeceğim.
Sou tão determinada como tu, por isso, mais vale entrares, senão arrasto-te.
O zamana kadar burada kalıp beni yalnız bırakmazsan iyi olur.
Seria bom se ficasses a fazer-me companhia, até lá.
Kendimi beğenmişliğime karşı iyi bir ders olur, o kadar.
Um bom golpe para minha vaidade.
Isimizi bitirene kadar birlikte kalmamiz... hepimiz için daha iyi olur.
Seria melhor para todos nós se não nos perdessemos uns aos outros de vista... até o nosso negócio estar feito.
Ne kadar mızmızlık varsa, o kadar iyi bir ekip olur, Jim.
Quanto mais, melhor o exército.
Tamir olana kadar takmasan daha iyi olur.
É melhor não o usares por enquanto.
Eski arkadaşım Sanabaum'un dediği gibi en iyi psikanalistler kadınlardan olur, ta ki aşık olana kadar ondan sonra ise en iyi hastalar onlardan olur.
Como o meu velho amigo Sanabaum costumava dizer. As mulheres dão as melhores psicanalistas, até se apaixonarem. Depois disso dão as melhores pacientes.
- O adam 10 : 30'a kadar aramazsa, kendimiz başlasak iyi olur.
Se o tipo não ligar até às 10h30, é melhor começarmos à mesma.
Yem ne kadar iyiyse, o kadar iyi balık olur.
Quanto melhor o isco, melhor a presa.
Bence satış işlemi tamamlanana kadar görevinden alınsa iyi olur.
Aconselho a sua substituição, o mais depressa possível.
Ne kadar çabuk olursa, o kadar iyi olur deyim yerindeyse. Güzel.
Óptimo.
- Bu kadar kibirli olmasan iyi olur dostum.
Com todo o luxo!
Pedro şarkısını bitirene kadar teslim olmazsanız... Pedro uzun bir şarkı çalsa iyi olur çünkü başkasına fırsatı olmayacak.
Se não se renderem antes que o Pedro acabe a sua canção... mais vale que seja longa, Pedro, porque será a última que tocas.
Whit'e Billy'nin atını yakalatsan iyi olur, yoksa Santa Cruz'a kadar yürür.
É melhor o Whit ir apanhar o cavalo do Billy, se não queres que ele vá a pé para Santa Cruz.
Belki o uyuyuncaya kadar burada kalsam daha iyi olur.
Talvez seja melhor eu ficar até ela adormecer.
Adamın geri dönünceye kadar bizimle kalsa daha iyi olur.
Deixe o seu homem aqui até voltar.
Evet, peki bizim arabada ne kadar var, 200,000 dolar,... o zaman hepimiz gözümüzü dört açsak iyi olur.
Sim com os 200.000 dólares, que levamos no carro... é melhor abrirmos bem os olhos.
- Öğlene kadar orada olsak iyi olur. Nerede şu....
Se temos que chegar antes do meio dia, nós... o que é isso?
Olur. Ne kadar çok o kadar iyi.
Claro, quanto mais, melhor!
Hem o zamana kadar haberler daha iyi olur.
Então, as notícias serão ainda melhores.
Yine de mümkün olduğu kadar çabuk çiftliğe dönsek iyi olur.
Entretanto, devemos voltar para o rancho assim que for possível.
Seni bir güzel yıkayana kadar... arkada köpekle otursan iyi olur.
Filho, é melhor você ir atrás com o cachorro... até nós conseguirmos te dar uma lavada.
O zamana kadar beni aramaya alışmasan iyi olur.
Até lá, será melhor que não tente ir ter comigo.
Ama aynadan, ardında bıraktığın hasarı görebilecek kadar uzaklaşsan iyi olur.
Mas afasta-te o suficiente do espelho para veres as asneiras que andas a fazer.
- Seni kapıya kadar geçireyim. - İyi olur.
- Acho que é melhor ir com você até o portão.
Çocuk doğana kadar öylesi daha güvenli olur. İyi.
É um lugar seguro para o bebé.
Kolum birkaç güne kadar daha iyi olur.
O meu braço deve sarar dentro de dois dias.
Dikkatli olsan iyi olur, yoksa bir gün... bu güç kontrol edemeyeceğin kadar büyük hale gelebilir.
É melhor teres cuidado, ou um dia pode ficar demasiado grande para que o consigas controlar.
Bir şişe Chateau Lafitte 37. Savaştan sonraya vermeyi düşündüğüm fakat o kadar iyi gidiyorsunuz ki şimdi de versem olur diye düşündüğüm nadir kaliteli purolar.
Uma garrafa de Château Laffite, de 37 alguns charutos que guardei para depois da guerra, mas como vos está a correr tão bem, mais vale fumá-los agora.
Bu baltaya gerçek bir temizlik yapsan iyi olur böylece sonraki pislik gelene kadar çiğneyebilirsin.
Você é um anão. É melhor limpar os dentes... para que possa mastigar o próximo idiota que vier.
Şey, belkide gösteri zamanı gelene kadar, daha iyi olur.
A casa de um homem é o seu castelo. A minha é um fosso, Al.
O kadar tuhaf ki kimseye bir şey anlatmasam iyi olur.
Tão estranho que nem devia contar isto a ninguém!
"Bir süs balığı kadar beynim olsaydı, daha iyi bir işim olur muydu?" diye düşünüyorsun.
Ou estás a pensar : " Se tivesse o cérebro de um peixinho dourado,
Beverly, belki de üsse varana kadar kendini revirle kapatırsan daha iyi olur.
Beverly, acredito que o melhor para você é que fique na enfermaria até chegarmos.
o kadar mutluyum ki 33
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi 85
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar güzel ki 39
o kadar 1376
o kadar güzelsin ki 18
o kadar ki 28
o kadar param yok 29
o kadar iyi 85
o kadar da değil 104
o kadar oldu mu 34
o kadar mı 107
o kadar güzel ki 39