Sadece bir kez перевод на португальский
1,370 параллельный перевод
Bak asıl mesele, sadece bir kez yanarsın.
Vê... O problema é, que só tens de fazer merda uma vez.
Biraz yavaş, biraz geç. Ama sadece bir kez.
Ser um pouco lento, um pouco atrasado.
Johnny böyle bir şeyi sadece bir kez yaptım.
Foi a única vez que fiz uma coisa destas.
O-Ren'in soyu ve milliyeti konusu konseyde sadece bir kez gündeme geldi.
O assunto do sangue de O-Ren e nacionalidade surgiu antes do conselho somente uma vez.
Onu sadece bir kez gördüm bu yüzden normal fikrini söyleyemem.
Só o vi uma vez por isso não posso formar uma opinião.
- Sadece bir kez. Lütfen madalyonuna bas. Marek olmadan hiçbir yere gitmiyoruz.
Não vou sem o Marek.
Sadece bir kez.
Só por um momento.
ona sadece bir kez yalvardım.
Só tive que lhe implorar uma vez.
Sadece bir kez, karım kız kardeşindeyken almıştım.
Foi a única vez quando a minha mulher esteve com as irmãs.
Annemle babam hayatlarında sadece bir kez s * kiştiler.
Meus pais só transaram uma vez na vida.
Ayda sadece bir kez olur.
Só acontece uma vez por mês.
Tanrım, bu daha önce başıma sadece bir kez gelmişti.
Isso só aconteceu comigo uma vez.
Sorularına kısa ve öz cevap vereyim. Çok iyi dinle, çünkü bunu sadece bir kez yapacağım.
Vou-te dar 99 % das respostas que pretendes mas sugiro que tomes nota, porque só te digo uma vez.
Sadece bir kez anlatacağım.
Só digo isto uma vez.
Bu insanın hayatında sadece bir kez olur.
Só se faz uma vez na vida.
Kolia'yı sadece bir kez gördün.
Apenas o encontraste uma vez.
Yalnızca bir kez ölürsün ve kanun seni sadece bir kez ölüm cezasına çarptırabilir.
Só se morre uma vez... E a justiça só pode condená-lo uma vez a morte.
Ama sadece bir kez görmek için beni aylarca gözler mi?
Achas que alguém te espia meses só para dar uma queca?
Çünkü bunu size sadece bir kez söyleyeceğim :
Só vou dizer-vos isto uma vez :
Ve lütfen, benim için ona karşı kibar olmayı deneyebilir misiniz sadece bir kez, ha?
E por favor, por mim, podes tentar ser gentil com ele... apenas desta vez?
Kızı sadece bir kez gördüm, Walt.
Só a vi uma vez, Walt.
Eh biz sadece bir kez yaptık.
Bem, só tivemos uma sessão.
Bu sadece bir kez oldu Ross, ve sadece beş miligramlıklardı.
Foi só uma vez, Ross, e eram só de cinco miligramas.
Ee, sadece bir kez... ... sana.
Só uma vez por ti.
Tatlım, bu senede sadece bir kez oluyor.
Querido, é uma vez por ano.
Hey şef bu konuda sendika ile konuştum. Ve sadece bir kez yapılabileceğini söylediler.
Chefe, perguntei no sindicato, só pode fazer isso uma vez.
Sadece bir kez.
Só a fodi uma vez.
Sadece bir kez Montmorency'lerden bahsettim, o kadar.
Falei uma vez dos Montmorencys, mas é tudo.
Sana sadece bir kez soracağım.
Só te vou perguntar uma vez.
Sana sadece bir kez daha soracağım.
Só vou perguntar-te mais uma vez.
Sadece bir kez daha mı soracaksın?
Só vais perguntar-me mais uma vez?
Bir kez olsun sadece bir kez bilerek doğru şeyi yapmayı isterdim.
Só queria por uma vez por uma vez proceder bem de propósito.
Okuduğum kadarıyla, biriyle sadece bir kez bile karşılaşmış olsan... aynı kişiyi 10 yıl sonra tekrar gördüğünde... sanki onunla her gün karşılaşıyormuş gibi selamlarmışsın.
Li que alguém pode conhecer-te uma vez... e tu vês essa pessoa novamente dez anos depois. E saúda-lo como se o tivesses visto em cada dia da tua vida.
Sadece bir kez diyorum.
Mete esse cu cá para fora e fá-lo bater.
Evet. Böyle bir güzelliği insan sadece bir kez bulabilir, anlıyor musun?
E o tipo de beleza que um cara só vê uma vez, sabe?
Bir şey rica etsem... Bir kez, sadece bir kez benim için gülümser misin?
Importava-se de me fazer um favor e de sorrir para mim uma vez?
Bana olan şey sadece bir kez oldu.
O que me aconteceu só aconteceu uma vez.
Sadece bir kez olsa bile yaptık öyle değil mi?
Mesmo que tenha sido só uma, vez pelo menos fizemo-lo, não é?
" Sadece bir kez yaşarsın dostum.
Vá em frente vá. Só se vive uma vez, parceiro.
Onu sadece haftada bir kez teftiş kurslarında görüyorum, ve artık çemberin dışında gibi de değilim.
Só o vejo uma vez por semana. Já não sou do seu círculo de amizades.
Pek çok insan böyle bir şey olmadığına bunun sadece hikayelerde olduğuna inanır. Ama o ikisi ilk kez birbirleriyle göz göze geldiklerinde, birbirlerine aşık olmuşlardı. İlk bakışta...
Muita gente diz que hoje em dia tal coisa já só existe nos livros, mas mal aqueles dois puseram os olhos um no outro sentiram de imediato, sem sombra de dúvidas ou brincadeiras, um sentimento incomparável, foi amor à primeira vista.
Bu arada, sadece bir kez geceler boyu demek yetmez.
A propósito, teria chegado dizeres "noite, após noite".
Benim hayatımda ilk kez olacak bir şey, senin için sadece bir eğlence mi?
A minha primeira vez será só uma diversão para ti?
Giorgia artık bir süredir iyi.. .. bu yüzden size sadece haftada iki kez ihtiyacımız var.
Como a Giorgia não tem crises há algum tempo só precisas de vir umas duas, três vezes por semana.
Sadece ilk kez senin herhangi bir konuda özür dilediğini gördüm.
É que foi a primeira vez que te ouvi pedir desculpa... de qualquer coisa.
Bu hissi sadece bir kez tattım.
Só uma vez eu senti isto.
Bir kez daha, seçebileceğimiz 12 çok güzel kızımız var, ama sadece biri Sapphire Yılın Kızı olabilir.
Mais uma vez, temos 12 raparigas deslumbrantes para escolher, mas só uma pode ser a Miúda Sapphire do Ano.
Haftada üç kez bir kaba işemeyi sevmiyorum sadece.
Só não gosto de urinar para um copo três vezes por semana.
Neden sadece, fikirlerin bir kez yaşatıldığını anlamıyorum.
Não percebo porque é que só experimentamos as ideias uma vez.
Sadece bir kez yaşarsın.
Só se vive uma vez.
Hayflick, bir hücrenin zehir birikiminden ölmeden önce sadece 56 kez çoğalacağını ön görmüştü.
Hayflick propôs que uma célula só se pode duplicar 56 vezes antes de morrer por excesso de acumulação de toxinas.
sadece bir adam 18
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169
sadece bir gece 27
sadece biraz 87
sadece bir kere 62
sadece bir 91
sadece bir tane 124
sadece bir tane mi 18
sadece bir yudum 20
sadece bir fikir 24
sadece bir dakika 169