Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çantan

Çantan перевод на португальский

2,710 параллельный перевод
Haydi çantanı aç bakalım.
Não posso. Mostra-me a mala.
Çantanı kontrol etmek zorundayım.
Olha, eu tenho de ver a mala.
Bebek çantan var mı?
Tem uma bolsa porta fraldas?
Somayeh, gel çantanı al.
Somayeh, anda buscar a tua mochila.
Mesela, neden çantan kumla dolu?
Por exemplo, por que está tua mala cheia de areia?
- Çantanın içinde ne var?
- O que está no saco?
Ufaklık çantanın içinden fırladı.
Essa coisinha saiu da tua bolsa.
- Evet ama vücutları bir çantanın içinde mi?
- Sim, mas em sacos?
Günün sonunda zaten başka seçeneğiniz kalmayacak ama beni bir çantanın içine tıkın ve Potomac nehrine atın gitsin.
Até ao fim do dia, não terá escolha, a não ser... pôr-me num saco de resíduos e espalhar-me pelo Potomac.
Çantanı ver.
- Dá-me a tua mochila.
Çantanı karıştıran Scott değildi.
Não foi o Scott que esteve a mexer nos teus sacos.
Ya da çantanın içindeki şeyin peşindeydi.
Ou o que estava na pasta é o que ele queria.
El çantanızı görmüş.
Ela viu a sua mala.
Şu senin çantan mı?
Esta aqui não é a sua mala?
Birinin çantanı görmüş olma ihtimali var mı?
Quem podia saber? É possível que alguém te tenha visto a entregar a mala?
Çantanızı tanıdım. Başkent Sanat Suçları'ndansınız değil mi?
- É da Crimes de Arte de D.C., certo?
Çantanızı kontrol etmemiz gerekecek.
Vamos ter que verificar a pasta.
Dublörle konuşmak için David'e benimle çantanın orada buluşmasını söyleyebilir misin?
Podes pedir ao David para vir ter comigo ao colchão para falar com o duplo?
Hey, jimnastik çantan nerede? Ha?
Onde está o teu saco da ginástica?
Çantanı düzenleyip çıkmanı söylemedim mi- -
Se tiver que te mandar pegar na mochila outra vez...
Çantanızı kontrol edebilir miyim, lütfen?
Posso verificar a sua bagagem, por favor?
Çantanın içinde bomba varsa, tetikleyici mekanizmaya ihtiyaç duyacak. - Cep telefonu gibi.
Se houver uma bomba na mala ele vai ter alguma coisa para a activar, como um telemóvel.
Neden çantanı alıp yorumlarına evin içinde devam etmiyorsun?
Por que não apanhas a tua mala e vais criticar a parte de dentro da casa?
Çantanız?
A sua mala?
- Magnus, çantanı al.
- Magnus, vai buscar a mochila.
Çantanı ne zaman toplayacaksın?
Quando é que vais fazer a mala?
Çantanı hâlâ toplamamışsın.
Estou a ver que ainda não fizeste a mala.
Çantanı ben toplarım öyleyse.
Então vou ter de a fazer por ti.
Çantanı yanına al. Ne?
- Pega na tua mala.
Çantanı yanına al.
- O quê? Pega na tua mala.
Eğer katil böyle bir çantanın içinden ateş ettiyse, bu sesi engeller.
Se o assassino atirou através de uma coisa assim, - abafaria o barulho.
Çantanı dışarıda bırakmak zorundasın.
Tem que deixar isso cá fora. - Porquê?
- Şu çantanın sapını iki haftadır yaptır diyor.
E tu vais ser... Esta pega. Pediu-me para arranjá-la há duas semanas.
Freud'a göre çantanın vajinayı simgelediğini biliyor muydun?
Você sabia que, para Freud, bolsas são que nem vaginas?
Yürüdüğünüz yerde çantanın kaplamasının arasından ateş edecek. Çok güzel.
Vai disparar através da casca da pasta enquanto caminha.
Yanında silahlarla dolu bir çantan ve ebediyet yüzüğü takan bir öğretmen vardı.
Tinhas a mochila cheia de armas e um professor com um anel da eternidade.
Erkek çantanı.
A tua bolsinha.
Bazı bikinili adamlar senin çantanın aynısından almışlar.
Algum cara de biquíni pegou sua bolsa.
Çantanı bulamadığımıza üzüldüm dostum.
Sinto muito por não acharmos a tua bolsa.
Sen, ben ve çantan bir show falan izleyelim.
Porque eu, tu e a tua bolsa não vamos a um show ou outra coisa?
Sana söz veriyorum, gelecek sefer çantanın içinde çorap olmayacak.
Prometo que da próxima vez não serão meias na mala.
Çantanın etrafına yerleştirin.
Ponham-nas à volta da mala.
İçeriye gidecek çantanı toplayacak ve arabana binip gideceksin.
O que vais fazer é ir ali fazer uma mala, meteres-te no carro e ires-te embora.
Sanırım çantan çalıyor.
Acho que está alguma coisa a tocar na tua carteira.
Senden Los Angeles'a geldiğinden beri, çantanın yanında olmadığı anları hatırlamaya çalışmanı istiyorum.
Quero que você tente lembrar-se de todas as vezes em que não tinha a sua bolsa consigo desde que chegou aqui a Los Angeles.
Moda bölümünde okuyacaksan, modaya uygun bir çantan olacak demektir.
Já que vais estudar moda, tens de ter um portefólio estiloso.
Çantanı kurtarıyor.
- Está a salvar-te a carteira.
Çantanızı bagaja bırakmak istemediğinizden emin misiniz? Burada alabilirim.
Posso fazê-lo aqui.
Çantanın büyüklüğü uygun.
Tem o tamanho certo.
Hayır, sizinki çantanızın içinde.
Não, a sua está na sua mala.
Çantanı getirdim.
Trouxe a tua mala.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]