Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ş ] / Şansa bak

Şansa bak перевод на португальский

378 параллельный перевод
Şansa bak!
- Pascual!
Şansa bak ki Randolph amca, Fransızca en sevdiğim derslerden biri olduğundan Henry ile matmazel arasındaki o harika konuşmayı anlama şansına sahiptim.
Ainda bem, Tio Randolph, que a língua francesa sempre foi a minha favorita... Eu entendi toda a incrível conversa entre Henry e Mademoiselle.
Ama şansa bak ki, böyle dansçı kızlar konusunda tecrübeliyim.
Mas, felizmente, tenho tido experiência com coristas.
Sabah Fred'i arayayım da fesatlık edeyim. Şu şansa bak.
Amanhã já telefono ao Fred para lhe contar.
Şansa bak.
Isto é que é sorte.
Şansa bak, Noel için birileri geliyor.
- Visitantes! - Que bom. teremos companhia para o Natal.
- Aman Tanrım, şansa bak!
Isto é tão aleatório!
"Ama şansa bakın, iyi bir arkadaşım burada, komiktir, komik bir adamdır."
"Mas felizmente um amigo meu, um tipo com graça..."
Şansa bak.
Que sorte.
Şu şansa bak, Livia!
Que sorte!
Şu şansa bak, Livia!
Mas que sorte, Lívia!
Şansa bak, kucağına düştüm. Ne garip bir rastlantı!
- Não esperava vê-la aqui.
Şu şansa bak, ters dönmüyorlar.
Que sorte a minha! Estão a rodar para a frente.
Şansa bak ki, eğitimli bir kılavuz olarak deniz evim oldu, mürettebat olarak da Pedro ve Sancho hep yanımdaydı.
Felizmente, sou piloto, um navegador e o mar não tem segredo para mim. Com a ajuda do Pedro e do Sancho creio que conseguimos por este barco a andar.
Ama şansa bakın ki şişeyi neredeyse başına düşeceği için Mösyö...
Brewster ter presenciado o lançamento
Şu şansa bakın.
Quem sabe o que nos espera?
Şu, şansa bak!
Vejam só.
Şansa bakın ki, bugün bazı işleri için şehre geleceğini söylemişti.
Por acaso, ele mencionou que viria hoje à cidade em negócios.
İyi eleştiriler aldım. - Şansa bak.
- Dá para notar.
Koca trendeki tek insan bir kadın. Şansa bak.
A única pessoa no comboio é uma mulher.
Şansa bak, mat olacaksın.
A propósito, está em xeque.
Şansa bak.
Que sorte a minha.
Şansa bak. Ordu gelmiş.
Parece que a nossa sorte mudou.
Merkür alçalıyor, anne. Şansa bak.
A leitura do barómetro está em queda livre, mamã.
Şansa bak!
Ned, que sorte!
Şansa bakın ki, size hatırlattım.
Bem, ainda bem que o lembrei.
Fakat, şansa bak ki, birden açık bir mevki ortaya çıkıverdi.
Mas, por sorte, surgiu uma vaga de repente.
- Harika, bendeki şansa bak. Salak Clavin'e saçma bir kart almak için şehri dört dönüyorum ama o burada bile değil.
Tenho que correr pela cidade para encontrar um cartão para o idiota Clavin e ele nem está aqui.
Şansa bak, okulun en yakışıklısı.
- Que sorte. O mais giro da escola.
Şansa bak. Kaç tane şarkı olabilir ki?
Quantas músicas devem existir?
Şansa bak 17 yaşında bir Fransız güzeli.
Pá, que espectáculo. Arranjar uma francesa de 17 anos.
Şansa bak!
Realmente tive muita sorte.
Şansa bakın ki birini bulduk Sizi sven'le tanıştırayım.
Felizmente, arranjámos substituto. Apresento-lhes o Sven.
Allah kahretsin! Şansa bak.
- Raios, tenho mesmo um problema.
Şu şansa bak, yanlış trene atlamışız.
Eu seja um filho da puta. Assaltámos o veiculo errado.
Bendeki şansa bak.
Que sorte a minha...
Şansa bak, yaşlı Mori kızını bir federal ajanla evlendirdi ha?
Sorte a nosso por o Mori ter casado ha filha com um federal, hein?
Olamaz, şu şansa bak.
Caramba, que sorte!
Şansa bak!
Essa agora.
- Şansa bak.
Oh, mas que pena.
Söylemeye çalıştığım, sizin odanın devamlı müşterisi vardır. Şansa bakın buraya geliyor. Mücevhercidir.
Quero dizer que vamos receber... um negociante de produtos femininos... e jóias, bem, sabe... não esperava que passasse a noite aqui e... para ser claro, preciso de seu quarto.
Şansa bak.
Meu Deus!
Şu şansa bak.
- Que sorte a minha.
Şansa bak.
Que maravilha.
Bakın, kimsiniz bilmiyorum. İşimi şansa bırakamam.
Eu não sei quem é você mas eu não posso arriscar.
Şu şansa bak.
Que azar...
Bak, eğer gençlere bir ikici şans daha verirsen ve ben başka bir şans, bu üç şans eder, ve daha önce de verdiğimiz iki şansa iki tane daha ekliyoruz bu... beş veya altı şans...
Olha, se deres outra chance aos rapazes da segunda-chance... e a mim outra chance, vão ser três chances, e acrescentar as duas chances que tínhamos antes, isso faz cinco ou seis chances...
Şansa bak.
Que falta de sorte!
Şansa bakın, bizde biraz kalmış.
Que sorte!
- Şansa bak.
Oh, raios.
Şansa bak!
Que sorte! São três.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]