Rahatsız edilmek istemiyor перевод на русский
44 параллельный перевод
Madam Grusinskaya rahatsız edilmek istemiyor.
Мадам Грушинская просила не беспокоить.
Dayım sorularla rahatsız edilmek istemiyor.
Просто забудьте про него. Моему дяде просто не хочется отвечать.
O bir yazar ve rahatsız edilmek istemiyor.
Он - писатель, и его нельзя беспокоить.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Он пишет проповедь.
Ve bu sabah, rahatsız edilmek istemiyor!
Кроме того, он просил его не беспокоить!
Mr Berman deney sırasında kesinlikle rahatsız edilmek istemiyor.
Мистер Берман просил не беспокоить его при эксперименте.
Hayır, rahatsız edilmek istemiyor.
Нет, она не хотела, чтобы её беспокоили.
Bay Chambers dinleniyor. Rahatsız edilmek istemiyor.
Мистер Чеймберс просил не беспокоить.
Bayan Goebbels, Führer rahatsız edilmek istemiyor.
Фюрер не хочет, чтобы его беспокоили.
Rahatsız edilmek istemiyor, bundan kendisini odasına kitliyor.
Он не хочет, чтобы его беспокоили, и поэтому он запирает дверь.
Kapı tokmağındaki kravatın anlamı birileri rahatsız edilmek istemiyor çünkü, bilirsin, aganigi naganigi yapıyorlar.
Ладно, слушай, галстук на дверной ручке обычно означает, что кто-то не хочет, чтобы их беспокоили, потому что они... ну знаешь, заняты этим.
İnzivaya çekildi ve rahatsız edilmek istemiyor.
- Он в уединении, его нельзя беспокоить.
Bağışlayın beni. Kardinal rahatsız edilmek istemiyor.
Простите, мой отец в плохом самочувствии.
Bay Wenger konuşması sırasında rahatsız edilmek istemiyor.
Господин Венгер не хочет, чтобы ему мешали во время его речи.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Он не хочет, чтобы его беспокоили.
Biraz dinlenmek ve rahatsız edilmek istemiyor.
Он желает отдохнуть в уединении, чтобы его никто не тревожил.
"Bayan Peabody yurtdışında acil bir durum olmadıkça rahatsız edilmek istemiyor." diyen.
"Миссис Пибоди за границей и просила ее не беспокоить без крайней необходимости".
Bay Keats şiir yazıyor ve rahatsız edilmek istemiyor.
Мистер Китс сочиняет и не желает, чтобы его беспокоили.
- Rahatsız edilmek istemiyor. - Aşağıda.
- Просил не беспокоить.
Şu an rahatsız edilmek istemiyor.
Он, э, немного занят в данный момент.
Bu evde her kim yaşıyorsa, rahatsız edilmek istemiyor.
Тот, кто здесь живет, сейчас дома и он не хочет, чтобы его беспокоили.
Rahatsız edilmek istemiyor gibiydi.
А он вел себя так, будто я муха назойливая.
Bayan rahatsız edilmek istemiyor.
Леди не хочет, чтобы её тревожили.
Rahatsız edilmek istemiyor işte.
Она просто не хочет, чтобы ее беспокоили.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Тот, с кем я хочу тебя познакомить. Так он еще один?
O gerçekten... gerçekten... rahatsız edilmek istemiyor.
она действительно не хочет куча людей в ее волосах.
Üzgünüm ama kendisi rahatsız edilmek istemiyor.
Прямо сейчас. Извините, но он не... Он, он не хочет, чтобы его беспокоили.
Seni kimse rahatsız etmez. Çünkü kimse rahatsız edilmek istemiyor.
Никто не будет доставать тебя, потому что никто не хочет, чтобы его достали.
Annem rahatsız edilmek istemiyor.
Мама не хочет, чтобы ее беспокоили.
Dr. Masters rahatsız edilmek istemiyor.
Ох! Доктор Мастерс не хочет, чтобы его беспокоили.
Görünüşe göre Regina rahatsız edilmek istemiyor.
Похоже, Регина хочет побыть одна.
Winston'ın masası hariç ama polis akademisi sınavına çalışmak için o kullanıyor ve rahatsız edilmek istemiyor.
Кроме стола Уинстона... но он сейчас за ним готовится к тесту в полицейской академии, и его "нельзя беспокоить".
Pekala, içeride biriyle beraber ve rahatsız edilmek istemiyor.
Ну, он там не один, и просил не беспокоить.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Его нельзя беспокоить.
Rahatsız edilmek istemiyor. Ama sportmence davranmadığını duydum.
- Он не любит, чтобы его отрывали – кстати, я слыхал, ты на охоте.
Rahatsız edilmek istemiyor gibi geliyor bana.
Он вроде не хочет, чтобы его беспокоили.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Но она сказала ее не беспокоить.
Rahatsız edilmek istemiyor.
Она сказала ее не беспокоить.
Binaların çevresindeki bloklarda gizlice arama yapıp onları yakalayacak güçlü kuvvetli adamlara ihtiyacım var derhâl. Negan da özel odasında rahatsız edilmek istemiyor olacak. Yani bu esnada bir sorunuz olursa direkt bendenize sorun.
Ниган пошёл к себе отдохнуть, поэтому, если что, все вопросы задавайте своему старшему.
Kendisi toplantıda, rahatsız edilmek istemiyor.
Она на совещании, её нельзя беспокоить.
Ne yaparken rahatsız edilmek istemiyor?
Занят чем?
Rahatsız edilmek istemiyor gibi.
Посмотри, во что она одета.
Anne istemiyor rahatsız edilmek.
Мама не хочет, чтобы её беспокоили.
rahatsız edilmek istemiyorum 37
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
rahat 453
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemiyor musun 270
istemiyor musunuz 34
istemiyoruz 30
istemiyor mu 16
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız mı oldun 22
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız etmek istemedim 25
rahatsız mı oldun 22