Suçlu перевод на русский
8,863 параллельный перевод
O suçlu.
Он не чист на руку.
Biraz suçlu hissettim.
Я чувствовала себя виноватой.
Karen konusunda suçlu hissediyorum ; çünkü beni soğutacak bir şey yapmadı.
Меня так гложет чувство вины перед Карен, ведь она ничего не сделала, чтоб оттолкнуть меня.
Ölmek üzere misin? Yoksa suçlu falan mı hissediyorsun?
У тебя числа совпали, или ты в чём-то виноват?
Spector'un suçlu olduğu varsayılıp soruşturmanın sadece ona odaklandığı noktadan itibaren.
С момента, как следствие вышло на него и сфокусировалось на нём.
Suçlu bulunursan alacağın cezayı anlıyor musun?
Понимаете ли вы, что вас ждёт, если вас сочтут виновным?
- UK Remicon, onlar suçlu.
- UK Remicon, они преступники
Hasardan Henry suçlu gibi görünüyor.
Кажется, Генри совершил преступное нанесение ущерба.
Dedektif, Nasir Khan'ın suçlu olduğundan, nasıl böyle çabuk emin oldunuz?
- Детектив. Что вас так быстро убедило в виновности Насира Кхана?
Belki de bilinç altınızda, sanığın suçlu olduğu konusunda şüpheleriniz vardı.
И так вам диктовало подсознание. Если вы изначально сомневались в его виновности.
Reşit olmayan bir kızla ilişkiye girdiği için 15 sene önce suçlu bulunmuş yakındaki bir kasabada.
15 лет назад его обвинили в изнасиловании в соседнем округе.
Suçlu sensin Bay Mulder!
Я обвиняю вас господин Малдер! / фр. /
Onun bir suçlu olduğunu biliyor muydun?
Ты знала, что он преступник?
Suçlu iade duruşması.
Слушанием по вопросу об экстрадиции открыто.
Suçlu iadesi nasıl gitti?
Как прошла экстрадиция?
Biri kahraman, biri vicdan azabına yenik düşen suçlu.
Один герой, другой преступник, одержимый угрызениями совести.
İsmi Leonard Snart ve Mick Rory olan adaylar birer suçlu.
Эти кандидаты, Леонард Снарт и Мик Рори, пара преступников.
Neden suçlu olduk biz?
Почему мы стали преступниками?
Kendini hiç suçlu hissediyor musun?
Ты чувствуешь себя виноватым? Хоть немного?
Yargıç ve jüriye cevap vermelisin, eğer suçlu bulunursan...
Ты должен предстать перед судьей и присяжными, и если они сочтут тебя виновным...
- Suçlu bulunursa asılabilir.
Если его признают виновным, то повесят.
Ama suçlu biriyse, sırf bana saklanacak bir şeyi olmadığını göstermek için o evi alacaktır.
Если он виновен, он купит этот дом, чтобы показать мне, что ему нечего скрывать.
Ama emin ol, yaptığım şey senin söylediğin "Ben hastalarım için oradayım." saçmalığından daha kötü değil çünkü hastalarının hepsi suçlu.
Но, знаешь, это не хуже, чем твоя чушь "я всегда готова поддержать моих пациентов", потому-что эти твои пациенты преступники.
-... kim suçlu kim değil tartışmalarına gerek kalmayacak.
–... ввязывая вас в вопросы о том, кто кому что сделал, когда...
Suçlu hissetmeden içeri gidip çalışabilirsin.
Можешь спокойно вернуться к работе.
Ama ben yatarsam suçlu hissederim.
Но если я пойду спать, меня совесть замучает.
- Hem suçlu hem güçlü.
Это горшок, называющийся чайником.
Peki ya suçlu kariyerini değiştirmek istiyorsa?
Что если преступники хотят... изменить их карьеру?
Tutuklanmaya direnmedi ama hiçbir suçtan suçlu olmadığını söyledi.
Он не оказал сопротивления, но сказал, что никакого преступления не совершал.
Hem suçlu hem güçlü olan o.
Она и поджигатель, и пожарник.
Grace'in senin köpeğin olmadığını mı, eski sevgilinin hamile olduğunu mu yoksa filmlerden fırlama bir çeşit suçlu olduğunu mu?
Что благодать не твое, что у тебя есть бывшая девушка беременна, или ты что-то типа убер-преступник? !
Tanrım, siz ikiniz resmen çocuk yaşta birer suçlu gibiydiniz.
- Боже, вы просто малолетние преступники.
- Bu seni suçlu göstermez mi?
- А они так не поймут, что это ты? - Я?
Sığınmacılar suçlu olabilir de olmayabilir de, Athos ama onları Beaufort'un geçici hevesine kurban vermeyeceğim.
Я не знаю, виновны ли беженцы, но я не позволю казнить их по прихоти Бофорта.
Mahkumların suçlu olduğuna dair kanıt olmadan davaya bakmayacağım.
Я ничего не буду делать без доказательств вины заключенных.
Mahkumlar suçlu öyleyse.
Заключенные виновны.
Suçlu olduğunuzu kabul ederseniz hakim olası bir hapis cezasını tecil etmeye hazır.
Если вы признаете себя виновными, судья готов отсрочить любой срок.
Gözaltından kaçan bir suçlu var.
СРОЧНЫЕ НОВОСТИ : БЕГЛЕЦ СБЕЖАЛА ИЗ-ПОД СТРАЖИ.
FBI'ın En Çok Aranan 10 Suçlu listesindeki bir suçlunun olay yerinden kaçmasına engel oldunuz.
Вы предотвратили побег преступника из десятка самых разыскиваемых преступников по версии ФБР.
Burada bir kurban ve bir suçlu var. Bir iyi insan, bir de kötü.
Есть одна жертва и один преступник, один хороший человек и один плохой.
Bence CEO suçlu değil. Komplo kurulduğunu düşünüyor.
Я не думаю, что исполнительный директор виновен.
Kimin kurban kimin suçlu olduğuna karar verene kadar ikisini de izlemeliyiz.
До тех пор, пока мы не определим, что жертва, а кто преступник, необходимо не спускать глаз с них обоих.
Aradığın adamın suçlu ve katillerle bağlantıları var.
Человек, которого вы ищите, связан с известными преступниками и убийцами.
Karşı karşıya olduğunuz suçlu sayısını düşünürsek tekrar düşünmeniz konusunda ısrar ediyorum.
Учитывая число заключенных, против которых вы выступаете, я прошу вас пересмотреть свое решение.
Suçlu ya da korkmuş hissetmiyorum.
Я не испытываю вины или страха.
Ceset bulunamamasına rağmen geniş çaplı incelemeler sonucunda Adam'ın cinayetinden Warren'ların komşusu suçlu bulunmuştu.
Хотя тело и не было найдено после тщательного расследования, сосед Уорренов был в конечном счете осужден за убийство Адама.
Amca, suçlu olmuşsun. İyi tarafından bakarsak da artık ünlüsün.
Дядя, получается, что ты теперь преступник.
Bu yüzden cinnet geçiriyorsun. - Suçlu hissettiğin için.
Ты потому и слетел с катушек, из-за чувства вины.
Çok yakında görüşürüz suçlu.
- До скорой встречи.
Arthur'u suçladım ve onun pis işlere bulaştığını söyledim bilirsin işte, suçlu işlerine.
- Я свалил на Артура.
Suçlu olan benim, Zak.
Виноват я.
suçlular 29
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu değilim 34
suçlu mu 45
suçlu değil 30
suçluluk mu 16
suçluluk 27
suçluyum 60
suçlusun 17
suçlu benim 24
suçlu değilim 34
suçlu mu 45
suçlu değil 30
suçluluk mu 16