Ve onu перевод на русский
28,621 параллельный перевод
Bak, Andy ayrıldığında ona biletini aldım onu güvenlikten geçirdim ve onu Retkjavik'e bindiren uçağa bindirdim.
Так что когда Энди ушел, я купил ему билет, проводил через охрану и посадил на самолет до Рейкьявика.
- Bakıcı programını karıştırmış ve onu bırakmak zorunda kalmış.
- Няня перепутала свое расписание, пришлось его привезти.
Arkadaşıma çok aptalca bir şey yapmasını söyledim ve onu durdurmak zorundayım.
Я посоветовала своему другу кое-что ужасно глупое и мне нужно остановить его.
Kutsal olanı onurlandır, dünyayı onurlandır, ve onu paylaşan herkesi.
Почитай священное, Почитай Землю, и всех, с кем разделяешь ее.
Ama... kızım kayıp, ve onu nasıl bulacağımıza dair bir fikrin varsa... bana söylemelisin.
Но... моя дочь пропала, и если ты знаешь, как её найти, ты должен мне сказать.
Tandy, Todd'a eve gelip Pat'in hayatta olduğunu ve onu senin öldürdüğünü söyleyebilirdin.
Знаешь, Тэнди, ты бы мог просто сказать Тодду, что вернулся в дом, увидел живого Пэта и сам его убил.
Tek şansımız saldırgan olmak ve onu şaşırtmak onu savunma yapmaya itmek.
Действуем агрессивно, удивим его, заставим оборонятся.
Senin bir parçandı biliyorum ama en kötüsüydü ve onu çıkarıp atabildiğin için çok mutluyum.
Я знаю, раньше она была частью тебя, но она была худшей частью, и я так счастлива, что ты отделилась от нее и прогнала ее прочь.
Dearing'in sadece bir kozu vardı ve onu çok hızlı kullandı.
У него была всего одна пуля в ружье. И он поторопился её использовать.
Ve onu, stüdyo izleyicisini, bir saat içinde bulacağım sana vereceğim.
И я дам зрителям в студии один час, чтобы найти его.
Ben ve onu yaratan çağa bayıldım.
Я люблю эпоху, которая его породила, и все такое.
Burası bizim dünyamız ve onu birkaç İmparatorluk şavalağı alsın diye öylece terk etmeyeceğiz.
Это наш дом, мы не бросим его на растерзание Империи.
Tanrım, ona her şeyden daha çok ihtiyacım var, ve onu çok istiyorum.
Боже, мне это больше всего сейчас нужно, и я этого хочу.
Ve onu doldurmak konusunda o kadar çaresizsin ki ona gerçekten inanıyorsun.
И ты так отчаянно хотела ее заполнить, что действительно поверила ему.
Ve onu bütün bunlardan çok uzağa güvenli bir yere götürür müsün?
Перенесешь его в какое-нибудь безопасное место, куда-нибудь подальше отсюда?
Jonah onun tarafıydı ve tanrım onu bir balinaya yem etti.
Иона был любимчиком, и бог позволил киту его проглотить.
O taş kesildi ve aileme onun hala rüya gördüğünü düşündüğümü söyledim ama onlar onu enstitüye götürdü ve uyuşturucu verdiler ve o 16 yaşında öldü.
Она не двигалась, и я сказал родителям, что она все еще видит сны, но они поместили ее в клинику. Накачали лекарствами, и она умерла в 16.
Andy benim kavramsal uyku fonksiyonları konusunda araştırma yapan grubumdaydı ve çalışmayı bıraktığında, onu sildim.
Энди был частью исследовательской группы, изучающей когнитивные функции сна. Когда он ее покинул, я его удалил.
Hayır, zavallı kızım uyurken onu öptüm ve çok korktu.
Нет, бедная девочка спала, а я поцеловала её и тем самым напугала.
Hep aynı tepkiyi veriyorum ama Louie'ye karşı çok iyiydi ve onu devamlı güldürüyordu.
- Да-да.
Evet, sonra onu enseleriz ve Nikolah uyanana kadar çoktan bitmiş olur.
Ага, потом мы его арестуем и мы закончим с этим дело за долго до того, как Николай проснется.
Suçluyum buldum, onu yakalayacaktım ama bir şeyler engel oldu ve ortağım yanımda değildi çünkü Boyle'un oğlu var ve ona yoğunlaşmış durumda.
Я нашел преступника и собирался его задержать, но я хромаю и у меня нет напарника, потому что у Бойла появился сын, и все внимание он уделяем ему.
Bu sanki aptal polis ceketini ödünç alıp ve sonra da onu çarpmam gibi bir şey.
Это как если бы я одолжила вашу чертову полицейскую куртку и потом... испортила ее.
Ve bütün bunlar Amerika onu affettiği için oldu.
И всё это он сделает, потому что США его помилует.
Elizabeth'i güvende tutmak için, yıllar önce benden istediğin gibi, onu bir bebekken kollarıma verdiğin zamanki gibi, ama şimdi kendi bebeği var, ve onların hayatındaki varlığın, onları tehlikeye atıyor.
Как ты просил меня, много лет назад, впервые передав ее мне на руки маленькой девочкой. Только теперь у неё самой есть малышка. И твое пребывание в их жизнях подвергает их постоянной опасности.
Ve Ribowski virüsü onu etkileyen şeyin... geçici bir çözümü.
А вирус Рибовски временный антидот к тому, что его поразило.
Anladığım kadarıyla onu çok iyi tanıyorsun ve aramamın esas sebebi de...
Насколько я могу судить, ты хорошо его знаешь. И я звоню...
Ve hala onu istiyorum.
Унаследую.
O Y-kanat buraya Klon Savaşı zamanı çarptı ve babam onu anı olsun diye öyle bıraktı.
Этот Y-винг упал во время Войны клонов, отец сделал из него памятник.
O yüzden sen gidip onu çalıştır ve bende gidip onları getireyim.
Держи наготове, я за ними.
Hayır, bu bir zaferdi. Hepimiz biraz önce Klon Savaşı'nı kazandık ve sen Ezra onu sona erdirdin.
Мы победили, победили в Войне Клонов.
Siz de Bayan Blackstone'u bir arkadaşınıza yönlendirmişsiniz. 6 seans falan gitmiş ve Dedektif Blackstone buna son vermesi için onu dövmüş.
И потом вы перенаправили миссис Блэкстоун к своей знакомой, с которой она встречалась примерно 6 раз, а потом детектив Блэкстоун избил жену, чтобы она перестала к ней ходить.
Ona, iyileşmesinde yardımcı olacağını söylemiş ama onu Bay Area'ya geri götürmüş ve oraya gittiğinde adam kadından bir tür seks kölesi olmasını istemiş.
Сказала, что он обещал помочь ей бросить, но вместо этого увез её в Сан-Франциско и там сделал её чем-то вроде своей секс-рабыни.
Kabul etsem bile büyücünün asası olmadan yardım edemem ve senin pullarla kaplı kocan onu kilit altında tutuyor.
Даже если бы я согласилась, я не смогу помочь тебе без палочки чародея, а твой чешуйчатый супруг держит её под замком.
Ve liderler ne gerekiyorsa onu yaparlar.
А лидеры делают то, что необходимо.
Ve bu süre içinde polisler ya da başka biri onu yakalarsa hapse girecek. Suç işlemiş.
В то же время, если полиция найдет его он отправится в тюрьму.
Diyorum ki, onu tanımayan birinin yargılamadan ve hiçbir çıkarı olmadan yardım etmek istemesi... Belki bu fark yaratır.
Я имею в виду, что, возможно, внимание от кого-то, кто его не знает, кто не осудит или не ждёт ничего взамен, кто просто хочет помочь, лучше повлияет на него.
Biliyorum ama Margot kendi kararlarını alabilecek durumda ve benim işim de onu desteklemek.
Я понимаю, но Марго вполне вменяема, чтобы самой принимать решения и я буду её поддерживать.
Onu bulur ve bijon anahtarıyla döverdim.
Я б его выжег калёным железом.
Çatı magnezyumdan yapılmış, Dolayısıyla onu ters çevirir ve kıvılcımlar varsa, Kör edici bir ışık flaşı olacak,
Крыша изготовлена из магния, так что, если вы перевернёте её и полетят искры, будет ослепительная вспышка света, и вы получите кабриолет.
Ama çok iyi yapıyordun Ve sonunda onu mahvettin.
Ты отлично справлялся, но в конце всё испортил.
Frenleri zorla, hepsini kontrol altında tutarak, Ve elbette onu köşeden çıkartan türbülanları takdir edecektir.
Жёстко тормозит, хорошо держится, и я уверен, он оценит помощь турбин, выстреливающих машину из поворота.
Bu oldukça güzel ve yararlı bir test olabilirdi ama sen onu mahvettin.
- Вполне возможно очень полезный и интересный тест и ты всё испортил.
Ben öyle derim. Böylece onu sahilden kaldırdı. Ve sonra tür el freni dönüşü yaptı.
Я бы сказал, он выехал на пляж, затем повернул с ручником.
Ve sonra onu bir daha asla izleyemezler, bu yüzden zaman kazandırır.
Это экономит время.
Ancak onu inanılmaz kılan her şey zor Ve acımasız ve zor.
Но все, что делает его удивительным, - это жесткость, неумолимость и сложность.
Çok korkmuştum ve... Onu tanımıyordum.
Я боялся и не понимал этого.
Sanırım okulda bir kaç test yapmışlar, ve şimdi ise onu bir sonraki yıl için, özel bir akademiye göndermek istiyorlar.
Ребекка говорила вам о его школе? Нет, а что случилось?
En sonunda büyük sahne gelir, ve muhteşem olmuştur, finalde herkes onu alkışlar.
Затем мы видим монтаж, как он тренируется и тренируется.
Onu yerle bir etmeye adamış insanların topladığı tüm ses ve dijital verilere tamamıyla erişim sağlıyor.
Полный доступ ко всей телефонной и цифровой связи людей, что охотятся за ним.
Çocukluğumdan beri merak ederdim onu. Ve biliyorum ki zaten bulabilseydiniz, bulurdunuz onu.
И я знаю, если бы вы могли, то нашли бы его.
ve onun 18
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu buraya getir 82
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu buldular 16
onu buraya getir 82
onu bana ver 330
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu biliyorum 95
onu bilmiyorum 36
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23