Şı перевод на русский
1,019,271 параллельный перевод
Bana yardım ediyor olması otomatikmen şımaracağım anlamına gelmiyor ki.
То, что он мне помогает, не означает автоматически, что я избалован.
Biz de seninle aynı yerde çalışıyoruz.
Мы работаем там же, где и ты,
- Aman Tanrım, gerçekten şımarıksın.
Бог мой, ты и правда избалован.
- Ben mi şımarığım? !
Я избалован?
Sen de fiziksel ilişkimizi Penny ile tartışıyorsun.
Ты обсуждала аспекты наших физических отношений с Пенни.
Konuşmanın temel konularını ve kiminle tartışılabileceğini eşleştiriyorum.
Я отметил основные темы обсуждений и с кем их можно обсуждать.
Artık beni şımarık olmakla suçlayamayacaksın!
Да, это чудесно! Ты больше не сможешь винить меня в избалованности!
- Baba seni azarlamaya çalışıyorum ve hoş bir şekilde karşılık vererek bunu mahvediyorsun.
Папа, я пытаюсь отчитать тебя, а ты все портишь своим восхищением и облегчением.
Kehanet bizlere, bu soğuk kış gecesinde yüce ışık büyüsüyle doğan bir oğlan çocuğu müjdeledi.
По предсказанию в эту темнейшую зимнюю ночь родится мальчик с сильнейшей светлой магией.
Mesela, ışıkları elinle açmak gibi.
В смысле, включать свет выключателем.
Kışın son günü ve o da kışın son bebeğiydi.
Последний день зимы, а это был последний ребенок.
Seni korumaya çalışıyordum!
Я пыталась тебя защитить.
Baelfire'ı Trol Savaşı'ndan kurtarayım diye Karanlık Olan olmuştum şimdi de Gideon'un bu kaderden kurtulmasına çalışıyorum... Benden nefret etmesin diye.
Я стал Темным, чтобы спасти Бейлфаера от войны с Ограми и пытался отсечь Гидеона от его судьбы, чтобы он не возненавидел меня.
Oğlunuzu korumaya çalışıyordu.
Она пыталась защитить твоего сына.
Sözde yaşamlarımıza büyük ışık getiriyordu.
Он должен был принести великий свет в нашу жизнь.
Ben sorumlu oldum diye devrelerin aşırı ısındı.
Твои схемы перегрелись, когда меня назначили главным.
İkiniz başka yerde tartışır mısınız?
Можете спорить в другом месте?
Müfettiş, asi droidi ağa girmeye çalışıyor.
Дроид пытается подключиться к сети.
Televizyon bize erkeğin kanepede yatması gerektiğini öğretiyor ama ikimiz içinde kanepeye sığabilecek olan kişi sensin.
Телевизор учит нас, что мужчина должен спать на диване, но из нас двоих ты, очевидно, более диванноразмерная.
Gerçekten Stephen Hawking'e sırlarını ifşa etmekten mi çekiniyorsun?
Тебя и правда беспокоит раскрытие секретов Стивену Хокингу?
Bana söylemediğin sırların mı var?
У тебя и правда есть от меня секреты?
Buraya bakar mısınız lütfen?
Прошу вашего внимания.
Önce korkunç bir adet sancısı çektiği için huysuzluk ediyor sandım. Meğerse ondan değil de gerçekten utandığı için yapıyormuş.
Сначала я подумал, что она чудит из-за своего жуткого ПМС, но... оказалось, что она искренне оскорблена
Kara Peri, Gideon'un kalbini mi almış?
У Черной феи сердце Гидеона?
- O benim en karanlık sırrımdan haberdar...
Она знает мой самый темный секрет.
Hiç çatlamamış bir ejder yumurtası.
Драконье яйцо, которое никогда не высиживали.
Sen de pek faydalısın denemez.
Полагаю, и от тебя тоже.
Kaplan Lily bana bu asanın yarısını verdi.
Тигровая лилия дала мне половину этой палочки.
Öbür yarısı lazım.
Нам нужна вторая половина.
Tüm sırlarını paylaşman gerekmiyor.
Не нужно раскрывать всех своих секретов.
Oğlumla aynı kış doğduklarından haberim var hilal şeklinde bir yarası olacak.
Я знаю, что оно родилось той же зимой, что и мой сын, со шрамом в виде полумесяца.
- Kaçış planın.
- План побега.
Eğer işler ters giderse, kasabadan ayrılıp New York'a ulaşmalısın.
Если что-то пойдет не так, ты покинешь город и отправишься в Нью-Йорк.
Laneti sen yaptın, kasabayı sen kurdun Mavi'nin kastettiği şeyi biliyor olmalısın.
Ты наложила проклятие и создала город, ты должна знать, что имела в виду Синяя.
Granny's.
Кафе "У бабушки". "У бабушки".
Haberin var mı, bunu sırf senin için burada saklıyordum.
Знаешь, я хранила это специально для тебя.
Bu kış doğan tüm çocukları kontrol ettiğimde.
Мы проверили каждое дитя, родившееся этой зимой.
Onun en karanlık sırrını öğrenmen.
То, что ты узнаешь самый темный ее секрет.
Diğer yarısı lütfen.
Вторую половину, пожалуйста.
Biliyor musun, araba kullanmak özellikle bir şeye çarpmaya çalıştığında daha kolaymış.
Знаешь, водить куда легче, когда на самом деле пытаешься что-нибудь сбить.
Oğlunun yazgısında ölmek var, bu sayede diğer çocuklar yaşayacak.
Ему суждено умереть, чтобы другие могли жить.
Kötülük bu kış doğmadı yaratıldı.
Зло не родилось этой зимой. Оно появилось.
Sen ve oğlunun yazgısında birbirinizi yok etmek var.
Вам с сыном суждено уничтожить друг друга.
Diğer yarısını bulmuşsun.
Ты нашла вторую часть.
Onu zaten denedik ve başarısız olduk.
Мы уже пытались и потерпели неудачу.
O zaman sen de biliyorsun, kararım yanlış bile olsa seni sevdiğim için yaptım.
Теперь, когда ты знаешь, даже если мой выбор был неправильным, я делала это из любви.
Biliyorum, İmparatorluk Akademisi'nde sınıfımın en iyisiydim.
Знаю. В академии я был лучшим.
Teğmen Antilles, açıkça kırılgan olan egonuza dikkat çekmek için yaptığım vurguyu yanlış anladınız.
Я придираюсь к деталям, а не оскорбляю твое самомнение.
Evet, bilgilendirme toplantısında ben de vardım.
Я тоже был на брифинге.
Bak sen burada kim varmış?
Что тут у нас? Что я говорил?
Artık liderin neden ben olduğumu tamamen kanıtladığıma göre başarısız olduğunu kabul etmeni ve benimle mekiğe gelmeni tavsiye ediyorum.
Раз я доказал, почему я за главного, признай свою вину, и уходим.