A beautiful Çeviri Türkçe
17,150 parallel translation
But I can't help but be distracted by the fact that I'm a little drunk... - Mm-hmm. - And I'm on the floor of the Danish ambassador's cloakroom with a beautiful woman I don't really know.
Fakat biraz sarhoş olmam ve Danimarka büyükelçisinin gardrobunun zemininde hiç tanımadığım çok hoş bir kadınla uzanmak dikkatimi fazlasıyla dağıtıyor.
Yeah, it's a beautiful place.
Evet. Buralar çok güzelmiş.
So a beautiful young woman went for the bad guy.
Demek genç ve güzel bir kadın kötü adama aşık oldu?
We are not born into a savage wilderness but into a beautiful mansion of the Lord, that the Lord, and those who have gone before us, have constructed.
Bizler vahşi bir dünyaya değil, Tanrının ve bizlerden öncekilerin kurduğu harikulade bir yapının içine doğduk.
You live in a huge house, with a beautiful garden...
Devasa bir evde yaşıyorsun, bahçesi muhteşem...
He does not resist a beautiful lady.
Güzel bir kadına karşı koyamaz.
I would've met you on that beach. You're a beautiful piece of work, kid. But if you killed Kat, I'm gonna nail you to the wall.
güzel bir parçasın evlat ama kat'i sen öldürdüysen seni duvara çivileyeceğim
# It's a beautiful day #
Bugün güzel bir gün
- You have a beautiful home.
- Eviniz çok güzelmiş.
Jack, you're a beautiful, man. I'm sure I'll be seeing you.
yakışıklı bir adamsın Eminim görürüz.
You really are a beautiful man.
Sen gerçekten yakışıklı bir adamsın.
'You actually knew a beautiful guy you need to get drunk with me, so we know..
Hazır bu kadar güzel biri tanıyorken, benimle sarhoş olmalısın...
It's a beautiful country.
Güzel bir ülke.
It's a beautiful day out here on the ice... As father meets daughter in a quest for hockey supremacy.
Burda çok güzel bir gün var yani buzda... babası kızıyla tanışana kadar bir hokey maçında.
A Stearman's a beautiful little plane, but I don't imagine it compares much to running at the Olympics.
Stearman çok güzel, küçük bir uçaktır ama Olimpiyatlarda koşmakla kıyaslanamaz bile.
It's a beautiful cave. She's gonna love it.
Çok güzel bir mağara, bayılacak oraya.
It's a beautiful day.
Çok güzel bir gün.
It's a beautiful day.
Çok güzel bir gün!
♪ It's such a beautiful feeling ♪
# Çok güzel bir diyardayım #
So the idea of this video is about a guy standing halfway down a pier, and a beautiful woman walks past him towards the lighthouse.
Şimdi bu klipteki konsept, iskelede duran bir adam var ve güzel bir kadın, deniz fenerine gitmek için yanından geçiyor.
♪ This girl is a beautiful sea ♪
# Bu kız güzel bir deniz #
♪ The girl is a beautiful sea. ♪
# O kız güzel bir deniz #
It was a beautiful mistake, but a mistake.
Güzel bir hataydı ama hataydı.
Daddy came upstairs with a beautiful breakfast that he made for Mommy, didn't he?
Baban yukarıya annene hazırladığı güzel bir kahvaltıyla geldi, değil mi?
What if it's in a beautiful place somewhere?
Ya o güzel bir yerlerde değilse?
And now for my next trick, I require the assistance of a beautiful women and a very brave gentleman.
Şimdi yeni numaram için de güzel bir bayan ve cesur bir beyefendinin yardımcılığına ihtiyacım var.
This is a beautiful house.
Bu güzel bir ev.
In the dream I was awakened by a beautiful buzzing humming noise floating above my bed.
Rüyamda, yatağımda güzel bir ses tarafından uyandırıldım.
She's a beautiful little girl.
Çok güzel bir kızın var.
- This is a beautiful house.
- Eviniz güzelmiş.
It's a beautiful evening let's do something!
hadi bir şeyler yapalım!
Anushka my child this is Shivaay he was sitting on Mount Kailash and meditating... when a beautiful ( In Bulgarian )...
Anushka kızım, bu Shivaay! Kailash Dağı'nda oturup meditasyon yapıyormuş...
It's a beautiful sight, an unbelievable sight...
Güzel manzara, inanılmaz bir manzara...
It was a beautiful brown.
Çok güzel bir kahverengiydi.
- You have a beautiful home.
- Çok güzel bir eviniz var.
I have a beautiful new room.
Güzel yeni bir odam var.
If you see a man sleeping on a cold floor, there's sure to be a beautiful woman nearby.
Eğer soğuk yerde uyuyan bir adam görürsen yakınlarda da güzel bir kadın olduğundan emin ol.
Mrs. Nguyen, it's a beautiful day out there.
Bayan Nguyen, dışarda hava çok güzel.
We plan to present a beautiful show for our foreign guests and tourists.
Yabancı misafirlerimize ve turistlere güzel bir gösteri sunmayı planlıyoruz.
Goddess please send me a beautiful, sweet man to love me as I love him.
Tanrıçam lütfen bana yakışıklı, tatlı bir erkek yolla beni onu sevdiğim gibi sevsin.
You know that a piece of music is made of notes, chords, crotchets and rests, but that doesn't stop it sounding lovely or inspiring beautiful thoughts.
Müziğin, notalardan, akortlardan, dörtlüklerden ve duruşlardan oluştuğunu biliyorsun. Ama müziği sevmeni ya da ilham ve güzel duygular vermesini engellemiyor.
There is a reason why Hobbs is so adamant about getting this flashcard back, because a guy his age would be proud to have proof of fucking a woman as young and beautiful as you without paying for it.
Hobbs'un o hafıza kartını bu kadar istemesinin arkasında bir sebep var. Zira onun yaşındaki bir adam senin gibi genç ve güzel biriyle para bile vermeden sevişmiş olmanın gururunu herkesle paylaşırdı.
You're a chugger? That's beautiful.
Bağış toplayıcısısın?
That smug look on your face while you're overlooking the beautiful vistas with Gisele on your arm will be priceless. And, listen, if you need to get bailed out a Colombian prison, just give me a call. Anyway, have a safe flight, my man, and can't wait to hear all your stories.
Giselle'le olduğun sürece mizacın bir görünüm paha biçilmez olacak.
Has anyone ever told you that you're a very beautiful woman?
Hiç birisi sana harika harika bir kadın olduğunu söyledi mi?
She was beautiful and smart, and though only a farmer's daughter... the kingdom smiled on the match.
Güzel ve akıllı, bir çiftçinin kızı olsa bile krallık bu birlikteliği hoşgörür.
- Step grandmother... and still a young, beautiful woman herself, don't forget.
- Üvey büyükannesi... ve unutma ki hala da genç ve güzel bir kadın.
♪ The girl is a beautiful sea. ♪ - What were you thinking?
- Kafayı mı yedin sen?
It's beautiful, it's red, it has a nursery and a yard.
Güzel, kırmızı renkte bir çocuk odası ve bahçesi var.
And if the powers that be decide that tonight is his night, an escort named Victoria will lean up against the bar, tell him he can buy her a drink, and blink those beautiful blue eyes, and if the guy's smart, he'll never let her slip away.
Ve yukarıdaki güç bunun onun akşamı olmasına karar verirse Victoria isimli bir eskort bara yanaşacak ve ona bir içki ısmarlayabileceğini söyleyecek ve o güzel mavi gözlerini kırpacak. Ve eğer adam akıllıysa kızın elinden kaçmasına izin vermeyecek.
It's a very beautiful bird indeed.
Gerçekten de çok güzel bir kuş.
a beautiful woman 29
a beautiful girl 19
beautiful 3039
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful mind 19
beautiful baby 17
beautiful wife 24
a beautiful girl 19
beautiful 3039
beautiful boy 45
beautiful day 103
beautiful eyes 27
beautiful morning 18
beautiful mind 19
beautiful baby 17
beautiful wife 24