All agreeing Çeviri Türkçe
48 parallel translation
[All Agreeing]
Hem de nasıl! Evet, iyiler.
( TV BLARING ) Now, this is Bears football. ( ALL AGREEING )
İşte Bears futbolu budur.
( ALL AGREEING ) He did love a woman.
- Evet! - Adam kadına âşıktı.
( all agreeing ) Okay, they can help, us build the wall, because they're good at it.
Pekala, duvarı örmemize yardım edebilirler, çünkü bu işte iyiler.
Uh, I really appreciate you all agreeing to stay on a little bit later.
Biraz geç çıkmayı kabullendiğiniz için hepinize müteşekkirim.
Are we all agreeing to decapitations?
Tutsakların kellelerini uçurmayacağız tamam mı?
We want power to determine the destiny of our black and oppressed community. - ( All agreeing ) - We believe that black and oppressed people will not be free until we're able to determine our destinies in our own communities ourselves by controlling all the institutions which exist in our communities.
Biz bütün toplulukların bizim partimiz tarafından kendi toplumumuza kendi kaderlerini belirleyene dek özgür olmayacaklarına inanıyoruz
( all agreeing )
Evet! Evet! Evet!
By agreeing to all our customers'requests, do we not entertain them?
Tüm müşterilerin isteklerini kabul ederek, onları eğlendirmiyor muyuz?
[ALL AGREEING]
- Aynen!
But the worst thing of all was that I'd been trapped by an odd series of circumstances... into agreeing to have dinner with a man I'd been avoiding literally for years.
Ama işin en kötü tarafı, bir takım tuhaf rastlantılar nedeniyle yıllardır resmen uzak durduğum birisiyle yemek için sözleşmek mecburiyetinde kalmıştım.
Okay? I'm agreeing with the collectivisation, all right?
Kolektifleştirmeye katılıyorum, tamam mı?
Oh, damn it, Delenn. I have been working up a good mad all day and I am not about to let you undercut it by agreeing with me.
Bütün gün bu konuşmayı kafamda tasarladım ve beni haklı görerek bunu mahvetmene izin vermeyeceğim.
Since she is a nymphomaniac, and all sides are agreeing that she is how can the reverend be responsible for breaking up this union?
O bir nemfoman, böyle olduğunu bütün taraflar kabul ediyor bir din adamı bu evliliği yıkmaktan nasıl sorumlu olabilir?
No, not at all. I'm agreeing with you.
Seninle aynı fikirde olduğumu söylüyorum.
I kept agreeing with his likes and dislikes, all the time thinking that while he might not be Victor, he was cute enough.
Onun sevdikleri ve sevmediklerini onaylayıp durdum, ve sürekli bir Victor olmayabilir, ama yeterince tatlı, diye düşünüyordum.
For all you know, you could be agreeing to an act of sexual congress.
Cinsel bir kongreye katılmayı kabul etmiş bile olabilirsin.
And what are you doing agreeing to come over here all the time?
- Sen niye kabul ettin? - Kibarlık ediyordum.
- Thank you all for agreeing to talk.
- Konuşma konusunda hepimizin fikri aynı olduğu için teşekkürler.
Your engagement to Brent isn't agreeing with you at all, is it?
Brent ile nişanlanmanız, kabul edilir bir şey değil, değil mi?
First, I want to thank all of you for agreeing to go to arbitration on this.
Öncelikle bu sorunu arabulucu kararıyla halletmeye karar verdiğiniz için hepinize teşekkür ederim.
Do you remember agreeing on all our marriage vows except...
Evlenirken, bir şey haricinde herşeyi kabul etmiştik hatırlıyor musun...
Do the agreeing parties include the faction that backs Nyucient Ru Pou XXIII?... so I will answer any questions tomorrow.... knowing all the while that the REAL stage was somewhere else.
BM fotoğrafçısının benim gibi bir kameramanla konuşmasın ne büyük onur! Bu da ne demek? Pekala seni burada neden istediklerini söylediler mi?
- As for him, you never liked him and now I'm agreeing with you, all right?
- Matt'e gelince onu zaten hiç sevmezdin ve şimdi sana katılıyorum.
OK. I was fine with signing all of your paperwork, fine with agreeing to not talk to anyone in my life for six months, fine with the fact that no one has ever heard of Mittelos Bioscience.
Pekala. Evraklarınızı imzalamayı, hayatımdaki kişilerle altı ay konuşmayacak olmayı kabul etmeyi, tıp dünyasında hiç kimsenin Mittelos Bioscience'ın adını duymamış olmasını sorun etmedim.
First of all, I'm not agreeing to anything when there's a gun pointed at me.
Öncelikle bana doğrulmuş bir silah varken hiçbir şeye katılmıyorum.
I remember you once agreeing that going all the way to Baghdad would be a mistake.
Hatırlıyorum da sen şöyle demiştin : ... Bağdat'a kadar gitmek hata olabilir.
You must thank your uncle for agreeing to make this all possible.
Amcana bunların hepsini olabilir hale getirmeyi kabul ettiği için teşekkür etmelisin.
What she's telling them is, my gorgeous husband has recordings of them all secretly agreeing to sacrificing millions of innocent children to the aliens.
Şu anda onlara söylediği şey benim müthiş eşimin elinde milyonlarca masum çocuğun kurban edilmesi için yaratıklarla yaptığınız gizli oylamanın kayıtları var.
We were just agreeing lovingly on how easy all these decisions are.
Bu kararların ne kadar kolay olduğunu sevgi ile kabul ediyorduk.
All marriage is is agreeing to take on somebody else's crap.
Bütün evlilikler bir başkasının saçmalıklarını benimsemeyi kabul ederek yapıIır.
Lily is only agreeing to all this because of Pregnancy Brain.
Lily bunu Hamilelik Beyni yüzünden kabul ediyor.
Before we get started, I just want to thank you all for agreeing to relocate.
Başlamadan önce, yer değişikliğini kabul ettiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum.
Thank you for agreeing to meet with us father, and may I say that we are all very, very sorry about what happened yesterday.
Bizimle görüşmeyi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim rahip dün olanlar için çok ama çok üzgün olduğumuzu söylememe izin verin.
I almost had kind of a suspicion that maybe his new medications weren't agreeing with him and this was A Beautiful Mind situation, and he was imagining all this.
Yeni ilaçlarının ona iyi gelmediğinden şüphelenmeye başlamıştım. A Beautiful Mind durumuydu, tüm bunları hayal ediyordu sanki.
Mitch : First of all, let me thank you for agreeing to expedite this process.
Öncelikle süreci hızlandırmayı kabul ettiğiniz için teşekkürler.
That's all I'm agreeing to.
Sadece bu.
I think my heart is going to break. Firstly, I just wanted to thank you all for agreeing to meet with us today.
Sanırım kalbim kırılacak.
All right, just so we're clear, we're agreeing to have you buy us out.
Tamamdır, şunda hemfikiriz, bizi satın almanı kabul ediyoruz.
All right, so, mom, you're agreeing now that numbers can change.
Peki. Yani anne, sayıların değişebileceğini söylüyorsun.
In hindsight, agreeing to Sean's demands was not the best decision that I've made all evening.
Ama şöyle bir geriye baktığımda Sean'ın taleplerini kabul etmem tüm akşam boyunca verdiğim en aptalca karardı.
But that is all we're agreeing to,
- Evet. Hepimiz bu konuda aynı fikirdeyiz.
ALL : ( agreeing )
Seni seviyoruz.
And I think we're all grateful to Sergeant Taringa for kindly agreeing not to take this matter any further.
Babacan bir şekilde kabul ettiği için Çavuş Taringa'ya müteşekkiriz başka bir sorun daha çıkarmayacağız.
Thank you for agreeing to all this.
Bütün bunları kabul ettiğiniz için sağ olun.
All I need is a word from you agreeing that our marriage was never consummated.
Bana tek gereken, evliliğimizin tamamlanmadığını kabul ettiğini söylemen.
So LokSat killed Caleb, and then all he had to do was hack in to Caleb's account and send a fake e-mail to Vikram agreeing to make that drop.
Tamam o halde, LokSat Caleb'i öldürdü, ve sonra tek yapması gereken Caleb'in hesabını hacklemekti Ve böylece Vikram'a sahte bir eposta göndererek teslim noktasına geleceğini söyledi.
All right, if you will just sign this, releasing the ticket - and agreeing to my ruling.
Şunu imzalayınca bileti bırakıp, kararıma katılmış olacaksınız.