As of this moment Çeviri Türkçe
368 parallel translation
As of this moment, you're six years old.
Şu an itibariyle altı yaşındasın.
You may accept my resignation from your employment - effective as of this moment.
Hemen geçerli olmaz üzere, istifamı veriyorum.
As of this moment the cocktail lounge... -... is closed, sir. - Yes.
- Şu andan itibaren bar kapandı, efendim.
"THE BULK OF THE SUPPLIES HAVE BEEN DESTROYED IN THE CRASH " AND AS OF THIS MOMENT " THERE IS LITTLE CERTAINTY THAT WE HAVE BEEN TRACKED
Şu an itibariyle, takip edilmiş olduğumuz ve bulunduğumuz yerin bilindiğinden pek emin değiliz.
As of this moment, I'm placing you on sick leave.
Şu andan itibaren, seni hastalık iznine çıkarıyorum.
As of this moment, the Ferraris are leading.
Şu an itibariyle, Ferrariler önde.
As of this moment, I'd stack them up against any men in the Army.
Ordudaki bütün askerlerle boy ölçüşebilirler.
As of this moment, I'm lifting the siege on Escondido.
Şu andan itibaren, Escondido kuşatmasını sonlandırıyorum.
Harrison, dump the terminals buffer and print what's being transmitted as of this moment, alright.
Harrison, terminalin tampon belleğinin dökümünün çıktısını al. Bakalım ne gönderiyor.
As of this moment, there are 25 cars left in the race.
Şu anda, 25 araç yarışa devam ediyor.
As of this moment you are the property of the penal administration, French Guiana.
Şu andan itibaren sizler Fransız Guanası'ndaki hapishane idaresinin malısınız.
And that is the total situation as of this moment.
Ve işte şu an için tüm durumumuz bu.
As of this moment, the president has not personally approved this mission.
Şu an itibariyle, başkan şahsi olarak bu görevi henüz onaylamadı.
But as of this moment, you are cut off.
Ama şu andan itibaren, sen mahrum ediyorum.
... as we're not at all certain as of this moment exactly where we stand... I would call upon him, if you would, my Führer,
... hepimiz şu anki durumumuzun ne olduğunu tam olarak bilmediğimizden müsaadenizle sözü ona bırakmak istiyorum, Führer'im.
- Mr Reardon... I have decided to close this case as of this moment.
- Bay Reardon, şu andan itibaren bu davayı kapatmaya karar verdim.
- As of this moment, you are suspended. - What?
- Görevden alınmış bulunuyorsun.
Men as of this moment we do hereby, under God become citizens of Nicaragua.
Askerlerim,.. ... şu andan itibaren Tanrı'nın şahitliğinde Nikaragua vatandaşıyız.
Captain Blackadder, as of this moment you may consider yourself under arrest.
Yüzbaşı Blackadder, şu an itibarıyla kendini tutuklu kabul edebilirsin.
As of this moment, you are officially on vacation.
Şu andan itibaren resmen izinlisin.
As of this moment the most dangerous bird in the sky is the Penguin.
Şu an için gökyüzündeki en tehlikeli kuş, Penguen.
As of this moment, Lionel Hutz no longer exists.
Şu dakikadan itibaren, Lionel Hutz diye biri yok artık.
I'm just as sure of it as I am that we're being shadowed this very moment.
Bundan şu anda izlendiğimiz kadar eminim.
As a matter of fact, at this very moment we're involved in one of the most baffling...
Aslında, tam şu sıralarda bir tanesi üzerinde çalışıyoruz. Çok şaşırtıcı...
But when I do, Dr. Sanderson, your connection with this institution will have ended as of that moment.
Ama geldiğim zaman, senin bu kurumla ilişkin on an biter Dr. Sanderson.
I've been proud of you every day of your life, never as much as at this moment.
Hayatının her gününde seninle gururlandım. Ama asla şu anda olduğu kadar gurur duymamıştım.
Professor Tanabiya will explain this better in a moment, but basically, this sand that came from Godzilla has absorbed a massive dose of radiation, the type generated only from an atomic bomb.
Profesör Tanabiya bir dakika içinde daha iyi açıklayacak ama temelde, Godzilla'dan gelen bu kum sadece atom bombasının yol açtığı türde radyasyonu aşırı dozda soğurmuş.
As a matter of fact, at this moment, I can't think of anyone in the world who's safer than your aunt.
Aslında, şu anda, dünyada senin teyzenden daha güvenli birini göremiyorum.
At this moment the growth capacity of your body is as limited as any adult's.
Şu anda vücudunuzun büyüme takati herhangi bir baliğ kişininkine denk.
Because you didn't for a moment, for a single moment, follow this dirty ballet for geese, this abominable thing, that thinks of itself as if and which really is a genuine cultural contribution, expressed imaginatively, an experience of special quality.
Çünkü bir kere bile... Bir kere bile bu saçmalığa,... kültürel bir katkı olduğu söylenen, ... bu berbat baleye kendinizi kaptırmadınız.
Now, First Sea Lord, I want to make it unmistakably clear that there is absolutely nothing as vital to the nation at this moment as the destruction of the Bismarck.
Şimdi, Birinci Deniz Lordu... Hiç bir hata ve yanlış anlamaya yol açmamak için kesin olarak... söyleyebilirim ki şu anda ulusumuz için hiçbir şey... "Bismarck"'ın yokedilmesi kadar... hayati bir önem taşımamaktadır.
As from this moment, your husband is commander of the garrison of Rome.
Şu andan itibaren, kocan Roma garnizonunun komutanı oldu.
At the end of this type of dream, half asleep, the events are still for a brief moment taken as real.
Böyle bir rüyanın sonunda, yarı uykuluyken, olaylar kısa bir süre daha gerçek sanılır.
As a matter of fact, I will do something about it this very moment.
Aslına bakarsanız, hemen şu anda bu konuda bir şey yapacağım!
Well, I am, as they say at the moment, sort of, in between at this time, sort of, in between positions.
Şey, ben, derler ya şu sıralarda, geçiş döneminde gibi bir şeyim şu sıralarda, iki iş arasında sayılırım.
There's a pandemonium of pride as the Mercury astronaut arrives at City Hall to be welcomed by the mayor and other privileged dignitaries a moment long to be remembered by all who witness this stirring event.
Merkür astronotlarının, şehir meydanında Belediye Başkanı ve şehrin diğer ileri gelenleri tarafından karşılanması esnasındaki kıyamet gibi kalabalık bu olaya tanıklık edenler için hep hatırlanacak bir anı olarak kalacak.
He stands near the window, gazing upon the countryside, as if in this moment this child of nature sought to reunite the two blessings to survive his loss of freedom - a drink of pure water and the sight of sunlight on the countryside.
Sık sık pencerenin yanında duruyor, gözlerini kıra çeviriyor. ... ve sanki o zevk anında, bu doğa çocuğu, özgürlüğünü kaybetme düşüncesini atlatmak için, iki nimeti birleştiriyor gibi oluyor : Duru su ve güneşin ve kırın görüntüsü.
At this moment... Armed struggle is becoming generalized, not just as acts of sabotage... but as overt attacks on... all the forces... of imperialism, whichever... and wherever they are.
Şu noktada silahlı mücadele sadece sabotaj eylemleri olarak değil nerede ne şekilde olursa olsun emperyalizmin tüm güçlerine karşı aleni saldırılar şeklinde yaygınlaşıyor.
As of this very moment, all this grandeur's for sale.
Şu andan itibaren bütün bu görkem satılık.
Ladies and gentlemen, it is always a nostalgic moment when we come to the end of a season, especially one that has been as successful as this one.
Bayanlar baylar bir sezonun sona ermesi, Hep nostaljik olmuştur, Hele de böyle başarılı bir sezondan sonra.
this world being produced... precisely only as pseudo-enjoyment... which preserves repression within it. To the smug acceptance of what exists, purely spectacular revolt can be added... as something identical : this translates the simple fact... that even dissatisfaction became a commodity at the moment... that economic abundance found itself capable... of extending its production... to the point of utilizing even that sort of raw material.
Mevcut durumun gönüllü olarak kabulü, tamamen gösteriyle alakali asilikle bir arada bulunabilir – ekonomik bolluk o belirli hammaddeyi üretecek hacme ulasir ulasmaz memnuniyetsizlik bir metaya dönüsür.
At this very moment the cars are howling through the streets of Manhattan, but no points have been scored as yet.
Şu anda arabalar Manhattan sokaklarını inletiyorlar ama henüz skor elde etmiş değiller.
And I as a shepherd, today more than ever, in this grave moment, here below... I feel the need to remind my flock of the danger it faces :
Ben de bir çoban olarak, bugün diğer günlere kıyasla,... şu vahim anda, aşağımızda karşısına çıkan tehlikeyi sürüme hatırlatma gereği duyuyorum :
It's as if you were born in this very moment. All of you belongs to me - your mind... your soul... your body.
Yeniden doğmuş biri gibi... tümüyle bana aitsin - aklınla... ruhunla... bedeninle.
Science has enabled us to predict events in the distant future... and to communicate with each other at the speed of light, as I am with you, right at this moment.
Bilim, uzak gelecekteki olayları öngörmemizi ve birbirimizle ışık hızında iletişim kurmamızı sağladı tam da benim şu anda sizinle yaptığım gibi.
And now, the supreme moment, as the last runner the one given the great honor of lighting the ceremonial flame runs the last leg of a marathon that began seven days ago as this torch has been passed from athlete to athlete for 970 miles across the country.
Ve şimdi en önemli an. Tören ateşini yakma onuru verilen, son koşucu, yedi gün önce başlayan maratonun son ayağını koşuyor. Boyunca ülkeyi baştan başa geçerek bir atletten diğerine geçmişti.
Especially as at this moment I am trying to save your skin and that of your fellow directors.
Özellikle de sizi ve dostunuz olan diğer müdürleri kurtarmaya çalıştığım zamanlarda.
In the midst of this activity he hears the scuffle downstairs as Mrs. St. Clair tries to force her way in. There's not a moment to be lost.
Tam bu olayın ortasında aşağı kattaki kargaşayı duydu ve Bayan St. Clair içeri girmeye çalışırken de kaybedecek zaman yoktu.
The point is that now the Russians have made peace with the Kaiser, at this very moment, over three quarters of a million Germans are leaving the Russian front and coming over here with the express purpose of using my nipples for target practice.
Asıl mesele şu : Artık Ruslar Kayzer ile barış ilan ettiler, ve tam şu anda, bir milyon Almanın dörtte üçünden fazlası Rus cephesinden ayrılıp meme başlarımı atış taliminde kullanmak maksadıyla buraya intikal etmekteler.
Now, on the screen at the moment we have what looks like a jungle, we can think of this as a jungle on another planet.
Şimdi, ekranda ormana benzeyen bir görüntümüz var. Bunu başka gezegendeki bir orman olarak düşünebiliriz.
And as we speak, at this very moment he is handing over to her all of my pertinent tax information and she has assured us that the matter is well within her field of expertise.
Biz konuşurken, tam da şu anda benim ilgili vergi bilgilerimi ona teslim ediyor ve sorunun onun uzmanlık olanı ilgili olduğuna dair bize güvence verdi.
as of now 184
as of yet 18
as of today 130
as of yesterday 24
as of 54
as of tomorrow 28
as of right now 73
as of this morning 37
as of last night 20
this moment 67
as of yet 18
as of today 130
as of yesterday 24
as of 54
as of tomorrow 28
as of right now 73
as of this morning 37
as of last night 20
this moment 67