Bring her home Çeviri Türkçe
521 parallel translation
My Tommy will bring her home.
Tommy'mi geri getirecek.
Her brother has asked me to bring her home for a visit.
Ağabeyi onu eve götürmemi istedi, ziyaret için.
- You dictate to her and bring her home.
- Ona yazdır ve onu eve götür.
I wanted to bring her home last night. I told my stupid manservant to.
Dün gece onu getirmek istedim ve aptal hizmetçime getirmesini söyledim.
Reckon if I was to go up to Augusta and find her she'd let me bring her home?
Augusta'ya gidip onu bulsam eve getirmeme izin verir mi?
That's right! Why don't you fly down there in an aerioplane with a bunch of roses in your hand... and meet her when she gets off and bring her home?
Neden kucağında bir demet gülle uçağa binip o trenden indiğinde karşılayıp eve geri götürmüyorsun?
I'll be pleased to bring her home, ma'am.
Onu evine bırakmaktan memnuniyet duyarım bayan.
That will bring her home.
Bu onu eve döndürecektir.
- Don't bring her home no more.
- Bir daha onu eve getirme.
She's still here. I'll bring her home soon.
Onu birazdan eve getireceğim.
They asked us to bring her home and, sort of like friends of the family.
Bizden kızı eve getirmemizi istediler. Aile dostu sayılırız.
Management didn't want trouble so hired me to bring her home. - Hired you?
Otel yönetimi sorun istemedi ve beni onu eve getirmem için tuttular.
Bring her home, right away.
Onu eve götür, hemen.
Every time in the last year that I've dared take a woman to dinner... or been reckless enough to bring her home to meet you... you've done all you could to make her unwelcome. Well, I've had it.
Geçtiğimiz yıl boyunca bir kadını her yemeğe çıkardığımda ya da sizinle tanıştırma gafletinde bulunduğumda onu rahatsız etmek için elinizden geleni yaptınız.
Maybe you will marry her and bring her home for your brother to see.
Belki onunla evlenirsin ve görmesi için onu çiftliğe abinin yanına götürürsün.
All I gotta do is find out where they've got her and bring her home.
Yapmam gereken tek şey onu bulup sana getirmek.
Half now, half when I bring her home.
Yarısı şimdi, yarısı onu getirince.
Any cab driver can bring her home.
Herhangi bir taksi şoförü onu eve getirebilir.
And so he went to bring her home.
ve bu yüzden onu eve getirmek için gitti.
You'd bring her home to dad...
Böyle birisini babana tanıştırırsın.
Saverio, tell to her friends to bring her home and rest.
Saverio, ailesine onu eve götürüp dinlendirmelerini söyle.
Let's bring her home.
Onu evine getirelim.
I was drunk, and she was drunk, and I liked her looks, so I convinced her to let me bring her home, and I seduced her on the sofa bed, and it was magic, and I keep coming back for more.
Sarhoştuk ve hoşuma gitmişti. Onu, beni evine götürmesi için ikna ettim. Onu koltuğun üzerinde elde ettim ve müthiş güzeldi.
- We'll bring her home, Wes.
- Anneni eve getireceğiz Wes.
I wanna bring her home.
Onu eve götürmek istiyorum.
Did I bring her home last night? Jesus!
Dün eve bununla mı gelmişim?
Just leave your stuff here. I'll bring them home to you later.
Her şeyi bırak, ben getiririm.
And Rhoda positively refuses to bring her friends home while she's here.
Ve o buradayken Rhoda, haklı olarak, arkadaşlarını getirmeyi reddediyor.
If you don't like what she's doing, bring her back home.
Yaptıklarından hoşlanmıyorsan, onu eve geri getir.
How could you bring her, and send her home alone?
Nasıl olur da götürürsünüz onu oraya? Eve niye getirmediniz?
Said she'd bring her right home.
Onu hemen getireceğini söyledi.
Mrs. MacKenzie, didn't your daughter ever bring home her problems?
Bayan MacKenzie, kızınız sorunlarını eve getirmez mi?
The truth is... my daughter did bring her troubles home... and I wouldn't understand.
Gerçek şu : Kızım sorunlarını eve getirirdi fakat ben anlamazdım.
Well, if she did bring her problems home, did she ever... I wouldn't understand!
- Eğer sorunlarını eve getiriyorsa... - Ben anlamazdım!
'Cause you always bring home the worst guys.
Çünkü her zaman serserileri eve getiriyorsun.
If Dave can't bring her back, she comes home by bus.
Onu eve Dave getirmezse eve otobüsle geliyor.
If we take her home, give her to a different family who bring her up properly, she might be all right.
Onu evine götürüp farklı bir aileye veririz.
But he was most annoyed by Elsa's ignorance of lion etiquette which calls for the lioness to bring home the food and then sit by until her lord and master has had his fill.
Ama o Elsa'nın eve yemek getirip ardından onun efendisinin karnının doymasına kadar yanında oturan dişi aslan etiketinden oldukça rahatsızdı.
Each disk you bring home will seem more important than the last.
Eve getirdiğin her disk bir öncekinden önemli görünecek.
Ifyou want to take her home, bring us the money.
Onu eve götürmek istiyorsan, bize para getir.
Look that each time we go on strike, it's not only the owner who loses out it's also us who don't bring home any money...
Greve her çıkışımızda, sadece patron kaybetmiyor. Bizler de evlerimize hiç para götüremiyoruz.
I would take every man that's in a uniform in another country... and bring him back home and put him back in the world
Bu ülkenin dışındaki üniformalı her adamı ait olmadığı diğer ülkeden alır.. ... tekrar evine geri getirir ona dünyada bir yer verirdim
It's worth the trouble, if you share some bread, you always bring home a bigger catch.
Sıkıntıya değer, biraz ekmek paylaşırsan eve her zaman elin dolu dönersin.
I don't want her to bring just anyone home.
Onun eve birilerini getirmesini istemiyorum.
Her plan is to bring him to her country home.
Planı, Zelig'i kır evine götürmektir.
I'm going to bring him home to visit.
- Evet her şey yolunda. - Onu eve getiriyorum.
I'd arranged to bring her back home with me.
Sonra benimle buraya gelecekti.
And it is her request that your father bring you home.
Ve seni babanın eve götürmesi annenin ricası.
I'll do everything I can to bring her back home, OK?
Onu eve getirebilmek için her şeyi yapacağım tamam mı?
Of course we'd bring her straight home.
Elbette onu hemen evine geri getireceğiz.
If you meet the white - haired old lady you know, Mrs. President... She seems nice. Have her go in the kitchen and fix something up to bring home to Dad?
O beyaz saçlı ihtiyar hanımla tanışırsan, Bayan Başkan'la iyi birine benziyor, ondan mutfağa gidip bir şeyler hazırlamasını ister ve babana getirir misin?
bring her 47
bring her back 80
bring her to me 58
bring her up 22
bring her here 52
bring her in 128
bring her out 21
bring her down 17
home 1821
homer 1748
bring her back 80
bring her to me 58
bring her up 22
bring her here 52
bring her in 128
bring her out 21
bring her down 17
home 1821
homer 1748
homes 211
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homework 149
homeland 50
homey 175
homecoming 21
homemade 43
homeless 99
homesick 24
home sweet home 121
homeboy 89
homer simpson 114
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
home dad 33
homeless guy 17
home invasion 31
home mom 34
home run 51
home at last 16
home again 38
home secretary 33
homeland security 122
home dad 33
homeless guy 17