English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Count of three

Count of three Çeviri Türkçe

716 parallel translation
Now folks, on the count of three, this trick will prove that the little sheriff is out of sight.
"Şimdi millet, üçe kadar saydığımda... bu küçük hile, şerifi yok edecek"
I'll give you a count of three to change your mind.
Fikrini değiştirmen için üçe kadar sayıyorum.
I'm givin'you till the count of three to get out of here, then I'm shootin'!
Üçe kadar sayıyorum. Buradan hemen gitmezsen ateş edeceğim!
On the count of three, begin to advance.
Üçe kadar saydıktan sonra yürümeye başlayın.
At the count of three, I shall rise smartly and dress without washing.
Üç deyince, düzgünce kalkacağım ve yıkanmadan giyineceğim.
- To the count of three.
- Üçe kadar saymak için.
Count of three, lift.
Üç deyince kaldırın.
On the count of three, watch the birdie
Üç dediğimde, gözünüzü kırpmayın.
On the count of three.
Üçe kadar sayıyorum.
On my count of three your hands will become immobile.
Üç dediğimde ellerin kaskatı olacak.
On the count of three... you will awaken... very refreshed... feeling happy... very satisfied.
Üç dediğimde, yenilenmiş olarak, mutluluk hissederek, doygun olarak uyanacaksın.
Oh, at the count of three, I guess, huh? One, two...
Üç diyince birlikte bağıralım mı?
Le  s do it at the count of three One
Hadi, üç deyince.
Here. On the count of three. This way.
Üçe kadar sayınca bu tarafa yatırıyoruz.
On the count of three.
Tamam. 3'te bırakıyoruz.
On the count of three.
- Tamam. Üç deyince.
ON THE COUNT OF THREE.
- Üçe kadar sayınca. - Tamam.
When Mom and Dad come down, on a count of three, we'll say : "Happy Thanksgiving," okay? One, two, three.
Annem'le Babam indiklerinde, üçe kadar sayacağım, ve "Mutlu Şükran Günleri," diyeceğiz, tamam mı?
On the count of three... I shall consider you mutineers and give the command to fire.
Üçe kadar sayacağım ve burada kalan isyancılara ateş emri vereceğim.
On the count of three, break hard right.
Üçe kadar sayınca, sağa kır.
On the count of three.
Üç dediğimde.
On the count of three you're gonna kick the door open, run in there blindly, and I'll cover you, okay?
Üç dediğimde. Kapıyı açacaksın. İçeri dalacaksın.
You better open that on the count of three.
Üçe kadar açsan iyi olur.
On the count of three.
Üç diyince.
- On the count of three.
- Üç dediğimde.
All right, on the count of three, insert your hook.
Pekala, üç diyince oltayı sallayın.
On the count of three...
Üçe kadar sayınca...
On the count of three, guy.
Üç deyince, dostum.
Count of three, guys.
Üçe kadar sayın beyler.
OK, we make a switch on the count of three.
Tamam, üçe kadar sayıp değişeceğiz.
At the count of three, you will awaken and remember nothing.
Üçe kadar saydığımda uyanacak ve hiçbir şey hatırlamayacaksın.
On the count of three there will be a message for you of great importance.
Üç dediğimde Senin için çok önemli olan bir mesaj gelecek.
Be there on the count of three.
Üç dediğimde orada ol.
On the count of three you'll faint.
Üç dediğimde bayılacaksın.
On the count of three.
Yapabilirsin! Üç dediğimde.
Count, these are three prize-winning beauties of Pankow.
Kont, burada Pankow'un üç ödüllü güzeli var.
You got three of them. Count them.
Üçü senin.Say onları.
Within a few hours after Count Victor Mattoni was found dead in his London flat with a single bullet hole in his head, the detectives found themselves with three persons, each of whom confessed that he, and he alone, killed the Count.
Kont Victor Mattoni'nin Londra'daki dairesinde kafasında bir tek kurşunla ölü olarak bulunmasından sonra bir kaç saat içinde, detektifler üç kişiyle buluştular, onlardan her biri sadece kendisinin Kontu öldürdüğünü, itiraf etti.
Skin and blood under the Count's fingernails indicated he had scratched his assailant, yet none of the three suspects bore any scratches.
Kontun tırnaklarındaki deri ve et saldırganı tırmaladığını gösteriyordu, buna karşın üç şüphelide hiç bir çizik yoktu.
Within a few hours after Count Victor Mattoni was found dead in his London flat, with a single bullet hole in his head, the detectives found themselves with three persons, each of whom confessed that he, and he alone, killed the Count.
Kont Victor Mattoni'nin Londra'daki dairesinde kafasında bir tek kurşunla ölü olarak bulunmasından sonra bir kaç saat içinde detektifler üç kişiyle buluştular, onlardan her biri sadece kendisinin Kontu öldürdüğünü, itiraf etti.
Yes, you see, I brought you three gentlemen together because I thought you might be interested to learn that each one of you has confessed to the murder of Count Mattoni.
Evet, görüyorsun, siz üç beyefendiyi bir araya getirdim çünkü her birinizin Kont Mattoni cinayetini itiraf ettiğini öğrenmenizin ilginizi çekebileceğini düşündüm.
I'll count. On three I'll kill one of you at random.
Üç dediğimde içinizden birini öldüreceğim.
On the count of three.
Ben üçe kadar sayınca.
Three shall be the number thou shalt count... and the number of the counting shall be three.
Üç, saydığınız sayı..... ve de saydığınız sayı da üç olmalıdır.
On the count of three... I'll say "One, two, three. Stand up, Ralph."
Üç dediğimde lütfen gözlerinizi kapatıp beyninizdeki düşüncelerden uzaklaşmaya çalışın.
Those three years of us don't count?
- Geçirdiğimiz üç yılın bir anlamı yok mu?
I count 12 entrees... I count 12 entrees on that table, three of them steaks.
Masada 12 giriş saydım, üç tanesi biftekti.
By the time I count to three, I want you out of here.
Üçe kadar sayacağım dışarı çıkmanı istiyorum.
Three : if any of you needs money, inside or outside the jail, you can count on the Vesuvian professor.
Üçüncüsü : Herhangi birinizin paraya ihtiyacı olursa, içerde ya da dışarıda, Vezüv profesöründen tahsil edebilir.
I'll count to three and you better open that son of a bitch. Come on!
Üçe kadar sayacagim ve sen o kasayi açacaksin.
I'm gonna count to three, and then I'm out of here.
Üçe kadar sayıp, gidiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]