English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ C ] / Crowd shouting

Crowd shouting Çeviri Türkçe

37 parallel translation
He heard the crowd shouting, "Ole!" ¡ Ole!
Kalabalığın "Oley!" diye bağırdığını işitirdi
" The bodies of the four Feddayin, thrown out by the windows, are then burnt by the crowd shouting'Death to the terrorists'".
" 4 Feddayin üyesinin bedenleri pencereden dışarı atıldı, ve sonrasında'Teröristlere Ölüm'denilerek yakıldı.
[biker ] Kill the bastard! [ grunting ] [ crowd shouting indistinctly] They made him.
Gebertin şu piçi! Onu tanıdılar.
- [Crowd Shouting, Faint]
- [Kalabalık bağırtısı]
- She's the witch! - [Crowd Shouting]
Cadı o!
- [Crowd Shouting] - Don't you deserve better than the best?
İyinin de iyisini hak etmiyor musunuz?
He's a fugitive from his native Canada and has been arrested for the brutal attempted murder of supermodel Tina Menzhal. ( crowd shouting )
Kendisi, memleketi Kanada'dan gelen bir kaçak süper model Tina Menzhal'i gaddarca öldürmeye teşebbüs nedeniyle tutuklandı.
- [Crowd Shouting]
- [CrowdShouting]
[Crowd Shouting, Cheering]
[CrowdShouting, Cheering]
- ( sing ) Someone Christ King of the Jews ( sing ) - [Crowd Shouting]
Filanca Mesih, Yahudi Kralı...
( crowd shouting )
( kalabaligin cikliklari )
[CROWD SHOUTING INDISTINCTLY]
[KALABALIK ÇIĞLIK ATIYOR]
Crowd shouting : No justice.
- Barış yok.
[Crowd shouting]
Dolan'a özgürlük!
- Get those little worms! - ( CROWD SHOUTING )
Şu küçük sıçanları yakalayın!
( crowd shouting )
( haykirislar )
[Boden grunts, crowd shouting]
Çevirenler : Sacrer Cem Yalçın İyi seyirler dileriz. - Mills!
There are no more reports of gunfire - ( crowd shouting on TV ) - and the Yemeni Security Forces seem to have it in hand.
Ateş edildiğine dair haber gelmiyor ve Yemen güvenlik güçleri olayı ele almış gibi.
- ( crowd shouting ) - ( Camera shutters clicking ) Thank you so much for stopping me from breaking up with him.
Ondan ayrılmamı engellediğin için sana çok teşekkür ederim.
This guy's trying to get out of giving away his penis! [Crowd shouting] Narrator :
Bu herif sikini vermekten kaçınıyor! Nasıl Yapılır'da bugün...
[Crowd shouting indistinctly]
Holefinder, sen söyle... onların hepsi benim.
( crowd shouting )
( Kalabalık bağırıyor )
During our fight, I was thrown to the ground... at the feet of the shouting crowd, and I saw the marks on his shoulder.
Bizim dövüşümüz sırasında, beğırarak beni... kalabalığın ayaklarına attı, ve ben omuzunda o işaretleri gördüm.
The crowd was shouting.
Birden, bir silah sesi duyduk.
I was shouting in a bloody crowd.
Bir kalabalığın ortasında bağırıyor olurum.
- [Crowd Cheering ] - [ Indistinct Shouting]
Evet.
Voices from a crowd saying... Shouting "damn your bloods! Why don't you shoot fire?"
Bir kalabalıktan gelen "Lanet olasıcalar!", "Neden ateş etmiyorsunuz?" şeklindeki bağırışlar.
[crowd cheering, shouting ] [ song playing, indistinct]
7 GÜN ÖNCE
- [Shouting ] - [ Crowd Clamoring]
- [Bağrışmalar ] - [ Kalabalık bağrışır]
( CROWD SCREAMING AND SHOUTING ) ANNOUNCER :
Ahmed'in Stand-up DVD'si yanında bonus DVD'si hediye
- [Whistle Blows ] - [ Crowd Shouting] - Shoot!
Atsana!
According to some British journalists, the crowd were shouting, "Bring on the Argies. We want another war."
Bazı İngiliz gazetecilere göre kalabalık,... "Arjantinlileri getirin, başka bir savaş daha istiyoruz" diye bağırıyormuş.
( Crowd shouting ) Nice shorts.
Mayon güzelmiş.
[Crowd shouting]
Sen mi ben mi? Gerçekten bugün içeri girebilecek misin?
[Crowd shouting]
Sen yap.
( CROWD SHOUTING ) - Hit him!
- Vur ona!
[Shouting continues] Buzz : I could start filming the crowd.
Kalabalığı çekmeye başlayabilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]