Detection Çeviri Türkçe
614 parallel translation
And they set out to study the ocean floor by dropping explosives over the side of the ship, and they had plenty of those, and listening to them with hydrophones that had been used for submarine detection.
Ve bu bilim insanları, gemilerden patlayıcılar atıp ki ellerinde bunlardan bol bol vardı, denizaltıları belirlemek için kullanılan hidrofonla dinleyerek okyanus tabanını incelemek için yola koyuldular.
Whoever he is, wherever he is, he's not going to be able to escape detection indefinitely.
Her kimse, neredeyse, kendisini sonsuza kadar gizleyemeyecek.
Furthermore, upon detection, you attempted to escape... which would, of necessity, increase the seriousness of your offence.
Ayrıca, yakalanacağını anladığında kaçmaya kalkıştın ki bu da suçunun ciddiyetini doğal olarak arttırmaktadır.
I can stain your skin... but I cannot imitate a scar that would escape detection.
Derini işaretleyebilirim... ancak yakın inceleme sonucu fark edilmeyecek bir yarayı taklit edemem.
I gather that your name is Potts and that you're interested in the detection of crime.
İsminin Potts olduğunu anlıyorum ve suçu bulmakla ilgilendiğini.
Watson have you ever stopped to think that the science of detection is very much like stringing a hand full of beads?
Watson suçlu bulma biliminin fazlaca bir avuç dolusu boncuğu dizmek gibi olduğunu düşünmeyi hiç bıraktın mı?
The detection of crime is one of my hobbies.
Suç çözümü benim alışkanlıklarımdan biri.
Before being sent into the field... each new agent had to learn all the modern techniques of crime detection... such as the use of a specially treated X-ray mirror... through which an F.B.I. man can see without being seen.
Göreve gönderilmeden önce tüm ajanlar görünmeden görebilmeyi saglayan özel bir x-ìşìn aynasì gibi modern suçlu yakalama tekniklerini bilmek zorundaydì.
Did it seem as though placed so as to escape detection?
Sizce gizlenecek şekilde mi konulmuştu?
You forget detection and concentrate on crime.
Dedektiflik kısmını bırakıp suça odaklan.
Please go quickly and without detection.
Lütfen tespit edilmeden çabuk gidin.
Carries latest underwater detection gear.
En son sistem sualtı tarama ekipmanlarına sahip.
To take a life with a skill that eludes detection is unquestionably the ideal criminal action.
Farkedilmeden bir yaşamı sona erdirmek kuşkusuz ideal cinayet eylemidir.
Is there any truth to the rumor that you plan to retire, to give up crime detection?
Söylentilere göre, emekli olmayı planladığın, cinayet soruşturmalarını bırakacağın doğru mu?
That'll rule out any question of sound detection or probing.
Böylece tünelin bulunması ve kazma sesi sorun olmayacak.
Always, they had to move through unwanted and desolate country where the chances of detection and capture were fewer.
Daima, tespit edilme ve yakalanma riski az olan ıssız ve gözden uzak yerlerden geçmek zorundaydılar.
No imposter can escape my detection.
Hiçbir dolandırıcı gözümden kaçmaz.
You fired up without the anti-detection shield.
- Tespit etme kalkanı olmadan bir Thunderbird çalıştırdın
Sir, our cloaking device has evaded their detection systems.
- Efenim bizim gizleme aletimiz izleme sistemlerini yanılttı
It's the Electric Eye Detection and Alarm System.
Bu Elektrikli Göz Tespit Alarm Sistemi.
Yeah, maybe a specialist in metal detection or something.
Belki metal dedektörü uzmanı ya da bu tarz biri işimize yarayabilirdi.
Studying virgin detection?
Eğitimin'bakire tespiti'üzerine miydi?
That would mean it has sophisticated detection devices, which neither Zeon nor Ekos should have.
Sofistike keşif aygıtlarına sahip, bunlara hiçbir gezegen sahip olmamalıydı.
Plot a maximum orbit. Take us out of range of their detection devices.
Bizi o keşif aygıtlarının erişimi dışına çıkar.
Visual detection of an object dead ahead.
Tam karşımızdı bir nesne belirdi.
Stopping to refuel increases the possibility of detection.
Yakıt takviyesi için duruş yapma, saptanma olasılığını artırır.
Detection.
Teşhis.
The structural weakening in the three foot wide pipe... had evidently escaped detection.
90 santimetrelik borudaki yapısal zayıflamanın... gözden kaçmış olduğu anlaşılıyor.
Five years from now, we come up with a foolproof detection system.
Beş yıl sonra
Not deep enough to penetrate the Hatari system and risk detection, just enough to lead him to us if he comes out.
Hatari sisteminin derinliğine dalıp saptanma riski olacak kadar uzağa değil, sadece onun bize dönmesine yol gösterebilecek kadar.
Why bother risking detection by destroying the outpost if they had no intention of moving in that direction, unless... unless Adama needs something from the asteroid.
Eğer o yönde gitmeye niyetleri yoksa neden karakolu yok ederek bulunma riskini göze aldılar... Adama'nın asteroidte bir şeye ihtiyacı olmadığı sürece.
A splendid piece of detection, Poirot, I must say.
Müthiş bir soruşturmaydı Poirot.
Television will be the death of crime detection.
Televizyon suç tahkikatının sonu olacak bu gidişle.
Only detection.
Tabiî ki. Sadece bir saptama.
You know, I ordered a vaginal swab taken... as detection demands.
Biliyor muydunuz, Vajinasından örnek aldırdım? En son kiminle olduğunu öğrenmek için.
But what is detection if not confession?
Ama... Ama itiraf olmazsa ortaya çıkarmanın anlamı nedir?
Asdic detection system.
Sonar sistemi.
It couples radar and infrared detection devices with a thought-controlled arsenal onboard the plane.
Radar ve kızılötesi detektörleri uçakta bulunan bir düşünce kontrollü cephaneyle birleştiriyor.
Apparently an effort to mask himself from visual and sound detection.
Yerinin görsel ve işitsel tespitini engellemek için.
ECM picking up infrared detection beams.
Kızıl ötesi arama ışınları alıyorum.
... a huge bird might escape detection by maintaining high altitude.
Büyük bir kuşun farkedilmesi olabilir, kaçışını... yüksek irtifa sürdürerek....
All detection is boring. But if you cut off the boring bits and keep the rest you've got a best seller!
- Tüm bu detektiflik işleri sıkıcıdır bu sıkıcılıktan sıyrılıp, keyfini çıkartırsan o zaman en çok satan yazarlardan oluverirsin.
Michael, I will have you know, this is a highly sophisticated Electronic Detection Module, especially adapted for plastique-type devices, not a "bomb sniffer."
Michael, bilmeni isterim ki bu son derece akıllı bir Elektronik Algılama Modülü plastik patlayıcıları algılamak için tasarlandı sadece bir "bomba koklayıcı" değil.
I'm afraid my Electronic Detection Module isn't picking up even a trace of the Minotaur bomb.
Üzgünüm ama Elektronik Algılama Modülüm burada Minotaur bombası olmadığını söylüyor.
The concrete walls of this structure are reinforced with steel beams which are adversely affecting my Electronic Detection Module.
Bu yapının beton duvarlarında olan metaller benim Elektronik Algılama Modülümü olumsuz şekilde etkiliyor.
- Why didn't we get a launch detection?
- Niye bir başlama alarmı almadık?
We didn't get a launch detection from our satellite.
Uydumuzdan bir bir yükleme uyarısı almadık.
We have a launch detection.
Bizim, bir başlatma bulmamız var.
We have a Soviet launch detection.
Bizim, bir Sovyet başlatma bulmamız var.
We have a Soviet submarine launch detection.
Sovyet denizaltıları hazırlanıyor...
Life detection.
Yaşam bulundu.
detective 5553
detectives 556
detective beckett 147
detective sergeant 38
detective inspector 63
detective bosch 36
detective stabler 22
detective reagan 100
detective sanchez 91
detective wells 26
detectives 556
detective beckett 147
detective sergeant 38
detective inspector 63
detective bosch 36
detective stabler 22
detective reagan 100
detective sanchez 91
detective wells 26
detective rizzoli 59
detective park 22
detective williams 53
detective bell 48
detective chandler 29
detective fusco 40
detective gordon 54
detective kate beckett 31
detective frost 26
detective linden 25
detective park 22
detective williams 53
detective bell 48
detective chandler 29
detective fusco 40
detective gordon 54
detective kate beckett 31
detective frost 26
detective linden 25