English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Do not disturb

Do not disturb Çeviri Türkçe

225 parallel translation
Do not disturb!
RAHATSIZ ETMEYİN!
Do not disturb. "
Rahatsız etmeyin. "
Take this tray up to Professor Humbert and do not disturb him.
Bu tepsiyi Profesör Humbert'e götür ve onu rahatsız etme.
Do not disturb my wife, she is sleeping.
Eşimi rahatsız etme, o uyuyor.
- I do not disturb?
- Rahatsız etmiyorum ya?
You could use a good lawyer.'Do not disturb.'
Bir avukata ihtiyacınız var! Hem de iyi bir avukata! Rahatsız etmeyin!
If you sleep late, I will see that I do not disturb you.
Geç yatıyorsan seni rahatsız etmemeye çalışırım.
And do not disturb me for anything unimportant!
Önemsiz hiçbir şey için de beni rahatsız etmeyin!
We'll go to Cortina, lock ourselves in a room and put up a "Do Not Disturb" sign.
Hayır, sevgilm. Cortina'da kapıyı kilitleyeceğiz.
I hope I do not disturb you.
Umarım rahatsız etmiyorum.
Include understand me well, you do not disturb us are our guests.
Beni sakın yanlış anlamayın,... siz misafirimizsiniz, başımızın üstünde yeriniz var.
Do not disturb it.
Onu elleme.
Do not disturb me.
Rahatsız etme beni
There's a Do Not Disturb sign on his door.
Saat 8 : 00'de uyandırılmak istedi. Kapısına rahatsız etmeyin işareti koydu.Yarın sabah parayı kıza değişecek.
Hey, lady, there's a "Do Not Disturb" sign on that door for a reason.
Hey bayan, orada "Rahatsız Etmeyin" diyorsa bir sebebi vardır.
Could you send up a bottle of champagne and put a "Do Not Disturb" on the phone for the next...
Bir şişe şampanya gönderip telefona'Rahatsız Etmeyin'yazısı asar mısınız? Bakalım.
Didn't you see the "Do not disturb" sign?
"Rahatsız etmeyin" yazısını görmedin mi?
The Colonel has a "Do not disturb" on his line.
Albay şu an müsait değilmiş.
I suggest we just turn on the TV, hang a do not disturb sign on the door go outside then figure out what to do.
Televizyonu açıp kapıya "Rahatsız etmeyin" tabelasını asmamızı dışarı çıkıp ne yapacağımıza karar vermemizi öneriyorum.
Both have "Do Not Disturb" signs on.
İkisi de rahatsız edilmek istemiyor.
Yeah, you can take the "Do Not Disturb" off my phone now. Thanks.
Evet, rahatsız etmeyin notunu artık alabilirsiniz.Teşekkürler.
We usually clean these rooms up almost every day but Mr. Spenser put "Do Not Disturb" on the door.
Odaları hemen hemen her gün temizleriz ama Bay Spenser "Rahatsız Etmeyiniz" kartını asmıştı.
You constantly work on similar electronic systems, yet their appearances do not disturb you.
Anlamıyorum. Sürekli benzer elektronik sistemler üzerinde çalışıyorsun ; fakat onların görüntüsü seni rahatsız etmiyor.
Can't you read the sign? Do Not Disturb. - Please come back in the morning.
"Rahatsız Etmeyin" yazısını okuyamıyor musun?
He has a "Do Not Disturb" tonight, and no one is to have his room number.
Bu gece rahatsız edilmeyecek ve oda numarası kimseye verilmeyecek.
"Please do not disturb Mummy. On behalf of the spirits..."
"Ruhların adına, lütfen anneyi rahatsız etmeyin..."
Do not disturb.
Rahatsız etmeyin.
" Please do not disturb.
Sakın rahatsız etmeyin.
I'd say this is a "do not disturb" sign.
Ben bunların "Rahatsız etmeyin" işareti olduğunu söylerdim.
We triggered a "do not disturb" sign.
"Lütfen rahatsız etmeyin" işaretini tetikledik.
I do believe I had the Do Not Disturb sign on the door.
Yanılmıyorsam, kapıya "rahatsız etmeyin" kartını asmıştım.
.. that's why they make Do Not Disturb signs.
Belki de bu yüzden "Rahatsız Etmeyin" kartlarını yapıyorlar.
You saw the "Do Not Disturb" sign and knocked to see if it was supposed to be there.
"Rahatsız etmeyin" yazısını gördüğün halde, kapıyı çalıp, o yazının orada olup olmaması gerektiğini sordun.
- It says, "Do not disturb occupants."
- "Ev sahibini rahatsız etmeyin."
Some people do use the "Do Not Disturb" sign.
- Bazıları "Rahatsız Etmeyin" ikazı kullanıyorlar.
Do not disturb, is unnecessary
Gerçekten ihtiyacım yok...
I do not love you your body does not disturb me.
Seni sevmiyorum ben, bedenin rahatsız etmiyor beni.
DO NOT disturb
RAHATSIZ ETMEYİN
We certainly do not want to disturb you, Your Worship.
Sizi rahatsız etmek istemeyiz efendim.
But perhaps you do not want us to disturb you like this a second time.
# Hem, bir kez daha sizi böyle rahatsız etmemizi istemezsiniz herhalde.
Please do not let me disturb you.
Seni rahatsız etmeme izin verme, lütfen.
... and stay there don't disturb me anymore, don't call me, do not write to me...
Beni rahatsız etme artık, arayıp, sorayım deme...
We do not want to disturb Kiraz.
Kiraz hanım uyanmasın.
Ms. Tucker do not want to disturb.
Bayan Tucker, sizi rahatsız etmek istemiyoruz.
Please do not disturb our tenants
Lütfen kiracıları rahatsız etmeyin.
While on the tour, please do not startle the performers... as that jarring can disturb their breeding habits.
Turumuz sırasında lütfen şarkıcıları korkutmayınız sinir bozucu hareketleriniz terbiyelerini bozabilir.
Please do not allow this minor turbulence to disturb you.
Hafif bir sarsıntı olabilir.
No, I am independent, and I do not want to disturb you
Hayır, özgürüm ve seni rahatsız etmek istemiyorum.
They got nothing else to do, why not disturb you?
Başka işleri yok, neden seni rahatsız etmesinler?
Mr. Wright, I think we should keep our voices down so as not to disturb the children, do you see?
Bay Waight, sanırım sesiz olmalıyız çünkü çocukları rahatsız etmemeliyiz?
I do not want to disturb you. I'm younger.
Sizi rahatsız etmek istemem.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]