English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ D ] / Do not do that

Do not do that Çeviri Türkçe

18,544 parallel translation
Do not do that.
- Sakın bunu yapma.
I see that you are a lover of duels. But do not fear death.
- Bir düellocu olduğunuzu anlıyorum, ama ölümden korkmuyorsunuz.
Do not you dare do that.
Sakın buna cüret etme.
- You do not know that.
- Bilemezsiniz.
I do not want to meet any more suitors, especially not that cretin.
Artık daha fazla talip istemiyorum, hele ki o şapşalı hiç istemiyorum.
And if you do not get off that box, it'll be over before you know it.
Ve o kutunun üstünden inmezsen sen ne olduğunu anlamadan bitecek.
Whoa, whoa, whoa, Sly, do not cut that man with a pocketknife!
Sakın adamı bir çakıyla kesmeye kalkma!
No, no, no, you do not get to ask me that question.
Hayır, hayır, bana o soruyu soramazsın.
and no... my lady parts do not feel different than a human's, but you knew that already.
Ve hayır... cinsel bölgelerim bir insanınkinden daha farklı bir his vermiyor.
But what they chose to do after that, it's not our responsibility.
Ama bundan sonra bize karşı yapmayı seçtikleri şey bizim suçumuz değil.
It's hard for me, talking, not picking up on the things that other people do.
Benim için zor, konuşmak diğer insanların yaptığı şeyleri çabucak anlamamak.
You can't do that, that's not how the universe works.
Bunu yapamazsın, evren böyle işlemiyor.
Do not say that. / Oh!
Sen burnunu sokma! Tessie!
So you forged a bond with him against the evil Sergeant Ortiz, which means you have information on Bardot that his higher-ups do not.
Yani Şeytani Çavuş Ortiz'e karşı onunla bir güçlü bir bağ kurdun. Bu da demek oluyor ki sende bu yüksek mevkilinin sahip olmadığı bilgiler var.
Why would he do that? My guess is he found someone new to harass. Ah, his cell phone records show that Emil's ex-wife was right about him not having a normal life.
sanırım taciz etçek yeni birini buldu onun telefon kayıtlarına göre emil'in eski karısı adamın normal bir hayatı olmadığı konusunda haklı aramalarının çoğu karen ve paul la yapılmış birinin bunu terbiye olana kadar dövmesi lazım walers ın sinir bozucu biri olduğuna katılıyorum
Do not answer that.
Cevap verme.
Do not post my picture on that machine because there'll be ex-students who'll be Twitting about me.
O siteye fotomu yükleme çünkü yüklersen eski öğrencilerim. Twitter'da beni konuşacak. Teşekkür ederim.
I just wanted to say that I really appreciate that you respect what I do here, and... and... and I'm not going to let you down.
Söylemek istediğim şey, işime saygı duyduğun için müteşekkirim ve... ve... seni hayal kırıklığına uğratmayacağım.
That will not do.
Yeterli değil.
Do not imagine that our great republic is a democracy.
Bizim büyük cumhuriyetimizde demokrasi olduğu hayaline kapılmayın.
But you know that I could not do this.
Ama sen, bunu yapamayacağımın farkındasın.
Do you not see it it's in his interest for you to believe that?
Buna inanmanızın onun çıkarına olduğunu görmüyor musunuz?
But I-it's not that, I can do things I'm scared of.
Ama mesele o değil, korktuğum şeyi de yaparım.
You do not have to worry about that.
O konuda endişe etmene gerek yok.
Well, that's not the way we do things in my family.
Bizim ailede işler böyle yürümez ama.
Not that it matters, but I hope you don't think I do this kind of shit a lot.
Önemli olduğundan değil de böyle şeyleri sık yaptığımı düşünmüyorsundur umarım.
And as for stopping you, I'm the last person to do that, not when it was my doing that put you in this position in the first place.
Ve seni durdurmaya gelince, bunu yapacak son insan benim hele ki sen, benim hatalarım yüzünden bu duruma düşmüşken.
John wouldn't do that,'cause... No, no, no. Danny's the violent one, not John.
John öyle şey yapmazdı çünkü saldırgan olan Danny'di, John değil.
Well, that's not an option so let's figure out what the hell you do have on hand here and how we're gonna manage this.
Böyle bir seçeneğimiz yok. O yüzden elinizde neler olduğunu söylersen ne yapabileceğimizi düşünürüz.
No, no, we're not gonna do that.
Öyle bir şey yapmayacağız.
Do not open that.
Açma onu.
- Hey. Do you have any idea who put that note in my locker asking me to be a part of this thing?
Bu oyuna katılmam için dolabıma not yapıştıranın kim olduğunu biliyor musun?
Because I do not talk like that.
Ben öyle konuşmuyorum çünkü.
Well, I hope that's not a problem,'cause the pipes go down to a sublevel- - now, how much do you want to bet that that's the hatch that we need to get to under those thousands of ants?
Pekâlâ, umarım bu sorun olmaz çünkü borular bir alt seviyeye iniyor şimdi, geçmemiz gereken kapağın, bu binlerce karıncanın altındaki olduğuna... -... kaç paraya bahse girersin?
I do. But... this guy, he's not cut like that.
Ama bu adam o tarz biri değil.
That's not normally how we do it.
- Normalde böyle yapmayız ama.
We're not gonna do that.
Onu yapmayacağız.
Captain, there are things, things about this mission that you do not know.
Kaptan bu görevde bilmediğiniz şeyler var.
You can not do that.
Bunu yapamazsın.
I do not expect you to understand, but the Germans can not take that load.
Anlamanızı beklemiyorum ama bu kargoyu Almanlar almamalı.
And do not say that you are not, because I know that you are, so tell me why!
Ve sakın bana bunun doğru olmadığını söylemeyin çünkü doğru olduğunu biliyorum. Söyleyin neden!
I'm not so scared, but don't ever do that again.
Korkmadım ama bir daha böyle bir şey yapma.
That is a perfect plan, but I'm not going to do that.
Bu mükemmel bir plan ama yapmayacağım.
That's not, like, the kind of thing you do to a baby.
Bir bebeğe böyle davranamazsın.
Th... that paper's not gonna tell you why I can do this job.
O kağıt, bu işi neden yapabileceğimi söyleyemez size.
No, actually, I'm... I'm not gonna do that because you think I'm crazy.
Hayır, anlatmayacağım çünkü deli olduğumu düşünüyorsunuz.
I do not get why that is fancy.
Neden sevildiğini anlamıyorum.
I do not get why that's fancy.
Neden sevildiğini anlamıyorum.
And that social contract says that you have to love, honor, and not do this in front of our friends!
Ve bu anlaşma sevmek zorunda olduğunu ve arkadaşlarımızın önünde bunu yapmamanı söylüyor!
And even if you do want Gary to hurt you, we are not saying that's wrong.
Gary'nin seni incitmesini istiyor olsan bile bunun yanlış olduğunu söylemiyoruz.
You know as well as I do that leaving was not an option for me.
Bunun bir seçenek olmadığını benim kadar iyi biliyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]