Doll face Çeviri Türkçe
119 parallel translation
What do you say, doll face?
Ne dersin güzelim?
Okay, doll face.
Pekala, bebek yüz.
You know, you're cute, doll face.
Biliyorsun, sen zeki birisin, bebek yüz.
But you're not out of it yet, doll face.
Fakat ondan henüz kurtulmadın, bebek yüz.
Ditto, doll face.
Aynen, bebek surat.
- Hi, doll face!
- Selam, bebek surat!
- Anything you want, doll face.
Ne istersen, bebek yüzlüm.
- We catch this bastard, doll face.
- O piçi yakalayacağız güzelim.
Doll face, bring me two of those I - wanna-iguana cocktails for me and my new best girlfriend here.
Sağanak yağış parçacık hızlandırıcıyı etkilemedi Star Laboratuvarları CEO'su Harrison Wells'e göre hızlandırıcı hâlâ düzgün bir şekilde çalışıyor.
- Here you go, doll face.
- Al bakalım, bebek.
- I'll have a gimlet, doll face.
- Ben bir gimlet alayım, bebek yüz.
See ya around, doll face.
Bebekyüzlü, geç bakalım.
Bye-bye, doll face and sandman!
Hoşça kal, bebek surat ve uyku perisi!
Doll face.
- Bebekyüz.
Doll face... you really should think about getting back into acting.
Bebek yüzlüm. Oyunculuk işini tekrar düşünmelisin.
You're wasting your time, doll face.
Vaktini harcıyorsun bebek surat.
Well, I'll protect you, doll face.
Ben seni korurum, bebek yüzlü.
- Oh, doll face!
- Bebek yüzlüm.
No, doll face.
Hayır, "bebek yüzlüm".
You were shaking and baking pretty good there yourself, doll face.
Sen de fena kıvırtmıyordun, bebek surat.
Oh, sure, you can, doll face.
Tabii ki binebilirsin, bebek surat.
What's your name, doll face?
- Adın ne bebek yüzlü?
I don't wanna give my two cents but if you do want my opinion, rest assured it will always be that you're an incredible pain and every time I see your Kewpie-Doll face it just makes me want to pick you up and shake you
Kendi fikrimi belirtmek istemiyorum ama ille de öğrenmek istersen, emin ol benim fikrim hep, senin tam bir bela olduğun olacaktır. Ve ne zaman senin bu şirin süs bebeği suratını görecek olsam, tüm hayatım boyunca boşa harcadığın saatlerim üzerinden dökülünceye kadar seni tutup sarsmak isterim.
No can do, doll face.
Şimdi olmaz, tatlım.
Listen, doll face, if I know Daffy, he's already hit the road by now.
Dinle, bebek surat, Daffyi tanıyorsam, çoktan yola çıkmıştır.
Thanks, doll face.
- Teşekkürler bebeğim.
That's old news, doll face, we do commercial jingles now.
O eskidendi bebek, artık reklam şarkıları söylüyoruz.
Okay, tell me what we're working with, doll face.
Peki, ne ile uğraştığımızı söyle, bebek yüzlü.
Okay, this is what we're working with, doll face.
Peki, uğraşacağımız şey şu, bebek yüzlü.
- Save it, doll face!
- Uzatma, bebek yüzlü.
Hold the phone there, doll face. You got me on salami patrol?
Homo devriyesine mi çıkacağım?
Keep the change doll face.
Üstü kalsın. Bebek surat.
No, doll face.
Hayır, tatlım.
It's done, doll face.
Bitti artık bebeğim.
Don't you worry yourself about that, doll face.
Bunun için endişelenme bebeğim.
Well there, what's the matter, doll face?
Bak sen, sorun nedir bebek surat?
She lay there, rigid as a doll... her face pale.
O bir bebek gibi dimdik orada yatıyordu... solgun yüzüyle.
My unchanging doll's face...
Kuklamın değişmeyen yüzü...
- I'll do that, doll-face.
- Söyleyeceğim bebek yüzlüm.
I found a doll in the cabinet... and its face looked like the man I killed.
Dolapta bir oyuncak bebek buldum yüzü öldürdüğüm adamın yüzüne benziyordu.
Then she showed me the doll with my face.
Sonra yüzüme sahip bebeği gösterdi.
- Hi, doll face.
- Merhaba bebek yüzlüm.
It seemed as face of a doll.
Manken yüzüne benziyordu.
Doll-face too.
Bebek yüzlüydü.
Hey, doll-face, how about bringing me a little Lady Luck?
Hey, bebek yüzlü, bana biraz şans getirmeye ne dersin?
- Photographs of my mother and father and a beautiful doll my mother gave me with a china face. Lissy Doll, I called her.
- Anne ve babamın fotoğrafları annemin bana verdiği porselen yüzlü oyuncak bebeği ona Lissy adını takmıştım.
Stay beautiful, doll-face!
Orada rahat dur, bebek-surat!
Stay beautiful, doll-Face!
Orada rahat dur, bebek-surat!
- Thanks, doll-face.
- Sağol bebek suratlı.
Don't worry, doll-face, I'll give you what you want.
Dert etme, küçük suratlı aşkım. Bunlar bitince seninle ilgileneceğim. Tamam mı?
the doll staring at him - - the doll's face.
Son gördüğü şey ise... bebeğin ona bakan yüzü olmuş.
face 1222
facebook 123
faces 62
face it 390
faced 175
face your fears 19
face me 51
face down 100
face to face 80
face the wall 60
facebook 123
faces 62
face it 390
faced 175
face your fears 19
face me 51
face down 100
face to face 80
face the wall 60