English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / Feet long

Feet long Çeviri Türkçe

468 parallel translation
- A knife four feet long, eh?
- 1 metre uzunluğunda bıçak, ha?
Four feet wide, six feet long.
1,20 eninde ve 1,80 boyunda.
- That's nice. - It was 80 feet long.
- 25 metre uzunluğundaydı.
He must be over 8 feet long.
İkibuçuk metreye yakın olmalı.
They grow to be nine feet long - and killers.
Yedi metre uzunluğuna dek büyüdüler, ve birer katildiler.
The big one was about 15 feet long and had wings like a fly.
Büyük olan 4,5 metre kadardı, sinek gibi kanatları vardı.
About six rattles, he must be five feet long.
Altı tane büyüklüğünde, bir buçuk metre olmalı.
That night your timing was so bad I needed arms ten feet long.
O gece zamanlaman çok kötüydü, kollarımın 3 metre olması lazımdı.
- This is six feet long.
- Bunun boyu iki metre.
12 or 14 feet long. Are you sure, Irish?
6-7 metre demek, emin misin İrlandalı?
150 feet long by 20 wide.
46 metre uzunluğu, 6 metre genişliği var.
They make ink and are hundreds of feet long... and eat whales whole.
Mürekkep çıkaran bir şeyler... Yüzlerce metre uzunluğundaymışlar... balinaları olduğu gibi yutarlarmış.
The one way across that gorge is a narrow bridge 75 feet long.
Tek yol olan boğazın üzerindeki köprünün uzunluğu 25 metre.
It's about 38 feet long. Sir.
Yaklaşık 38 feet uzunluğunda efendim.
Let's see. The bed is 6 feet long and the room is 51 / 2 feet and I'm in big trouble.
Yatak 6 feet uzunluğunda ve oda ancak beş buçuk feet, ve benim başım belada.
You see, a lion is a huge savage beast about 5 feet high, 10 feet long, weighing about 400 pounds running 40 miles an hour, with masses of sharp pointed teeth and nasty, long, razor-sharp claws that could rip your belly open before you could say Eric Robinson, and they look like this.
Aslan büyük, vahşi bir hayvandır. Yüksekliği 1.5, boyu 3 metre, ağırlığı 180 kilodur. Saatte 65 km / h hızla koşar ve sivri dişli, korkunç uzun, jilet gibi keskin pençeleriyle sizi parçalayabilir.
Find me a piece of string about two feet long, and thick as a thumb
bana bir parça ip bul 20 ayak boyunda, ve sağlam olsun!
Make it seven feet long and three feet wide.
Yedi fit uzunluğunda... ve üç fit genişliğinde yapın.
Glass, it was. About seven feet long.
2 buçuk metre uzunluğunda bir cam şişeydi.
Every car in the IRT is 72 feet long.
IRT'deki bütün vagonlar 72 fit uzunluğundadır.
Somebody told me that the intestine is 32 feet long.
Biri bana bağırsakların 10 metre uzunluğunda olduğunu söyledi.
Let's say that this boxcar is 60 feet long.
Diyelim ki bu vagonun uzunluğu 60 fit.
The centre span is 4,260 feet long.
İki kulenin arası 1278 metre.
The facade is 84 feet long.
Cephesi 84 feet uzunluğundadır.
He's only three feet long.
Sadece üç feet uzunluğunda.
The Bangalore torpedo was 50 feet long and packed with 85 pounds of TNT... and you assembled it along the way, by hand.
Bangalore torpidosu 15 metre boyunda ve 40 kilo TNT doluydu ve yolda monte edilirdi, el ile.
My arms are about nine feet long.
Benim kollarım 2,5 metre uzunluğundadır.
Two suitcases 3 feet long 2 and a half feet high 9 to 10 inches thick.
İki bavul eni : 90 santim boyu : 75 santim kalınlığı : 25-30 santim.
Ten feet long, exhibiting a typical feeding pattern.
3 metre uzunluğunda, tipik beslenme davranışı gösterdi.
You get knocked over, but you'll always get back on your feet ― as long as a man's got two legs to stand on.
Devirseler de hep ayaklarınızın üzerine geri döneceksiniz. Yeter ki insanın üzerinde duracağı iki bacağı olsun.
You get to your feet in the Senate, take a long breath and start spouting.
Senatoya girip, derin bir nefes alıp ateşli bir şekilde sesleniyorsunuz.
The least man in that chamber, once he gets and holds that floor. - - Can talk as long as he can stand on his feet.
Salondaki kişi söz hakkını elde ettiği zaman ayakta kalabildiği sürece konuşabiliyor.
It makes long ears and great big feet.
"Uzun kulaklar ve büyük ayaklar yapar."
If I wait too long on a sidewalk, my feet get cold.
Kaldırımda ayaklarım üşüyor.
They can clear a 12-foot obstacle with a leap as long as 35, 40 feet.
Üç buçuk metrelik engelleri, bir ila bir buçuk kilometre boyunca aşabilirler.
I'm going to keep on my feet as long as Huxley does.
Huxley yürüdükçe ben de yürüyeceğim.
They have rounded backs, a body that looks like a tired balloon, pointed red feet with no toes, and long colored legs.
Yuvarlak sırtları, inmiş balona benzeyen bedenleri, başparmakları olmayan sivri kırmızı ayakları ve uzun renkli bacakları var.
You're on your feet all night long.
Bütün gece ayaktaydın.
I shan't keep you long. "Live on our feet," the salesman's motto.
Ayakları üstünde yaşamak satıcının felsefesidir.
" All day long on his feet
" Bütün gün ayakta
But you yourself were kneeling at her feet not long ago.
Ama siz de biraz önce onun önünde diz çöktünüz.
Make the strings long. About 50 feet or so.
İpleri 15 metreden kısa olmasın.
How long will it be before he's on his feet?
- Ne zaman ayağa kalkar?
An electric penguin, 20 feet high with long, green tentacles that sting people and you can stab it in the wings and the blood can go spurting :
Elektrikli penguen, 6 m. Boyunda insanı sokan uzun yeşil dokunaçları olur kanadından vurursun ve kan böyle fışkırır :
Oh, honey, you'll be back on your feet before long.
Oh, canım, çok geçmeden yine ayaklarının üzerinde olursun.
Sometimes I think coppers should be like elephants... big feet and long memories.
Bazen polislerin fil gibi olması gerektiğini düşünüyorum. Büyük ayakları ve kuvvetli hafızalarının olmasını.
Or is it long feet and big...
Yoksa uzun ayakları ve büyük...
You know, what we need is a fence about 10 miles long and 20 feet high.
Bir çite ihtiyacımız var. 10 mil uzunluk, 20 feet yükseklik.
A fence about 2 miles long and 20 feet high.
Yaklaşık 2 mil uzunluğunda, 20 feet yüksekliğinde bir çit.
Miss Edie, as long as there are chicken laying'... and truck drivin', and my feet walkin'... you can be sure... that I will bring you the finest of the fine... the largest of the large, and the whitest of the white.
Bayan Edie, tavuklar ürediği sürece... kamyon gittiği sürece ve ben yürüyebildiğim sürece... emin olabilirsiniz... Size iyinin en iyisini... büyüğün en büyüğünü ve beyazın en beyazını getireceğim.
I'm perfectly capable of holding my breath long enough to swim 35 feet.
10 metre yüzmeye yetecek kadar soluğumu tutma yeteneğim var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]