For some Çeviri Türkçe
42,202 parallel translation
- A funeral home? - Yeah, I need to... pick up some info on the obituaries for something I'm working on.
- Evet, üzerinde çalıştığım bir şey için ölüm ilanlarıyla ilgili bilgi almalıyım.
And that calls for some inventive rigging.
Bu da yaratıcı birtakım teçhizatı zorunlu kılıyor.
And an actual concert, not for some band that broke up 1,000 years ago.
Gerçek bir konsere. 1000 yıl önce dağılan bir grubun konserine değil.
I'm ready for some good weather.
Güzel havalar görmek istiyorum.
Sure, I could go for some soup.
Tabii, biraz çorba içebilirim.
I just stopped by for some power bars and coffee before I head back out.
Enerji barı ve kahve almaya uğradım sadece.
You hungry for some wig?
Peruk ister misin?
Should we go for some lunch?
Öğle yemeği yesek mi?
we just want to ask for some bread and...
Sadece biraz ekmek almak istiyoruz...
You know when you see a person for the first time, but for some reason you really don't like them.
Hani birini ilk gördüğünde bir sebepten dolayı ondan hiç hoşlanmazsın ya.
I was hoping to have room for some souvenirs on the way back.
Umarım, dönüşte birkaç hediye için yerim kalır.
I hope you saved some room for some hot apple pie.
Umarım sıcak elma turtasına yer bırakmışsınızdır.
- Time for some friendly competition!
- Dostça bir rekabet zamanı!
This hurts a lot. For some weird reason, I like it.
Canım çok yanıyor ama tuhaf bir şekilde çok hoşuma gitti.
Don't you feel like you want to have chicken for dinner for some reason?
Nedense akşam yemeği için canın tavuk çekmiyor mu?
I want to turn down that offer for some reason.
Kendimi ağırdan satasım geliyor.
Some trees, it seems, are particularly suitable for rubbing.
Belli ki bazı ağaçlar sürtünmek için özellikle müsait.
Meanwhile, some of her family have moved on to look for a new patch of fresh food.
Bu sırada ailesinin bazı üyeleri yeni bir taze yiyecek bölgesi arıyor.
And some flowers are too elongated for the other 99 species of hummingbirds here to feed from them.
Bazı çiçekler de diğer 99 sinekkuşu türünün beslenemeyeceği kadar uzun gövdelere sahiptir.
In some jungles, like here in Brazil, it rains so much that, for part of the year, the trees are almost totally submerged.
Brezilya'daki bu cangıl gibi bazılarında o kadar çok yağmur yağar ki yılın bir kısmında ağaçlar neredeyse tümüyle su altında kalır.
We have much to discover about the animals for which this is home including some you might never expect to find amongst trees.
Burayı yuva bellemiş hayvanlar hakkında keşfetmemiz gereken çok şey var. Ağaçların arasında bulmayı ummadığınız bazıları da dahil.
Although some deserts may not see rain for several years, most will hold a little water in one form or another.
Bazı çöller birkaç yıl boyunca yağmur yüzü göremese de birçoğu o ya da bu biçimde suyu korumayı başaracaktır.
It's time for the team to do some detective work.
Ekibin dedektifliğe soyunma zamanı geldi.
I command you, unclean spirit, along with all your minions now attacking this servant of God, by the mysteries of the Incarnation, Passion, Resurrection and Ascension of our Lord Jesus Christ, by the coming of our Lord for judgment, that you tell me by some sign your name, and the day and hour of your departure!
Sana emrediyorum, rezil ruh tüm kölelerinle birlikte saldırdığın Tanrı'nın bu hizmetkârı peygamberimiz İsa Mesih'e ait insanlaşmanın, ıstırabın, dirilmenin ve göğe yükselmenin gizemiyle karar günü dönecek efendimiz adına defolacağın günü, saati ve adını söyle bana!
The power of Christ compels you by the coming of our Lord for judgment, that you tell me by some sign your name...
İsa'nın gücü sana boyun eğdirir! Karar günü gelecek efendimiz adına ismini söyle bana...
You will have to navigate some dangerous waters, and into the bay of biscay, here, which is also notorious for its storms and its violent seas.
Çok tehlikeli sulardan geçmek zorunda kalacaksın ve şuradaki Biskay Körfezinden. Orası fırtınaları ve vahşi deniziyle meşhurdur.
And for no good reason but some stupid genetic lottery that I won and she lost.
Saçma genetik piyangoyu benim kazanmamın ve onun kaybetmesinin hiçbir mantıklı açıklaması yok.
Some water for Officer Hamilton, please.
Polis memuru Hamilton'a su getirin lütfen.
But upon further review, I realize it was not entirely fair to make you feel like it was all one-sided, so I take... some responsibility for what happened.
Fakat tekrar düşündüğümde sana bunun tek taraflı olduğunu düşündürmemin pek adil olmadığını fark ettim. Olanların bir kısmının sorumluluğunu üzerime alıyorum.
Here's some food for your journey.
Yolculuğun için biraz yiyecek var burada.
"Today I met some gentlemen with a great vision for America."
" Bugün Amerika'yla ilgili büyük görüşleri olan bir adamla tanıştım.
I left some room in your coffee for cream.
Kahvenizde kremaya biraz yer bıraktım.
It was announced that what he was doing was thanking them for their loyalty. And, of course, at some level what he was doing was actually purchasing that loyalty going forward.
Bunu, sadakatlerini ödüllendirmek için yaptığı söylense de aslında imparatorun o sadakati bir nevi satın aldığı da söylenebilirdi.
I'll spend some time over in Missing Persons, but I'm pretty sure they won't be looking for anyone who matches the description of a hot dog.
Kayıp Şahıslar'da biraz zaman geçireceğim, Ama aranmayacaklarına eminiz Bir sosisli tarifi ile eşleşen herkes için.
This is a mixture of sodium pentothal, fennel for sight, thyme for memory, and, well, some special ingredients of my own invention.
Bu sodyum pentotal karışımı. Görüş için rezene, hafıza için kekik ve kendi buluşum olan özel malzemeler de ekledim.
But I would still have to have some kind of clue about the objects we're looking for.
Ama yine de aradığımız cisimlerle ilgili kabaca bir fikrim olmalı.
So, you're saying we'd have to build some kind of interface for his brain.
Beyni için bir tür ara yüz yapmamızı istiyorsun.
But there's some very good reasons for that.
Evet, yalan söyledik.
On our mission to rank six heists to find out which is the best... for my first contender, I've chosen some crooks that never even leave their bedrooms.
En iyi soygunu bulmak için sıraladığımız altı soygun arasında ilk katılımcı olarak yatak odalarından bile çıkmayan hırsızları seçtim.
Neets linked some obvious aliases to visas for charter travel, but we still can't tell who's actually running or paying for that company.
Neets kiralik araclar icin kullanilan takma isimler buldu ama hâlâ sirketi ve parayi kim yonetiyor anlayamiyoruz.
Look, if you ask me what I know as opposed to what I believe, I know we've inherited some important bits of DNA from our ancestors and as I suggested in my book, what we gained from the sensorium, the insula of the frontal cortices, which is fundamental to our capacity for empathy, isn't just any part.
Eger bana neye inandigimi degil, ne bildigimi sorarsaniz, bize atalarimizdan onemli DNA parcalari miras kaldigini biliyorum ve kitabimda da belirttigim gibi sensoriyum'dan kalanlar, on korteksteki adacik ki, o da oyle alelade bir parca degil, o empati kapasitemiz icin elzem.
I will pay for it then. Just make some time for me.
Parasını ben veririm, vaktini ayır sadece.
We stowed away on a ship called the Mayflower, just a handful of us and some gnomes we'd brought along for companionship and nourishment.
Alıç isimli gemimizle ilerledik. Yola birkaçımız çıktı, yanımızda arkadaş olarak Gnomeları getirdik. Biraz da yiyecek.
- Would you like some cream for that?
- Biraz krema ister misiniz?
Should we try to get some money for shopping?
Alışveriş için biraz para kazanalım mı?
Some are made for being hung in the closet!
Bazıları dolaba koymak içindir!
Neets linked some obvious aliases to visas for charter travel, but we still can't tell who's actually running or paying for that company.
Neets kiralık araçlar için kullanıIan takma isimler buldu ama hâIâ şirketi ve parayı kim yönetiyor anlayamıyoruz.
Look, if you ask me what I know as opposed to what I believe, I know we've inherited some important bits of DNA from our ancestors and as I suggested in my book, what we gained from the sensorium, the insula of the frontal cortices, which is fundamental to our capacity for empathy, isn't just any part.
Eğer bana neye inandığımı değil, ne bildiğimi sorarsanız, bize atalarımızdan önemli DNA parçaları miras kaldığını biliyorum ve kitabımda da belirttiğim gibi sensoriyum'dan kalanlar, ön korteksteki adacık ki, o da öyle alelade bir parça değil, o empati kapasitemiz için elzem.
I've been thinking that we could have some chicken for dinner today?
- Düşünüyorum da bu akşam yemeğinde tavuğa ne dersin? - Vay canına!
Would you like to eat some chicken for midnight snack?
Kızarmış tavuk ister misin, gece atıştırmalığı olarak?
People just kept me close. Some for the insurance money... and some because they wanted to die.
İnsanlar beni yakınlarında tuttular sadece ; kimisi sigorta parası yüzünden kimisi de ölmek istediğinden.
for some reason 579
for something 23
for some time now 23
for some of us 24
for some time 35
for some people 34
something went wrong 81
something 1990
some shit 16
some 940
for something 23
for some time now 23
for some of us 24
for some time 35
for some people 34
something went wrong 81
something 1990
some shit 16
some 940
somehow 1093
sometimes 3655
someone 794
someday 639
somebody 1065
sometime 130
somewhere 622
somerset 28
someplace 20
something came up 177
sometimes 3655
someone 794
someday 639
somebody 1065
sometime 130
somewhere 622
somerset 28
someplace 20
something came up 177