For them Çeviri Türkçe
39,188 parallel translation
Money would surely have to be raised through taxation. And, well... To tax the people for the very games you are staging for them?
Vergilendirme yoluyla para elde edilebilir ama onlar için düzenlediğiniz oyunlara halktan para almak bu şey olur
I understand, but this is a special day for them.
Anlıyorum ama bu onlar için özel bir gün.
Probably way more profitable for them to not label shmeat as meat.
Muhtemelen daha karlı bir yol Onları shmeat et olarak etiketlememeleri için.
Collecting for them.
Onlara karşı toplama.
You went to prison for them.
Onlar için hapse girdin.
I shouted for them to get out, but then the guy yanked it closed again.
Ama sonra adam yine kapatıp açtı.
There's nothing for them except going to the hospital for pain medication.
Hastaneye gidip ağrı kesici almalarından başka yapacakları bir şey yok.
If someone asks you to vouch for them, say no.
Biri senden kefil olmanı isterse ne dersin? "Olmaz" dersin.
Of course. When a troll is defeated in combat, it's completely natural for them to take refuge in the victor's domicile.
Bir Trol dövüşte yenildiğinde kazananın evine sığınması kesinlikle doğaldır.
And so on. You don't know what she'll ask. Prepare answers for them all.
Ne soracağını bilemezsiniz, hepsine hazırlıklı olun.
He just sits here and waits for them to come back and find it or else he dies.
Burada oturur ve geri dönüp onların kendisini bulmasını bekliyor yoksa ölür gider.
Yeah, well, they're not gonna have to send the erasers if you do their job for them and kill all of us first.
Evet, iyi, onlar gitmeyecek silgi göndermek zorunda. Eğer onlar için işlerini yapmak ve ilk hepimizi öldürmek eğer.
What would you do for them?
Onlar için ne yaparsın?
But they said the King is yet to pay for them.
Ama kralın onlar için henüz ödeme yapmadığını söylediler.
He'll come back for them.
Onlar için geri dönecektir.
We have to be strong for them now.
Onlar için güçlü olmalıyız.
But we can have a hundred cars looking for them in an hour, okay?
Ama bir saat içerisinde onları arayan yüzlerce araca sahip olabiliriz, tamam mı?
And if I would've waited for them, all these girls would be dead.
Ve onları bekleyecek olsaydım, bütün kızlar ölmüş olurdu.
Let me care for them both.
Onlarla ilgileneyim.
Cleander has redirected shipments of grain from Egypt, stashing them away for just the right moment.
Cleander, Mısır'dan gelen tahılların yönünü değiştirmiş ve tahılları doğru ana kadar bir yerde saklamıştı.
It's really making me lose respect for both of them.
Bu ikisine de saygımı kaybettiriyor.
Is it okay for me to light them?
Ben yakabilir miyim?
Nobody ever grants them for me anyway. So who would I even make the wish to?
Kimse onları dinlemeyecekse kimden dilekte bulunayım ki?
They asked for your cell phone number and got really unfriendly when I told them that you don't have one.
Telefon numaranı istediler ve bir numaran olmadığını söylediğimde oldukça hasmane tavırlar sergilediler.
You won't get to see them for a while.
Bir süre onları görmeyeceksin.
Bill got them for me... for Christmas.
Bill Noel için bana almış.
what is good to them is getting what they want, without working for it.
Onlara iyi olan şey, çalışmaksızın istediklerini elde etmektir.
He wasn't having panic attacks because he was afraid for his life, he was having them because he felt guilty.
Korktuğu için panik atak yapmıyordu. Hayatı için suçlu hissettiğinden onları yaşıyordu.
We won't know for sure which ones she gave you until you're tested... but a number of them can trigger the immune system to go haywire.
Kesin olarak bilmeyeceğiz Denedikene kadar sana verdiği hangileri... Ancak bir kısmı bağışıklık sistemini karmaşık hale getirebilir.
Please put the soup into a thermos, and as for the rest of the side dishes, put them into a bento box prettily.
Çorbayı termosa koyarsınız kalan mezeleri de güzelce saklama kabına koyun lütfen.
You know when you see a person for the first time, but for some reason you really don't like them.
Hani birini ilk gördüğünde bir sebepten dolayı ondan hiç hoşlanmazsın ya.
And yet we have. For All who seek the Eye have a certain air about them as telling as a lie.
Göz'ü arayan herkesin bir yalan kadar belli olan bir havası vardır.
No one has the right to sacrifice them for the sake of 50 million people!
Kimsenin onları 50 milyon kişi uğruna feda etmeye hakkı yok!
Not only did he call in and report it, but he gave them the plate number, so it wasn't long before they connected the dots, started to tail the guy, and wait for him to slip up.
Arayıp ihbar etmekle kalmadı aynı zamanda plakayı da verdi yani noktaları birleştirmeleri, adamın peşine düşmeleri ve hata yapmasını beklemeleri çok sürmedi.
Surveillance cameras track them for a time... then they simply disappear.
Güvenlik kameraları onları bir süreliğine izler sonra gözden kaybolurlar.
They weren't prepared for the type of detective, the modern digital detective, who was gonna come after them.
Peşlerine düşecek dedektif türü için, modern dijital dedektif için hazırlıklı değillerdi.
I'm saving them for later... in case someone hands me a handful of something.
Ellerimi hani biri bana şöyle avuç dolusu şey verir diye sonraya saklamak istiyorum.
- Yoo Duk Hwa got them for me.
- Yoo Duk Hwa oppa. - Şu hergele.
We only tolerate them for their grooming services.
Sadece bakım hizmetleri için onları hoş görüyoruz.
- Dad made them for us?
- Babam yaptığında mı?
Don't you think it's time to ask them for the you-know-what?
Sence şu bizim şeyi sormanın vakti gelmedi mi?
Gumm-Gumms kidnapped their young to enlist them for their army.
GummGummlar genç olanlarını ordularına katmak için kaçırdı.
Omo, I've been providing endless supply of banchan ( side dishes ) for him since I was told he liked them.
Sırf hoşuna gittiğini söylediği için ona tonlarca meze yaptırıp gönderdim.
Oh, I'm actually in the position of tending to them as well so for me to make requests and such is a bit- -
Onların ihtiyaçlarıyla ilgileniyorum şu an, böyle isteklerde bulunmam biraz...
Truthfully, last time, when we went to the hospital I asked for Cheong's xray films and showed them to a doctor hyung I know.
Geçen sefer hastanedeyken Cheong'un röntgenlerini alıp bir arkadaşıma götürdüm.
They seemed like people he was meeting for the first time, but that he'd somehow get or gain something from them...
Sanırım yeni tanıştığı insanlardı ama onlardan bir şey koparmaya çalışır gibiydi.
Behead Shin Chul Joo, who wants the throne for himself and send a clear message to all that this will not be tolerated. Exert your authority over them, Your Highness.
Kraliyet ailesini hor gören Shin Cheol Jool'un başını vurdurmalı hatalı olduğu hususunda ayak direyip azametinizi herkese göstermelisiniz.
Orc take prisoner for the gate. - I learn from them. - Prisoners?
- Orklar geçit için esir almıştı, onlardan öğrendim.
Among them, a female, who accepted me for what I was.
İçlerinden bir kadın beni olduğum gibi kabul etti.
Thanks for showing them to me.
Bana bunlari gösterdigin için sag ol.
You sail out to the arriving fleet and tell them payment must be made in Boma for security reasons.
Gelen filoyla yelken aç ve onlara ödemenin güvenlik gerekçesiyle Boma'da yapılacağını söyle.
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
for the love of god 422
for the record 849
for today 83
for that matter 510
for the sake of argument 37
for this to work 27
for the time being 227
for the last time 470
for the life of me 58
for the rest of my life 110
for the record 849
for today 83
for that matter 510
for the sake of argument 37
for this to work 27
for the time being 227
for the last time 470
for the life of me 58
for the rest of my life 110