How're you feeling Çeviri Türkçe
444 parallel translation
So, Tommy, tell Pilar how you're feeling.
Tommy, Pilar'a nasıl hissettiğini söyle.
Miss Mina? May I call later and inquire how you're feeling?
Bayan Mina, sizi sonra arayıp nasıl olduğunuzu öğrenebilir miyim?
How're you feeling, chloe? Oh, awful head.
- Nasıl hissediyorsun Chloe?
Uncle Horace, forgot to ask you how you're feeling.
Horace Amca, nasıl olduğunu sormayı unuttum.
I know how you're feeling.
Neler hissettiğinizi anlıyorum.
Hello, Lawson. How're you feeling?
Selam Lawson, nasılsın bakalım?
How're you feeling, copper?
Nasılsın, polisçik?
I know exactly how you're feeling, my dear.
Neler hissettiğini tam olarak biliyorum, canım.
- How're you feeling?
- Nasılsın?
How're you feeling this morning?
Acemi nasıl bugün, bu sabah kendini nasıl hissediyorsun?
How're you feeling?
İyi misin?
I was just trying to tell you how we're feeling, ain't that right, Willy?
Sadece ne düşündüğümüzü anlatmaya çalışıyordum, değil mi Willy?
Tell him what you've been doing and how you're feeling.
Neler yaptığını, nasıI olduğunu anlat.
How're you feeling?
Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Diane, how're you feeling?
Diane, nasıl hissediyorsun?
Rose, we won't talk about anything right now except how you're feeling, OK?
Rose, nasıl hissettiğin dışında başka bir konudan bahsetmeyeceğiz.
How're you feeling?
NasiIsin?
- Harry wants to know how you're feeling.
- Harry nasıl olduğunu soruyor.
- Sergeant, how're you feeling?
- Çavuş, nasıl hissediyorsun?
How're you feeling?
Neyin var?
Then how do you know what they're feeling?
O halde, onların ne hissettiklerini nasıl biliyorsun?
- How're you feeling this morning?
- Bu sabah nasıl hissediyorsun?
- How're you feeling?
- Nasıl hissediyorsun?
Honey, I know how you're feeling right now, but look, things aren't as bad as they seem.
Tatlım şu anda nasıl hissettiğini biliyorum ama bak, hiçbir şey göründüğü kadar kötü değildir.
How're you feeling, honey?
Nasıl hissediyorsun tatlım?
How can you help feeling bad when you're sea-sick?
Deniz tutmasını nasıl önlüyorsun?
How're you feeling?
Nasılsın?
I'm glad you're home. How are you feeling?
- Evde olmana sevindim..
Mr. Jordan and I wanted to see how you're feeling.
Bay Jordan ve ben senin nasıl olduğunu görmek istedik.
Because I can't tell how you're feeling this morning.
Çünkü bu sabah nasıl hissettiğini söyleyemiyorum.
How're you feeling?
Kendini nasıl hissediyorsun?
Believe me, I know how you're feeling.
inan ne hissettiğini biliyorum.
- How're you feeling?
- Neler hissediyorsunuz?
How're you feeling?
Sen nasılsın?
Always let her know how you're feeling.
Ona daima ne hissettiğini söyle.
Mr. Parr, tell me how you're feeling.
Bay Parr, nasıl hissettiğinizi söyleyin.
- How're you feeling?
- Of! - Nasılsın?
Bud and Kelly, I know that this is a difficult time for you but can you tell me how you're feeling?
Bud ve Kelly, bunun sizin için zor bir zaman olduğunu biliyorum ama bana nasıl hissettiğinizi söyler misiniz?
You don't think I know how you're feeling every second of the day?
Gün boyunca kendini nasıl hisettiğini bilmediğimi mi..
- l know how you're feeling!
- Neler hissettiğini biliyorum.
- How're you feeling?
- Sizi kontrole geldim.
- How're you feeling? - Like a million dollars.
Milyonlarca dolar gibi.
- I came by to see how you're feeling.
- Selam Tommy. - Burada ne yapıyorsun?
You don't know where you fit anymore, how to define yourself... you're feeling vulnerable, lost and exposed.
Yerinin neresi olduğunu, kendini nasıl tanımlayacağını bilmiyorsun. Kendini hassas, kaybolmuş ve savunmasız hissediyorsun.
How're you feeling?
Nasıl hissediyorsun kendini?
You keep on denying'who you are and how you're feeling
İstedigin kadar inkar et, Hem kendini, hem de duygularını.
- How're you feeling? - Fabulous.
- Kendini nasıl hissediyorsun?
How're you feeling about Raymond these days, huh?
Raymond için neler hissediyorsun bugünlerde?
- How're you feeling, Mr. Bartok?
- Nasıl hissediyorsunuz Bay Bartok?
Listen, Dad, I know exactly how you're feeling right now.
Baba, şu anda ne hissettiğini iyi biliyorum.
And that's what we're going to fucking do because I'm feeling all right but I don't know how you're feeling.
İşte yapacağımız şey de bu! Çünkü mükemmel hissediyorum! fakat sizin nasıI hissettiğinizi biliyorum.