How about Çeviri Türkçe
69,541 parallel translation
How about one with the two of you signing your contracts?
Sözleşmeleri imzalarken de bir fotoğraf alabilir miyiz?
I said, okay, how about...
Peki dedim. Şey nasıl olur...
How about "destroyed item of personal property"?
"Kişisel malı yok etmek" nasıl peki?
How about we stop with the games?
Oyun oynamayı bıraksak olur mu?
How about we just rough it?
Biraz eskilerde yaşamaya ne dersiniz?
All right, uh... how about you dump one of those packs into the wheelbarrow?
O zaman... Sen o paketlerden birini el arabasına boşalt.
How about that one?
Şuna ne dersin?
How about that for starters?
Bu yetmiyor mu?
Okay, how about this... how about we pay you $ 450 for the one that already aired, and then we take it from there?
Tamam, şuna ne dersin? Yayınlanan reklam için sana 450 dolar ödeyelim sonrasını da biz halledelim.
- How about that?
- Buna ne diyorsun?
How about her?
Buna ne dersin?
How about you, Nevada?
Peki ya sen Nevada?
Well... How about because that's never gonna happen?
Çünkü böyle bir şey asla olmaz.
Well, how about a flying carpet?
Olmaz. Uçan halıya ne dersin?
How about we blow it for them?
Ya onlar için biz patlatırsak?
How about you give her a kiss when you get done with this?
Bu işi bitirdikten sonra ona kendin vermeye ne dersin?
How about this?
Buna ne dersin?
How about you?
Ya sen ne yaptın?
How about, "Paintings on her skin"?
"Tenindeki boyalar" nasıl?
How about a refill?
Yeniden doldurmaya ne dersin?
Yeah, Kev, how about a refill?
Evet Kev, ne dersin?
How about our family dinners at Jean Georges?
Jean Georges'taki aile yemeklerine ne dersin?
How about you?
Peki ya sen?
- Okay, well, how about an estimate? How many men can Krukov get together? - I don't know.
- Krukov kaç kişi toplayabilir?
How about instead... I'll put on my PJs?
Onun yerine pijamalarımızı giysek nasıl olur?
How about the other camp?
Diğer kampa ne dersin?
How about I keep you company then?
Ya sana eşlik edersem?
No one wants to read about how those two battle-axes make nice with each other.
Kimse bu iki cadalozun birbirleriyle iyi geçinmesini okumak istemiyor.
This is not the time to worry about how we look.
Nasıl göründüğümüz konusunda endişelenmenin zamanı değil.
And I told her about... how Matty used to make her Mickey Mouse pancakes on weekends.
Sonra ben de ona Matty'nin hafta sonları ona Mickey Mouse krepleri yaptığını anlattım.
Lemme worry about the how, okay?
Bırak da nasıl olacağını ben düşüneyim.
No, we'll... we'll see how her reviews are and then... we'll think about sending flowers.
Hayır, öncelikle eleştirilerin nasıl olduğuna bakalım, sonra çiçek göndermeyi düşünürüz.
- How? Anyone on that set could've complained about her offensive body odor.
Setteki herkes onun pis vücut kokusundan şikayet etmiş olabilir.
I so wanted to write a story about how two of Hollywood's golden titans were getting along.
Hollywood'un iki büyük devinin nasıl anlaştığıyla ilgili bir yazı hazırlamayı çok isterdim.
Our insurer has doubts about how genuine those intentions are.
Sigortacımızın, o niyetin ne kadar gerçek olduğu konusunda şüpheleri var.
Solomon said Bray was ranting about the CIA, about how they tried to have him scrubbed and sent his own team to do the job.
Solomon, Bray'in CIA hakkında atıp tuttuğunu söyledi. Onu temizlemek istediklerini, ve bunun için kendi ekibini göndermeleri falan.
How do you know so much about this?
Bunla alakalı bu kadar şeyi nerden biliyorsun?
About how I sent an e-mail to a contact in the iranian defense organization from an Internet café here in New York.
New York'taki bir internet kafeden İran savunma teşkilatındaki bir kişiye nasıl e-posta gönderdiğimi.
That cruelty was also a blessing, because you got to see how I truly feel about my son, that I never stopped loving him.
Bu zulüm de bir nimet oldu, çünkü oğlum hakkında gerçekten nasıl hissettiğimi görmeliydin, onu sevmeyi hiç bırakmadım.
It's how I felt about you, even when I didn't know why.
Nedenini bilmediğim halde senin hakkında da böyle hissettim.
How does this get him the magic key that everybody keeps talking about?
Bu, ona herkesin bahsettiği sihirli anahtarı nasıl veriyor?
You didn't answer my question about how you fit in to all this with Howard.
Soruma cevap vermedin. Howard'la olan bağlantın ne?
I've been thinking about us, Archie, and our friendship, and how it's time we...
Bizi düşünüyordum da Archie, ve arkadaşlığımızı, ve artık zamanının...
Whatever you've been dying to spew about Jason and how he treated Polly, unleash it.
Jason hakkında kusmak için can attığın her ne varsa ve Polly'e nasıl davrandığını, dök ortaya.
How you feel about me?
Bana karşı hissettiğin bu mu?
You know how your father feels about pop music.
Babanın pop müzikle alakalı hislerini bilirsin.
The one about how my dad ruined the school?
Babamın, okulu mahvetmesini konu alan toplantı mı?
You know how serious I am about organization.
- Organizasyonda ciddiyim, biliyorsun.
Oh, we just want to know more about how coins influence the world around us.
Madeni paraların dünyayı nasıl etkilediğini öğrenmek istiyoruz.
How are you always so cool about everything?
Her konuda nasıl bu kadar rahatsın?
- Yes, Your Honor. How about it, Ms. Bennett?
Peki ya siz Bayan Bennet?
how about you 1902
how about that 1165
how about this 1088
how about yours 27
how about yourself 26
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28
how about a drink 98
how about that 1165
how about this 1088
how about yours 27
how about yourself 26
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28
how about a drink 98