How about here Çeviri Türkçe
1,629 parallel translation
How about here?
- Ya buradan?
how about here?
Yada ne biliyor musunuz?
how about here, Iike...
Buna ne dersiniz? Hadi buyurun, Tıpkı...
How about here?
Ya burada?
How about sticking around here and saving this one?
Peki buralarda dursanda, bizim ailemizi korusan?
You Have No Idea How Much Money I'm Talking About Here.
Burada, ne kadar paradan bahsettiğim hakkında hiç bir fikrin yok.
Here you go. Hey, tell you what, how about a thousand? Five hundred is plenty.
- Ah, bak ne söyleyeceğim, 1.000 dolara ne dersin?
So here's the rate it's using its fuel, here's how much fuel you have, so it's a simple calculation to show when the Sun will die, and that's in about a five billion years.
Denklemde yakıt harcama sıklığı ve yakıtın miktarı var. Dolayısıyla Güneş'in ölüm zamanını hesaplamak kolay. Bu da yaklaşık 5 milyar yıl sonradır.
It's useful to sometimes think about, how fragile our life is here on Earth.
Bazen Dünya'daki yaşamımızın ne kadar kırılgan olduğunu düşünmek faydalıdır.
WHAT I'M REALLY HOPING FOR HERE, YOU GUYS, IS A SENSE ABOUT HOW OUTNUMBERED YOU ARE.
Çocuklar, burada sayıca üstün olduğunuzu düşünüyorum.
Your partner over here just gave me a line of bull about how I can't go to the set of Heart'n Scalpels.
Buradaki partnerin az önce bana Hearts'n Scalpels setine gidemeyeceğime dair bir sürü şey saçmaladı.
Well, how about we get your associates cell phones out here on the table right now?
Eh, ortaklarınızın cep telefonlarını hemen şimdi masanın üzerine koymamıza ne dersin?
- I'm not sure how it goes at NCIS, around here, that takes about six months.
- NCIS'te işler nasıl yürür bilmem ama burada DNA sonuçları altı ayda çıkar.
But how about we go to happy hour, chug a lot of fancy wine, we make dinner out of the hors d'oeuvres, come back here, tear it up?
Ama önce aşağıya inip bolca pahalı şarabı kafaya dikip akşam yemeğini ordövrlerle yapıp buraya gelerek odayı dağıtsak
I'm just guessing- - and your work visas are in order,'cause I hate paperwork, so, uh... how about a little help here?
Hepinizin çalışma vizesi vardır herhalde. Evrak işlerini hiç sevmem. - İsterseniz yardım edin biraz.
How about you go? You enjoy a nice, long weekend with her and I will stay here and I will paint.
Neden sen gidip uzun eğlenceli haftasonunu onunla geçirmiyorsun ben de burada kalıp boya yaparım.
Yeah, I just keep thinking about how much she's gone "through..." ... and how hard she worked to have a good life here.
Neler yaşadığını, buraya iyi bir yaşamı olsun diye ne kadar çok çalıştığını düşünüp duruyorum.
Scientists dive here to discover more about how those ancient oxygen-free oceans caused such devastation to life on Earth.
Bilim adamları geçmişte yaşananları anlayabilmek ve bu durumun yeryüzündeki yaşamı nasıl yok ettiğini bulabilmek için göle dalış yapıyorlar.
How about a little help here?
Biraz yardıma ne dersin?
How about you use those magic voodoo powers and get us the hell out of here, huh?
Büyü gücünüzü kullansanız da bizi buradan kurtarsanız nasıl olur, ha?
Well, then how about right here, right now, huh?
O halde şu anda, burada yarışmaya ne dersin?
How does a titan like Robert Pratt feel about you living here?
Robert Pratt gibi bir devin burada yaşaması ne hissettiriyor?
"Why?" How about if I give you a little bedtime story here?
Neden mi? Sana bir masal anlatayım istersen.
How about this right here?
Tam burada şöyle nasıl?
Maybe we'll let the cops come in here, and shoot all of you and then Karl and I will just be a couple of survivors with a half a million dollars cash, how about that?
Belki... Belki polisleri içeri alırız ve hepinizi öldürürüz. Sadece Karl ve ben hayatta kalırız.
How about a little Christmas spirit here?
Buradaki küçük Noel ruhu nasıl?
How would you feel about getting out of here today?
Buradan çıkınca nasıl hissedeceksiniz?
- How long have you lived here? - Uh, about five years.
- Ne kadar oldu buraya geleli?
Your Honor, a lot has been said here today about how unsavory Mr Roberts'environment is for a child.
Sayın yargıç, bugün burada Bay Roberts'ın çevresinin bir çocuğa uygun olmadığı hakkında pek çok şey söylendi.
Look, how about we both work here and ride out the holidays together... and get lots of writing done, and, you know, we... it'll be fun.
Bak, ikimiz de burada çalışsak ve tatile beraber çıksak ve yazılarımızı yazsak, bilirsin, eğlenceli olabilir.
How about we lock down the premises here
- Şuna ne dersin? Etrafı kapatalım.
About the Sangraal and about Morgan and about how you got here.
Sangraal, Morgan ve buraya nasıl geldiğin hakında birşeyler hatırlaman gerek. - Morgan.
Yeah, Walter was in here earlier, bragging about how he was gonna fire both your asses after the county board names him sheriff.
Sabah da Walter buradaydı. Belediye onu şerif olarak atayınca... kıçlarınıza tekmeyi basacakmış.
How about I bring her out here, shoot her right in her fucking face in front of you...
Onu buraya getirip... gözlerinin önünde vursam...
I'm just telling the boys here about how Brother Randolph pushing this deal how boys are gonna be a full part of the service.
Ben de arkadaşlara tam Randolph Kardeş'in bizim çocukların orduda tam görev yapması için nasıl uğraştığını anlatıyordum. Büyük Savaş'ta tüfek taşıdım.
I don't know how I feel about being here, Mike.
Burada olduğum için hislerim çok karışık, Mike.
How about all of you eager people with your hands up in the air can follow Cassie here right out that door?
Elleri havada olan sabırsız arkadaşlar, Cassie'yi dışarı kadar takip edebilir mi?
Okay, well, here's, like, A hundred pages about How the government Is no longer On the side of the people, And we need to fight back.
Tamam, pekala, burada, yüz sayfa kadar hükümetin, artık, insanların tarafında olmadığı yazıyor, ve yeniden savaşmalıyız.
All I could think about was how happy we'd be here.
Düşünebildiğim tek şey burada ne kadar mutlu olacağımızdı.
It's about time you fucking learn how things operate around here.
Burada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmenin vakti geldi.
I'm not really interested in how you feel about what happened here.
Olanlarla ilgili nasıl hissettiğinle ilgilenmiyorum.
How about letting us the fuck out of here?
Bu lanet yerden çıkarmamıza izin vermeye ne dersin?
So how about I have a look-see at that file here and we can come up with a brainstorming session.
Dosyaya burada şöyle bir göz atıp biraz beyin jimnastiği yapsak nasıl olur?
Say... seeing how you and I have... similar interests here... maybe you and I should think about teaming up.
Hey... görüyorsun, senin ve benim... ortak ilgi alanlarımız var... Belki de, sen ve ben takım olarak çalışmayı düşünmeliyiz.
I'm exhausted from being here, you know, having to talk about my stool, how often I'm urinating. I mean, you know, my ear hurts.
Tükendim burada durmaktan, dışkım hakkında konuşmaktan, ne sıklıkla işediğimden bahsetmekten.
- How about you come here now?
- Buraya gelmeye ne dersin?
How may people are we talking about here?
Bir hesap açacağım. Gerçekten, bu...
How's about you sign my paper here, and I'll get back to work.
Harika doktor. Kağıdımı imzalasan da işime dönsem.
How about you and I go over here and talk?
Seninle ben biraz yürüyüp konuşsak nasıl olur?
How about a gunshot? I wasn't here.
Ya silah sesi?
No matter how I think about it... one of us here has to be Kira.
Aslında şöyle bir düşününce, bunun anlamı içimizden birinin Kira olabileceği.
how about you 1902
how about that 1165
how about this 1088
how about yours 27
how about yourself 26
how about 1055
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28
how about that 1165
how about this 1088
how about yours 27
how about yourself 26
how about 1055
how about lunch 22
how about tomorrow 70
how about now 231
how about some coffee 28