How often Çeviri Türkçe
1,881 parallel translation
Do you even know how often those come along?
Ne sıklıkla oluyor bu toplantılar biliyor musun?
How often do we get an outcome like this?
Ne sıklıkla böyle bir sonuç elde ediyoruz?
Do you know how often she smokes?
Ne kadar sıklıkta içtiğini biliyor musun?
How often do you see him?
Ne kadar sıklıkta onu görüyorsunuz?
How often do you see them, your parents?
Aileni ne kadar sıklıkta görürsün?
How often
Ne sıklıkla
It's just how often do women like that get involved with guys like us?
Demem o ki, onun gibi kadınlar pek bizim gibi erkeklerle ilişki yaşamaz.
You'd be surprised how often it works.
Ne kadar çok işe yaradığını görseniz şaşardınız.
How often?
Ne sıklıkla?
How often does someone set you up with "let me be Frank"?
Hangi sıklıkta birisi seni "Açık sözlü olayım" la ayarlar ki?
How often are you wrong like this?
Ne kadar sıklıkta böyle yanılıyorsun?
- How often do you come here?
- Ne sıklıkta buraya geliyorsun?
How often does a building use their fire hose?
Bir bina, yangın hortumunu nasıl tekrar tekrar kullanabilir ki?
Do you have any idea how often I've wondered what would happen if you swallowed this stuff?
Şu şeyi yutsaydım ne olurdu diye kaç kere düşündüğümü biliyor musun?
Okay, i want to check the dates on their arrest records, see how often they were picked up together and, um - - and where.
Tamam, tutuklanma tarihlerine bakmak istiyorum. İkisi hangi sıklıkla ve nerede içeri alınmışlar. - Dedektif Sanchez?
How often do you entertain gentlemen sex guests?
Ne sıklıkta seks misafirleri ağırlarsın?
- How often do you have to say that?
- Bunu ne kadar sık söylüyorsunuz?
How often did your father go on these drinking binges?
Babanız bu içki alemlerine, ne sıklıkla giderdi?
HOW OFTEN? UM, IN THE LAST HOUR, I'D SAY EVERY 10 MINUTES.
Son saat içinde her 10 dakikada bir.
How often Do you have to rely On your badge To score, baldy?
Sayı yapmak için ne sıklıkta rozetine bel bağlıyorsun keltoş?
You think i don't know how often you two see each other,
- hangi sıklıkla birlikte olduğunuzu bilmediğimi mi sanıyorsun
How often you talk?
- Hangi sıklıkla konuştuğunuzu
- How often did you visit the island?
Adaya ne sıklıkta gidiyordun?
Of course, they never knew this. In fact, Susan and Lelar would have been surprised to know How often their pasts would cross over the years.
Tabi ki, onlar bunu hiç bir zaman bilmemişlerdi... ama Susan ve Lelar, geçmiş yıllarda ne kadar çok karşılaşmış olduklarını bilseler çok şaşırırlardı.
Ivy, how often does your dad sleepwalk?
Ivy, baban bunları ne sıklıkla yaşıyor?
If it's yours, your wife will be asked how often you have sex each week.
Eğer sana aitse karın her hafta ne kadar sıklıkta seks yaptığını soracak.
How often do you find thatin the Which is w I haven't rushed into anything.
Bu hoşluğu kaç erkekte bulabilirsin ki?
So, how often do you get a dispatch?
Ne zaman rapor veriyorsun?
I don't care how often a kid cries he's being eaten by a wolf, mom's gonna come running.
Çocuk ne kadar sık kurt beni yiyor diye ağlarsa ağlasın önemli değil, annesi yine koşar gelir.
How often do you wash your tub?
Lavabonu ne sıklıkla temizliyorsun?
How often do you get a corroborated witness account of a murder?
Yapmayın efendim. Bir cinayette ne zaman bu derece çok sayıda şahitten teyit aldınız?
Tell me, how often were you alone in the Manor House?
Köşkte kaç sefer tek başınıza bulundunuz?
How often do you meet her?
Onunla ne sıklıkla görüşüyorsun?
How often does that happen?
- ne kadar zaman önce? .
How often do we go off on secret wargame missions?
Biz ne zaman gizli savaş tatbikatı görevlerine gideriz ki?
How often do you make your bed?
Yatağını ne sıklıkla yapıyorsun sen?
We knew the prevalence of HIV in the sex worker population, we knew the prevalence in the clients they were dealing with, we knew how often they were having sex with these people, and it was a mathematical impossibility that they should have been sex workers
Seks işçi nüfusu içindeki HIV yaygınlığını biliyorduk, uğraştıkları müşterilerdeki yaygınlığı biliyorduk, bu insanlarla ne sıklıkta seks yaptıklarını biliyorduk, ve seks işçiliği yapıp bu sayıda ilişkiye girdikten sonra HIV'e yakalanmamak matematiksel olarak imkansızdı.
Shows how often you've made me tea.
Sanki bana daha önceden hiç çay yapmadın.
How often... do you think men cry?
Sence erkekler ne kadar sıklıkta ağlar?
So I'm asking you how often.
O yüzden sana ne kadar sıklıkta olduğunu soruyorum.
And how often do you think you cry?
Peki sen ne sıklıkta ağlarsın?
I mean, that a person is in therapy at all often is never discussed. Who the doctor is, what he's there for, how much it cost.
Yani terapideki bir kişi hiçbir zaman doktorun kim olduğunu orada ne için olduğunu tartışamaz Bu kaça patlıyor.
For instance... understanding how animals feel can often lead to understanding of human emotions
Mesela hayvanların ne hissettiğini anlamak çoğu kez insani duyguları anlamaya yöneltir bizleri.
How come we can't do this more often?
Bunu neden daha sık yapmadık biz?
- How often?
- Ne sıklıkta?
How often? Never.
Hiç.
How often does she call you?
Seni ne sıklıkla arıyor?
Too often, we take our bodies for granted, but under pressure, our bodies can show us how extraordinary they truly are.
Çoğumuz bedenlerimizi yeterince tanıdığımız sanırız. Ama baskı altında kaldıklarında bedenlerimiz bize ne kadar sıradışı olduklarını gösterir.
Too often, we take our bodies for granted, but under pressure, our bodies can show us how extraordinary they truly are.
Çoğumuz bedenlerimizi yeterince tanıdığımız sanırız. Ama baskı altında kaldıklarında bize ne kadar sıradışı olduklarını gösterirler.
Doctor said we have to change the dressing pretty often. How's Chief Piller?
Doktor, sargıları başlarda sık sık değiştirmemiz gerektiğini söyledi.
if I had known this is how the system worked, I'd have tried to kill more often.
Sistemin böyle işlediğini bilsem daha sık cinayet teşebbüsünde bulunurdum.