English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I called you

I called you Çeviri Türkçe

9,898 parallel translation
I called you.
O kadar telefon ettim.
During The Rock of Love auditions, I called you a "poor man's Isla Fischer."
Rock of Love seçmelerinde sana "çakma Isla Fischer" demiştim.
I called you like a bunch of times last night.
Dün gece seni defalarca aradım.
I called you as soon as I heard.
Duyar duymaz seni aradım.
- Hmm? - I called you.
Seni aradım.
I called you what I called you in there because they want to see someone in charge.
Orada sana ne dediysem dedim. Çünkü birini başta görmek isterler.
I called you diosa.
Sana Tanrıça dedim.
I called you blokes last November.
Geçen kasım ayında sizleri aramıştım.
The one I called you on? No!
- Seni aradığım numara mı?
I called you. You didn't answer.
Cevap vermedin.
I called you here as a capable employee.
Bir bardak alsana.
I won't tell her you called her that.
Ona böyle dediğinizi söylemeyeceğim.
I'm glad you called.
Aradığına sevindim.
I called to tell that you right now as we speak,
Şunu söylemek için aradım, bizim konuştuğumuz şu sırada,
I wish you would've called me to tell me that you were coming.
Keşke geldiğini haber vermek için beni arasaydın.
I should warn you, though, Mr. Meyer, if Samir identifies you as the man who called himself Jason Harper, I have to add sexual assault to these charges.
Samir sizi Jason Harper olarak teşhis ederse suçlamalarınıza cinsel saldırı da eklenir.
So, I made you... a nightstand. It's called a KlĂźf.
Bu yüzden de sana bir şifonyer yaptım.
I called in a lot of favors to get you a nice spot, on a hill.
Size bir tepe üzerinde güzel bir yer almak için birçok tanıdığı aradım.
I should have called you ahead of time, told you what I was thinking.
Gelmeden önce seni arayıp ne düşündüğümü söylemeliydim.
I called, did your mother tell you?
Aramıştım, annen iletti mi?
And if I'm right, you're the same Anton Velov who once led a Spetsnaz special forces unit called the Zarubin group.
Ve eğer doğruysam, sen de bir sıralar Zarubin Grup denilen Spetsanz Özel Kuvvetler Birimini yöneten aynı Anton Velov'sun.
Got to admit, Iron Man. I kind of sort of regret answering the phone when you called.
İtiraf etmeliyim ki Demir Adam aradığında telefona cevap verdiğim için bir nevi pişmanlık duyuyorum.
So when Sam called up, looking to apologize, I was like, "You need to come down here, man-to-man, face-to-Trace."
Sam özür dilemek için aradığında, ben hemen "Buraya gel erkek erkeğe, karşı karşıya görüşelim" dedim.
You called and I dropped everything.
Sen arayınca her şeyi bıraktım.
VOICEMAIL :'Hi, I'm glad you called, I tried to call you.
Merhaba, aradığına sevindim. Sana ulaşmaya çalıştım.
I am glad you called.
Aradığına sevindim.
I've just called you, my darling Swedish girl in Hollywood.
Sana şöyle sesleniyorum. Hollywood'daki İsveçli aşkım.
- You called on me while I was away.
Ben yokken bana bakmışsınız. Evet efendim.
I know we called, said it was urgent, but..... it's because I wanted to speak to you this morning.
Seni arayıp acil olduğunu söyledik biliyorum. Çünkü bu sabah seninle konuşmak istedim.
I called Martha, asked her to come and see you.
Martha'yı aradım. - Ondan gelip seni görmesini istedim.
What you're talking about is called dictatorship, and I did not sign up for a dictatorship, Catherine Avery.
Buna diktatörlük denir ve ben diktatörlüğe asla izin vermem Catherine Avery.
Sorry, I should've called you.
Üzgünüm, sen aramalıydım.
And you think throwing a rager or whatever it's called is who I am?
Sence, ben ev partisi düzenleyecek birisi miyim?
I'm kind of surprised you called.
Bende aramana şaşırdım.
And i appreciate being the first person you called in, And if you're as good at reading people as they say, I'll also be the last.
Ben de içeri çağırdığınız ilk kişi olduğum için teşekkür ediyorum ve eğer insanları okumakta dedikleri gibi iyiyseniz görüştüğünüz son kişi olacağım.
I just called for a vote tomorrow, and I hope you've been saving your money, because your gravy train's about to leave the station.
- Yarın bir oylama istedim umarım biraz para biriktirmişsindir çünkü işin kaymağını yiyişin sona ermek üzere.
Did I ask you if you were kidding me when you called me that night?
O akşam beni aradığında sana şaka yapıp yapmadığını sormuş muydum?
I don't even know why you called him.
Onu neden aradın hiç bilmiyorum.
I'm the reason everyone called you Scott.
Herkese isminin Scott olduğunu söylememden dolayı.
- I know you run a website - called Plato's Boys.
- Plato'nun Oğulları adında bir web siten olduğunu biliyorum.
You know what I was doing before you called?
Sen aramadan hemen önce ne yapıyordum, biliyor musun?
I would have called, but you never pick up your phone so...
Aramalıydım, ama sen telefonunu hiçbir zaman açmıyorsun o yüzden...
So this report about the police being called last night, you don't know what I'm talking about?
Yani dün gece polisin verdiği bu rapor, neden bahsettiğimi bilmiyor musun?
You have a fella called Tony Chivers working for you. I'd like you to call him off.
Size çalışan Tony Chivers diye biri var.
- I haven't called you. - Are you sure?
- Seni aramadım.
- You know, I can't wait until they make a Lifetime movie of your life called : "How I Stalked and Killed Scott Foley"
- Hayatını konu alan filmi... sabırsızlıkla bekliyorum. "Scott Foley'i nasıl takip ettim ve öldürdüm."
I told her how great you are and this is all my fault. I called Karli.
Karli'yi aradım.
I mean, I probably should have called, but, uh, you showed up to my office unannounced, so I thought I'd return the favor.
Muhtemelen aramalıydım ama sen ofisime davetsiz bir şekilde geliverdin. Ben de iyiliğe karşılık vereyim dedim.
I heard you were sick. I was sick? You called Poong San and told him you were hurting like you were dying...
Amca bu bayan bizim kasaba sakinlerimizden biri.
What do you think I should be called?
Sence bana ne demeliler?
Mr Lumo, you called the appeal line with some information... so I'm listening.
İzlemek ister misin? Bay Lumo, çağrı merkezini arayıp bazı bilgilerinizin olduğunu söylemişsiniz. Öyleyse dinliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]