English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I got you now

I got you now Çeviri Türkçe

2,998 parallel translation
I got you now.
Şimdi seni hakladım.
I got you now.
Yakaladım
I GOT YOU NOW.
Şimdi ayvayı yedin.
You're stronger than I am now, Bobby, so, uh, you got to do this for me.
Sen şu an benden daha güçlüsün Bobby, bunu benim için yapmalısın.
Now, I ain't no mind reader, Sue Sylvester, and I came from a very superstitious household where such things are not allowed, but I got a feeling that those Cheerios! like my modern dance moves a little bit better than them old stale white-bread routines you've been making them do.
İnsanın aklından geçenleri okuyamam, Sue Sylvester ve bu tip şeylere izin verilmeyen batıl inançları olan bir aileden geliyorum Cheerios'lar onlara öğrettiğin bu eski püskü zengin beyaz kız hareketlerden çok benim modern dans hareketlerimden hoşlandılar gibi geldi bana.
Look, I'll give you my wallet ; whatever I got but I need to leave now!
Bakın evime gitmem gerek hemen
You bet,'cause I got 2,000 pounds of dragon proof riding on a flatbed truck right now.
Elbette, çünkü bir kamyon kasasında duran, bir tonluk bir ejderha kanıtım var.
I've got you now!
Şimdi seni yakaladım!
Right now, you're all I got.
Şu an elimde sadece sen varsın.
I don't want to bother you now... but I've got some bills that I need to review with you.
Seni şimdi rahatsız etmek istemiyorum ama seninle gözden geçirmek istediğim bazı faturalarımız var.
Now I feel like I got caught with my pants down, so I got you a little something.
Sanki pantolonsuz yakalanmış gibi hissediyorum, bu yüzden size küçük bir şey aldım.
I know you forbid us from thinking about the mistress, but I kept imagining the asshole who's gonna want this car. Now he's probably already got a lot of beautiful things.
Metres hakkında fikir üretmek yasak, biliyorum ama bu arabayı isteyecek yavşağı düşünüyorum da zaten bir sürü harika şeyi olsa gerek.
- We got to get champagne. I promise you they're opening it right now.
Şu anda açıyorlardır zaten.
Now I feel like I got caught with my pants down, so I got you a little something.
Sanki pantolonsuz yakalanmis gibi hissediyorum, bu yüzden size küçük bir sey aldim.
I would like to pick you up and spin you around right now, but I don't want people to think that's how I got the job.
Seni şöyle yakalayıp havada döndürmek isterdim ama millet işi bu şekilde aldığımı sanmasın şimdi.
I've got no best friend, no boyfriend and now, no you.
Ne bir arkadaşım ne de sevgilim var. Artık sen de yoksun.
Now, I got to warn you, if you find a little black thing on your pillow, it won't be a mint.
Seni uyarmalıyım. Eğer yastığının üzerinde küçük siyah bir şey bulursan, nane olmayabilir.
Now, if I got it wrong about you, I'd like a chance to make things right.
Senin hakkında yanılmışsam, olayları düzeltmek için bir fırsat istiyorum.
You know, I find it interesting because you've got this Lady Gaga video out now and, and literally in today's "New York Post," there's an article about... this exhibit at the Metropolitan Museum of Art
İlginç bulduğum şudur ki, bu Lady Gaga videosundan rahatsızız ama bugünkü New York Post'daki bir makale, Çağdaş Sanatlar Müzesi'ndeki bir sergiden bahsediyor.
Well, I got your number now, and you are nothing but a middle-aged skank in a Nancy Reagan nightie.
Ama ben ne dümen çevirdiğini biliyorum. Ama sen başbakan karısı geceliklerinden giymiş geçkin bir kaşardan fazlası değilsin.
Well, right now, I believe I got business with you.
Şu anda sanırım işim seninle.
Now, I know that you're worried about your father, Hal, but we got a situation here.
Biliyorum baban hakkında endişelisin Hal ama bir durumumuz var.
After you lost the baby, I finally got a sense of closure, and now you come over here, and you just start playing more games with me?
Sen bebeği kaybettikten sonra bir şeylerin artık bittiğini düşünmüştüm ama sonra buraya geliyorsun ve bana yine oyunlar oynamaya mı başlıyorsun?
Now I got to spring you out?
Şimdi sıra sende.
- Yeah, I've got a bunch of exams to grade before class, and, Dad, you can turn the TV back on now.
- Derse gitmeden önce okumam gereken yazılılar var. - Ayrıca televizyonu açabilirsin baba.
Now, the way I figure it is you got a choice.
Şimdi... bana göre bir seçim yapmalısın.
But now I got to give you some Insulin.
Ama şimdi sana insülin vermem lazım.
And now you're calling me a jerk? You know what? I'm done.
Ben göt değilim bol şans sana
I've got it. Now I want you to be the bad guy for a while.
Şimdi de biraz senin kötü adam olmanı istiyorum.
I got you covered. Come on now.
Ben seni kollarım.
Great, I work for you now. Guess you got your revenge after all.
Süper, şimdi de senin için çalışıyorum.
I am gonna tell you everything, I want to tell you everything, but right now you have got to cover with Didi.
Sana her şeyi anlatacağım, her şeyi söylemek istiyorum. Ama şu an Didi'yi göz altında tutman gerek, lütfen.
Now I sort of feel bad,'cause, uh, all I got you is a flower.
Kendimi kötü hissettim birden. Ben sadece çiçek almıştım.
I mean, I was gonna order the burger, but now I feel like you've got a problem with me ordering the burger?
Hamburger ısmarlayacaktım ama şimdi, hamburger ısmarlamamla ilgili sorunun varmış gibi geliyor.
Yeah, well, I got my hopes up just a little bit, but, you know, I think she's always wanted a certain kind of life, and now she's getting it, so...
Aslında biraz umudum var, ama o her zaman belirli bir hayat tarzına sahip olmak istemişti, ve şimdi de istediğini alıyor.
These two right here were gonna put me down either way, so I got to tell you something right here right now.
Bu ikisi her türlü beni indireceklerdi. Şu anda, burada sana bir şey söylemem gerekiyor.
And I got to say, she's turning into quite the grifter. Now that you two are together, when Sophie asks me for a favor, how could I refuse?
Artık ikiniz birlikte olduğunuza göre Sophie bir iyilik istediğinde nasıl reddedebilirim ki?
Okay, now this is gonna move fast, so just do exactly what I say, and when you've got it, write it down, and that'll be a huge help to me.
Hızlı bir geçiş olacak, söylediklerimi harfiyen uygula anladığında, yazıver. Bana büyük yardımı olur.
Now, remember all I told you about how I got turned around.
Şimdi, yolumu kaybetmemle ilgili sana söylediklerimi unutma.
Now, I don't know if you've seen America's kidz got singing, but it's a hit.
Çocuklar Şarkı Söylüyor Amerika'yı gördün mü bilmiyorum ama çok başarılı bir program.
I assumed I'd see her in the mornings. And now you've got your mornings free.
Ve şimdi senin sabahların boş
Now I've got an image of you having sex with me dad.
Artık aklıma babamla seks yaparken geleceksin.
I'd really love to finish this conversation right now, but I got to get my nephew home, so why don't you get the hell out of here?
Bu konuşmayı şimdi bitirmeyi gerçekten isterdim ama yeğenimi eve götürmeliyim. O yüzden, def ol git buradan.
Anyway, uh, now that the, ha, ha, cat's out of the bag uh if you wanna, I don't know take whatever this is to the next level we got nothing to lose.
Ağzımdan baklayı çıkarttığıma göre artık kaybedecek bir şeyimiz yok nasıl olsa bilmem bunu bir sonraki seviyeye taşımak ister misin?
So, I got to be an asshole now and order you to do it?
Şimdi pislik gibi davranıp sana emir mi vereyim?
Now I got something on you... the scent of beef, of blood, which is a smell that waffles here knows well.
- Şimdi bir şeyi üstüne attım... Sığır eti, kan kokusu, hangi koku Gofret iyi biliyor.
Fair enough, but now I've got a trade for you :
Öyle olsun, ama şimdi benim sana bir teklifim var ;
Jason, I know you've got a lot to deal with right now but you can't let it tear you down like this.
Jason, başında uğraşacak çok şey var farkındayım ama bu durumun seni böyle dağıtmasına izin verme.
Now, don't you come back till you got everything I need.
İhtiyacım olan her şeyi getirmeden sakın geri gelme.
Now, I done heard what Errol got you into.
Errol'ın seni neye bulaştırdığını duydum.
Now, you let me walk out of that door right there, I'll take that bag of cash to her, make sure she don't never want for anything as long as she lives. You got Mr. Limehouse's word on that.
Eğer gitmeme müsaade edersen bu para dolu çantayı ona götürürüm ve hayatının sonuna kadar hiçbir şeye ihtiyacı olmamasını sağlarım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]