English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / I remember everything

I remember everything Çeviri Türkçe

874 parallel translation
I remember everything.
Her şeyi hatırlarım.
All this, "I'm 206, I remember everything, and it's a burden."
Bu "206 yaşındayım, her şeyi hatırlıyorum ve bu benim yüküm" olayı...
I remember everything.
Her şeyi hatırlıyorum.
- I remember everything.
- Herşeyi hatırlıyorum.
It's funny, I remember everything perfectly up to someplace.
Çok komik, bir noktaya kadar her şeyi çok iyi hatırlıyorum.
I remember everything perfectly up to someplace we were dancing.
Dans ettiğimiz noktasına kadar olan her şeyi çok iyi hatırlıyorum.
I remember everything.
Herşeyi hatırlıyorum.
Yet I remember everything about shoji vividly.
Ama Shoji hakkındaki herşeyi berrakça hatırlıyorum.
I remember everything that happened.
Tüm olanları hatırlıyorum.
Now, I remember everything.
Şimdi, herşeyi anımsıyorum.
I remember my first flight on a plane as well as my holidays in Brittany, the first time I met you. Remember? I remember everything, even the way you were dressed.
Uçakla ilk uçtuğum zamanı ilaveten Brittany'daki tatilimde seninle tanıştığı mı.
I remember everything I saw...
Doğduğumdan itibaren gördüğüm her şeyi hatırlıyorum...
But I remember everything.
Ama her şeyi hatırlıyorum.
I remember everything clearly.
Şimdi hatırlamaya başladım.
I remember everything, Alyosha.
Herşeyi hatırlıyorum, Alyosha.
I remember everything.
- Ben her şeyi hatırlarım.
Yes... I remember everything you say.
Evet... söylediğin hiçbir şeyi unutmayacağım
I can remember absolutely everything, young man.
Her şeyi çok iyi hatırlıyorum, delikanlı.
I don't know how I'm going to remember everything.
Herşeyi nasıl hatırlayabilirim.
It's funny I remember those days so clearly and... everything since is just a blur.
Ne tuhaf. O günleri öyle iyi hatırlıyorum ki. Ama ondan sonraki her şey bulanık.
And I tried to remember everything that had happened in these six months
Ben ise o altı ay boyunca yaşanan her şeyi hatırlama çalışıyordum.
I remember a little of everything.
Biliyor musun o geceyi aslında çok az hatırlıyorum.
I remember, when you were little I gave you everything you wanted.
Hatırlıyorum da, sen ufakken istediğin her şeyi verirdim.
I'll try to remember everything... you ever said.
Söylediğin her şeyi... hatırlamaya çalışacağım.
I told them everything I could remember.
Onlara hatırladığım her şeyi anlattım.
Everything Jonathan ever told me I remember.
Jonathan'ın bana söylediği her şeyi anımsıyorum.
I want you to remember everything that happened, and tell me about it slowly.
Olan biten her şeyi hatırla ve ağır ağır anlat bakalım.
I can remember everything.
Her şeyi hatırlıyorum.
Remember everything I tell you.
Söylediğin herşeyi hatırlıyorum.
I remember you well and of everything.
Seni iyi hatırlıyorum her şeyi.
I can remember everything as if it were yesterday.
Herşeyi dün gibi hatırlıyorum.
I? I'm writing my memoirs, but I can't remember everything that happened.
Anılarımı yazıyorum, ama her şeyi hatırlayamıyorum.
Forgive me but I can't remember everything that goes on.
Bağışlayın ama, olan herşeyi hatırlayamam.
You just remember... from now on, everything you do, I'll be watching.
Sakın unutma... şu andan itibaren, yaptığın her şeyi izleyeceğim.
I'LL TOUCH YOUR HAND, AND WHEN I DO YOU WILL AWAKEN FEELING REFRESHED AND YOU WILL REMEMBER EVERYTHING YOU'VE SEEN.
Eline dokunacağım, ve bunu yaptığımda sen uyanacaksın ve gördüğün her şeyi hatırlayacaksın.
I wanna be there when they execute you, boy... because I want you to remember me... when everything starts getting black, and you try and scream.
İdam ederlerken orada olmak isterdim evlat çünkü her şey kararmaya başlarken çığlık atmaya başladığını görmek istiyorum.
- Remember, forget everything I tell you.
- Unutma, söylediğim her şeyi unut.
I'll remember everything.
Unutmayacağım, merak etme.
I'd like to get him to remember everything from the beginning.
Her şeyi başından itibaren hatırlamasını istiyorum.
I remember we were drinking that day, and I explained everything.
O gün içtiğimizi ve her şeyi açıkladığımı hatırlıyorum.
When I see you in that shirt, I remember everything...
Seni o gömleğin içinde gördükçe, her şeyi hatırlıyorum...
Now, I want you to tell me everything you can remember.
Şimdi bana hatırlayabildiğiniz her şeyi anlatmanızı istiyorum.
It entered in the bilges and I remember above of everything the repetition of this phrase :
Oraya indim. Aynı sözün tekrarlanıp durduğunu hatırlıyorum :
Remember, I'll tell you everything you have to do.
Unutma, yapman gereken herşeyi sana söyleyeceğim.
For as long as I can remember I've been living in this chateau, where everything seems as though it has never been touched by the outside world.
Kendimi bildim bileli burda yaşıyorum. Burda yaşarken dış dünyayla herhangi bir temasım hiç olmadı.
EVERY THOUGHT SHE THINKS, EVERYTHING SHE DOES, I REMEMBER.
Düşündüğü her şeyi, yaptığı her şeyi hatırlıyorum.
But try and remember I like everything neat
Ama aklından çıkarma sakın Her şeyi derli toplu severim
Look at me. I can remember everything since I've been here.
Bana bakın, burada bulunduğumdan beri her şeyi hatırlıyorum.
But when I wake up, I can't remember everything.
Ama uyandığımda, hepsini anımsamıyorum.
I distinctly remember that when the going got good... it was Bo's big ego that busted everything up.
Şunu çok iyi hatırlıyorum. İşler çok iyi gittiği zamanda senin o büyük egon her şeyi bırakıp gitmişti.
- I hope I can remember everything.
- Umarım her şeyi hatırlayabilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]