I tried not to Çeviri Türkçe
841 parallel translation
I forgot. I tried not to forget.
Unutmamak için çok uğraştım.
And I tried not to think of the accounting that you and I, too, will have to give.
Siz ve benim hakkımda çıkacak söylentileri düşünmemeye çalıştım.
I'm sorry, i tried not to awaken you.
- Aslında uyumuyordum.
I tried not to wake you.
Seni uyandırmamaya çalıştım.
I tried not to show it, but I was quite hysterical inside... as though the whole thing were my fault - a sort of punishment, an awful, sinister warning.
Belli etmemeye çalıştım, ama, içim içimi yiyordu sanki bütün olanlar benim suçummuş gibi bir tür ceza, ilahi bir uyarıymış gibi.
I tried not to think of it... not to let it spoil our last moments together.
Beraber son anlarımızın berbat olmaması için düşünmemeye çalıştım.
I tried not to, but...
Hoşlanmamaya çalıştım ama- -
I tried not to think any more... but my mind was on a treadmill.
Daha fazla düşünmek istemedim ama aklımda bu düşünce sürekli dönüyordu. Neden yalan söylemişti? Neden gitmişti?
I tried not to kill!
Öldürmemeye çalıştım!
Go on. - I tried not to go with him, but I had to.
- Onunla gitmemeyi denedim.
I tried not to come.
Gelmemeye çalıştım.
I tried not to, but Roger made me.
Yapmamaya çalıştım ama Roger bana yaptırdı.
I tried not to come.
Gelmemeyi denedim.
I tried not to let her see me.
Saklanmıştım halbuki.
I tried to be sore, but it seemed so funny not seeing you around.
Kızmayı denedim ama seni görmeyince bir eksiklik hissettim.
I've not tried to make excuses.
Mazeret göstermeye çalışmıyorum.
I've tried not to.
Düşünmemeye çalıştım.
- I regret bitterly, wished to have, last year when I have tried for theft that you have not only wrong crowd.
Geçen sene seni hırsızlıktan yargıladığımda kötü arkadaşlardan uzak durmanı söylemiştim. Gördün mü ne kadar haklıymışım?
I've tried to give you a break, but I'm not gonna let you mess up what we're gonna do.
- Bana bak! Sana yumuşak davrandım ama yapacağımız işi yatırmana izin veremem.
I'm... I'm not going to wear it, I just tried it on.
Giymeyeceğim, sadece deniyordum.
But never in my life not if I live to be 100, will I forget how you tried to stand me on my feet again today. - Oh, you?
Ama yaşadığım sürece 100 yaşına kadar bile yaşasam, bugün beni nasıl ayaklarımın üzerinde tutmaya çalıştığını unutmayacağım.
I've always tried not to interfere with Alexandra too much.
Alexandra ile aralarına girmemeye devamlı özen göstermeye çalıştım.
I've tried not to be.
- Öyle olmamaya çalışıyorum.
Pip, I tried to warn you not to love me, but you thought I didn't mean it.
Beni sevmemen için seni uyarmaya çalışmıştım. Ama kulak asmadın. Ciddi olmadığımı düşündün.
I tried so hard to keep my promise, not make any trouble here.
Burada sorun çıkarmayacağıma dair verdiğim sözü tutmaya uğraşıyorum.
They tried to harm me and do away with me... all because of $ 17 million! I'm not guilty!
Suçlu değilim!
I've tried for months not to be unkind.
Aylardır nazik olmaya çalışıyorum.
Utterly bewildered, I tried to fathom what series of events could conceivably have led to this not-very-amusing irony.
Bütünüyle şaşkın bir halde, ne tür bir olay zincirinin bu hiç de eğlenceli olmayan ironiye yol açmış olabileceğini anlamaya çabaladım.
I've tried hard to make believe the way you do, Porter, but I'm not as much of a man as you are.
Senin gibi bir şey yokmuşçasına davranmaya çalıştım ama ben senin kadar cesur değilim.
I'm scared, Rick. I've tried not to be, but I am.
Ricki ürküttüm Bunu yapmak için uğraşmadım ama oldu.
Not even because I've tried to be good
Doğru olmaya hiç çalışmadım.
I tried to believe it was born in me... and that I couldn't help it, but that's not so.
Böyle doğduğuma, elimden bir şey gelmeyeceğine... inanmaya çalıştım, ama bu doğru değil.
I am happy to know that I am not the first man who tried to approach in any way.
Herhangi bir yaklaşımda bulunan ilk erkek olmadığıma sevindim.
I tried to stop him, but he's not easily dissuaded.
Durdurmaya çalıştım ama kolayca caydırılabilen biri değil.
But... I do not believe Topsy is wicked critter... because I, too, am glad for death of king... of any king who pursue a slave who is unhappy and who tried to escape.
Ama ben Topsy'nin kötü kalpli bir yaratık olduğuna inanmıyorum çünkü ben de, kralın öldüğüne seviniyorum mutsuz olup da kaçmaya çalışan bir köleyi takip eden bir kralın.
I never once tried to kill the dirty talk, the dirty lies. Not once.
Bir defa olsun çirkin konuşmaları, çirkin yalanları engellemeye çalışmadım.
Sober, I would not have tried to jump even the low ones.
Ayık olsaydım alçak olanlardan bile atlamaya kalkmazdım.
I've tried not to get in the way. I've tried to understand. But you've got to let me mean something.
Sana engel olmamaya ve seni anlamaya çalıştım, ama bir işe yaramama izin vermelisin.
I tried to warn him not to go so fast, but, he being young, believed there was nothing he could not conquer, not even the Schwarzhorn.
Deneyimsiz bir tırmanıcı idi. Onu çok hızlı gitmemesi konusunda uyarmağa çalıştım, fakat, genç olduğu için, fethedemeyeceği hiçbir şey olmadığına inanıyordu, ona göre Schwarzhorn da öyleydi.
I tried to get you kids to not buy too near one of those things.
Size orada ev almamanızı söylemiştim.
It is not boastful to say that I have studied the Bible as much as any layman, and I have tried to live according to its precepts.
Rahip olmayan herhangi biri kadar İncil üzerine çalışmışlığım olduğunu ve onun hükümlerine göre yaşamaya çalıştığımı söylemek kendini övmek olmaz sanırım.
Well, I would like to call the court's attention to the fact that it was not I who tried to shift the guilt to a dead white boy to save this man!
Şimdi, mahkemenin dikkatini şu noktaya çekmek isterim ; Suçu, bu adamı kurtarmak için, ölü ve beyaz bir çocuğun üstüne atan ben değilim'
And finally, it was not I who tried to write the word "murderer"
Ve son olarak da, masum beyaz bir çocuğun mezartaşı üstüne "katil"
I tried to get a job, they do not give me a working permit.
İş bulmaya çalıştım, bana çalışma izni vermediler.
- I've tried not to.
- Kalmayı denedim.
Not content with winning the throne of Thessaly, as I wished he tried to avoid losing it as I have commanded.
Teselya Krallığını ele geçirmekle yetinmek istemedi. Buyruklarıma karşı çıkıp krallığını sonsuza kadar korumaya çalıştı.
Only after I've tried it would I be able to say if I like it or not.
Bunu yaşadıktan sonra isteyip istemediğimi söyleyebilirim.
I am a teacher, and as a teacher I know that when I have tried to teach the same lesson for a hundred times and still the pupil does not understand, then I am forced to the conclusion that
ben bir öğretmenim. Ve bir öğretmen olarak bilirim ki... Öğrencilerime aynı dersleri yüz kere öğretmeye çalışsam bile, halen daha anlamıyorlarsa, bu, beni tek bir sonuca götürür :
I'm Milos Hrma, I've tried to commit suicide because apparently I'm suffering from premature ejaculation, but that's really not so, even though all the time
Adım Milos Hrma. İntihara kalkıştım çünkü görünüşe göre erken boşalmadan acı çekiyorum ama devamlı olmasına rağmen çok acı çekmiyorum.
I am not some Indian who tried to take your mother!
Ben senin anneni alan yerlilerden değilim!
- I've tried all frequencies, sir. He refuses to answer, unless he's not receiving us.
Tüm frekansları denedim, cevap vermiyor.
i tried so hard 19
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried it 43
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried it 43