I was born Çeviri Türkçe

Hell, I knew it the day I was born.

Ta doğduğum gün anlamıştım.

They must think I was born yesterday.

Saf olduğumu sanmış olmalılar.

I was born on September 11th.

11 Eylül'de doğmuşum.

I was born in'82.

Ben ise 1982 doğumluyum.

He showed me unconditional continuous love since the day I was born.

Bana doğduğum günden beri karşılıksız, sürekli sevmeyi öğretti.

This town, where I was born, where I grew up, - is the only place I've ever known.

Doğduğum, büyüdüğüm bu kasaba bildiğim tek yerdir.

My mom used to say that I was born pissed off and Kelly was born chipper.

Annem benim sinirli, Kelly'nin ise kaygısız doğduğunu söylerdi.

I was born to QB.

Ben idare etmek için doğmuşum.

I was born and bred in the Bronx but my parents moved to raise me on the Island of Long. Which ultimately inspired me to escape back to the big, bad wilds of the city as soon as I was vaguely able.

Doğma büyüme Bronx'luyum ama ailem beni yetiştirmek için dana gibi Long Island'a taşındı ki bu da bana nihayetinde, hayal meyal fırsatını bulduğumda şehrin o vahşi yaşantısına kaçma ilhamını verdi.

I don't know, I guess about nine months before I was born. Ripped By mstoll

Bilmiyorum ama sanırım ben doğmadan dokuz ay önce falan.

The only time she missed a Mass it was when I was born!

Doğum günümde beni aramadı.

I was born here.

Ben burada doğdum.

To make it short, I was born in Argentina, and when I was 11, I moved to France with my grandmother.

Şunu kısa keselim. Arjantin'de doğdum. 11 yaşındayken de büyükannem ile Fransa'ya taşındım.

I was born and raised in that home.

O evde doğup büyüdüm.

I guess about nine months before I was born.

- Sanırım ben doğmadan dokuz ay önce.

I don't know when I was born.

Doğduğum tarihi bilmiyorum.

He's been in impossible positions since the day I was born.

O, ben doğduğumdan beri imkansız bir pozisyonda.

I was born in England.

İngiltere'de doğdum.

I was born with a silver knife in my back.

Sırtımda gümüş bir bıçakla doğdum.

I was born a few kilometer away, my parents are buried here.

Birkaç kilometre ötede doğdum ben. Anam babam burada yatıyor.

I was born down there.

Burada doğmuştum ben.

I was gagged the day I was born a woman!

Kadin olarak dogdugum gün susturulmusum zaten!

Well, sounds like I was born for this job.

Sanırım ben bu iş için doğmuşum.

I was born the year you and mom started the aquarium... so technically I've been here as long as you have.

Sen ve annem akvaryumu açtığınız yıl doğdum. Teknik olarak seninle aynı süredir buradayım.

I was born in Mumbai, India.

Hindistan Bombay'da doğdum.

I was born in sheer, terrified agony.

Katıksız ve dehşetli bir ızdırapla doğmuştum.

You know I was born to roll like this.

Biliyorsun, ben bu iş için doğmuşum.

I was born in a huge snowstorm in October, which is weird for Michigan.

Ben Ekim'de büyük bir kar fırtınasında doğdum. Ki bu Michigan için oldukça garip.

I was born at 4 : 00 in the morning... on the dot.

Tam sabahın 4'ünde doğmuşum.

I think that's why I was born

Sanırım benim doğma sebebim bu

Been a fighter since the day I was born...

Doğduğum günden beri bir savaşçı oldum.

Well, I was born and raised in the UK, my companies are based here, the Stein Group is here, we employ over 3,000 people here with annual exports of over 350 million on which we pay UK tax, both personal and corporate...

Aslında, Birleşik Krallık'ta doğdum, büyüdüm, şirketlerim burada kurulu Stein Grubu burada, 3,000'den fazla kişiye iş veriyoruz ayrıca hem kişisel hem şirket olarak vergi ödemek koşuluyla 350 milyon üzeri yıllık ihracatımız var.

My dad ran away to France when I was born.

Doğduğumda babam Fransaya kaçtı.

I was born here in the old wing. That's so neat.

- Buranın eski binasında doğmuştum.

I was born in the wrong time.

Yanlış zamanda doğmuşum.

See, I was born a wolf, baby.

Ben bir kurt doğmuştun bebeğim.

I was born in this house, and I will protect it and every person in it with my life!

Bu evde doğdum, bu evi ve içinde yaşayan herkesi koruyacağım.

James Brown was born dead. Then I breathed.

James Brown ölü doğmuş, sonradan can bulmuş.

Well, I had zero when Kyle was born.

Kyle doğduğunda benim hiç tecrübem yoktu.

I don't know, just after the baby was born... I thought maybe we'd get to spend some...

Bilemiyorum, bebek doğduktan sonra beraber zaman geçirebiliriz diye düşünüyordum.

And I haven't been on my bike since Valentina was born.

Valentina doğduğundan beri motosiklete binmedim.

I was a summer baby, born in the year 1971 in Simi Valley, California.

Ben 1971 yılında Simi Vadisi, Kaliforniya doğumlu bir yaz çocuğuyum.

I was a summer baby born in 1971 in Simi Valley, California.

Ben 1971 yılında Simi Vadisi, Kaliforniya doğumlu bir yaz çocuğuyum.

My wife and I weren't with her at the hospital when she was born.

Eşim ve ben Eloise doğduğunda hastanede değildik.

Oh, um, I've... been going to Philip's things since he was born.

Ben o doğduğundan beri Philip'in şeylerine katılıyorum.

"I've been sick since he was born."

O doğduğundan beri hastaydım.

I've been walking on this thing since before your mom was born.

Bu şeyle yürümeye başladığımda annen daha doğmamıştı.

I wrote this... after our LuLu was born.

Bunu yazmıştım... LuLu'muz doğduğunda.

Not only that, how the universe was born, and...

Sadece bunu değil, evrenin nasıI doğduğunu - ve...

I was born a copper.

Hayır. Polis doğdum.

Why was I born?

Ben neden doğdum?