English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / In a row

In a row Çeviri Türkçe

2,386 parallel translation
That's three strikes in a row, Maura.
Üç kere üst üste strike yapanlara böyle denir Maura.
What did we say about too many questions in a row?
Ard arda soru yağmuru konusunda ne konuştuk?
And today, third day in a row...
Bugün ise üst üste üçüncü gün.
Apparently, the two of them shared a hotel room a few weeks in a row.
Bu iki calisanin birkac hafta ust uste bir otel odasini paylastigini ogrendim.
Apparently, the two of them shared a hotel room a few weeks in a row.
Görünüşe göre, ikisi bir otel odasında paylaştı üst üste bir kaç hafta.
Class president 4 years in a row.
4 yıl üstüste sınıf başkanı oldu.
That would be ten winning hands in a row. You call.
Görüyorsun.
You can't hit two in a row.
Üst üste iki kez atamazsın.
How many times in a row can you ask me the same question?
Aynı soruyu üst üste kaç kez sorabilirsin acaba?
Four years in a row.
Ben fen yarışmasını dört sene üst üste kazandım.
It's the third day in a row I've gotten up this early.
Bu erken kalktığım üst üste üçüncü gün.
Two years in a row,
- İki yıl boyunca,
Not two nights in a row.
- Lütfen.
But what are the chances, really, of me being wrong twice in a row?
Ama iki kez üst üste hatalı çıkma olasılığım nedir?
This is the second night in a row that I've heard it.
Ard arda iki gecedir bu sesi duyuyorum.
Now, if a guy asks a cop three questions in a row, it means he's a criminal.
Eğer bir adam, bir polise peş peşe üç soru sorarsa, suçlu demektir.
On a typical day, I might do two or three in a row.
Herhangi bir günde arka arkaya iki ya da üç tanesini yapabilirim.
He could only do it twice in a row before he needed to take a nap.
Uykuya ihtiyacı olmadan anca iki kere gelebiliyordu.
The unsub's killed 2 nights in a row.
Şüpheli 2 gece üstüste öldürdü.
You gonna go see three movies in a row so it seems like you're out doing something?
Sinemada art arda üç film izleyecek yani dışarıya bir şeyler yapmaya mı gideceksin?
she enters the club dances for six hours in a row to raise a few bucks
Kulübe girer... Biraz para için striptiz çubuğunda 6 saat dans eder.
My bosses gave it to me after I won number one three years in a row.
Üst üste üç sefer bir numara olduğumda patronum vermişti.
You bowled three perfect games in a row and you haven't rubbed it in my face or taped the score sheet to my door.
Üst üste üç oyunu da kazandın ve hâlâ bunu kafama kakmadın ya da ne bileyim, kapıma skor tabelasını asmadın.
You know, two years in a row.
Arka arkaya iki sene şampiyonluk.
Five people in a row, it's not chance.
Arka arkaya beş kişi, bu şans değil.
I had to play six public service ads in a row.
Arka arkaya altı tane reklam çaldım.
That's thirty-five games in a row.
Bu üst üste otuz beş oyun etti.
Look at us, daughters in a row.
Hepimiz kadın varisleriz.
* Rowing in a row boat, down the stream. *
Onunla tekneyle açılamaz mıyım?
We listened to it, like, nine times in a row.
Neredeyse dokuz kez üst üste dinlemiştik.
Back at my old aquarium, I was the winner three years in a row.
Eskiden akvaryumdayken... peş peşe üç yıl birinci oldum.
- That's seven in a row.
- Tek oyunda yedi defa attın.
Two in a row lost.
... sirali ölüm.
And my kid brother, he's lost three fights in a row.
Kardeşim Micky 3 maç ardı ardına kaybetti.
Is it normal to pitch two perfect games in a row?
Ardarda iki tane mükemmel oyun sergilemek sence nomal midir?
They've won 10 in a row.
Art arda 10 puan kazandilar.
The Reds have now dropped five in a row as Oakland beats them in the beginning of this series 5 to 3.
Reds'ler serinin altina, 5. siraya geriliyor. Oakland onlari bu serinin baslangicinda 5'e 3 yendi.
The A's have won seven in a row.
A'ler bir dizide 7 sayi aldilar.
I heard "seven in a row." You get the Cleveland matchups?
"Bir seride 7 basari" yi duydum. Cleveland'in eslesmelerini ogrendin mi?
The A's have won 16 in a row.
A'ler art arda 16 kez kazandilar.
Eighteen wins in a row!
Bir seride arka arkaya 18 sayi!
The A's have won 19 in a row!
A'lar art arda olan 19. sayiyi da aldi!
Nineteen in a row.
Arka arkaya 19 sayi.
They're going for the all-time American League record, 20 games in a row.
Amerikan Liginde tum zamanlarin rekoruna gidiyorlar. 20'ye dogru rekora gidiyorlar.
Billy, we just won 20 games in a row.
Billy, araliksiz 20 oyun kazandik.
No disrespect, I just lost in five for the second year in a row.
John saygisizlik etmek istemem ama, ikinci yil icin art arda 5 yenilgi aldim.
Most of them live in a dreadful facility on skid row.
Çoğu varoş bölgedeki eski fabrikada yaşıyor.
'Great, I've got a front row seat in the theatre of cruelty.
Harika, acımasızlık tiyatrosunu en önden izliyorum.
"Hey, if you're ever in London, pop in to Apple. " We'd love to see you. " You know.
6 ay sonra bir bakmışsın Hells Angels üyesi... 30 Harley Davidsonlu dışarıda Savile Row'a sıralanmış :
There's a row of vending machines in the Oncology Department cafeteria.
Onkoloji bölümünün kafeteryasında bir dizi otomat var.
Professor Z wanted you to have a front-row seat, for the death of Lightning McQueen.
Profesör Z McQueen'in ölümünü ön koltuktan izlemeni istiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]