English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / In my fantasy

In my fantasy Çeviri Türkçe

125 parallel translation
Except in my fantasy, I was still in the bed for the second and third time.
Ancak fantazimde ikinci ve üçüncü seanslar için yatakta bekliyor olmak da vardı.
Al, what are you doing in my fantasy?
Al, benim fantezimde ne işin var?
Girls there's a Porsche in my fantasy.
Kızlar, benim fantezimde bir Porsche var.
Even in my fantasy life I just would have accepted it.
Fantazi hatayımda bile sadece kabul ederdim.
That is, this isn't what I asked for in my fantasy.
Bu fantezimde istediğim şey değil.
See, in my fantasy, when I'm kissin'you..... you're kissin'me.
Benim hayalimde, seni öptüğümde sen beni öpüyordun.
- In my fantasy.
- Fantezimde evet.
It's like the spice rack in my fantasy kitchen!
Bu benim fantazi mutfağımda uçan baharat gibi!
In my fantasy... he tears the food I'm carrying for the homeless... out of my arms, rips open my dress... lays me down in the street and enters me.
Fantazimde kollarımda taşıdığım evsizler için yemek hazırlıyor sonra elbisemi açıyor beni sokağın ortasına yatırıp içime giriyor.
Just on weekends? To help pay for her mom's dialysis? As in my fantasy?
Hafta sonları annesinin diyaliz masraflarını karşılamak için çalışan bir kadın.
In my fantasy, Hurricane Pandora would be brilliant.
Hayalimde "Pandora Kasırgası" harika olurdu.
Yeah, in my fantasy life.
- Fantezi dünyamda.
Well, see, that's funny, because the island in-in my fantasy - no dock.
Sanırım bir kayık almak zorunda kalırdım Bak bu çok komik Cünkü hayalimdeki adada liman yok
In my fantasy, I always thought I would slap someone, make a big speech and storm out forever.
Hayalimde hep birisini tokatlıyorum,... sonra güzel bir nutuk çekiyorum ve her yeri dağıtıyorum.
My grandmother was reading The Odyssey and The Iliad to me, so I started my journey in my fantasy, before I even knew the means of accomplishing it, but my mind and my psyche was ready for it
Büyükannem bana Odise ve İliada'yı okurdu. Yani ayaklarımın üzerine daha kalkmadan yolculuğuma hayal dünyasında başlamıştım. Yolculuğa akıl ve ruh olarak hazırlanmıştım.
But in my fantasy, I'm hanging out with intellectual people, Tossing a frisbee around, making a nice pot of earl grey, and finishing my dissertation on James Joyce.
Ama hayalimde entel tiplerle takılmak, etrafta frizbi fırlatmak aromalı çay yapıp James Joyce tezimi bitirmek gibi şeyler vardı.
I indulged for a moment in a fantasy of all 12 of them being wiped out simultaneously at a family reunion by my unseen hand.
Bir süreliğine, 12'sinin birden, bir aile toplantısında görünmez elim tarafından ortadan kaldırılması hayaline esir düştüm.
My wife is out there trolling for snatch, okay? Meanwhile, I've stumbled onto some high-class, once-in-a-lifetime fantasy shit here.
Bense ömrü hayatımda ilk kez kalite bir fantezi fırsatı yakaladım.
Sweetie, right now my biggest fantasy would be you in a tool belt... on the other side of this door.
Tatlım, şu anda en büyük fantazim, seni bir alet kemeriyle, bu kapının diğer tarafında görmek olurdu.
I do not speak of a fantasy, Monsieur I speak about a possible crime against Aunt Emily and I am not alone in my fears.
Ben kuruntudan değil, Emily Teyze'nin hayatının tehlikede olduğundan bahsediyorum.
The perfect wicked stepchildren in my Cinderella fantasy come true.
Cinderella fantazimdeki, müthiş hain üvey evlatlar gerçek oldu,
I have the possibility of losing my virginity in a high-level fantasy fashion.
- Ne? ! Bu akşam bekâretimi yüksek seviye fantezi bir şekilde kaybetme olasılığım var.
You know, in this last fantasy, he was only in it in the beginning. Then, it switched over to all of my friends.
Bu son fantezide, sadece başlangıçta vardı, sonra sadece bütün arkadaşlarım kaldı.
I live half my life in a fantasy world.
Hayal dünyasında yaşarım.
I wanted you to know my fireman was every bit the fantasy I had in mind.
İyi. İtfaiyecimin hayallerimdeki gibi çıktığını bilin istedim.
In my profession, we call your obsession with Neil a delusional projection fantasy.
Benim mesleğimde, Neil'e olan tutkunuza yanılsanmış izdüşüm fantezisi denir.
How low is my self-esteem that I'm the sidekick in my own fantasy?
Özgüvenim daha ne kadar düşük olabilir? Kendi fantezimde yardımcı pozisyonundayım.
A tornado hit, people are in real trouble and I'm upset because Clark didn't fulfill my wish-fulfillment fantasy.
Bir hortum oldu, insanlar dertli ve ben ise Clark hayallerimi gerçekleştirmedi diye üzülüyorum.
And I won't be able to wear them... since I obviously won't make the date... for Emmett's fantasy baseball wedding... given that I don't have a chance of getting... those important congresspeople to co-sponsor my bill... which I need to get a hearing to stop animal testing... in order to reunite Bruiser with his mother... in order to have them at my wedding... in which I was going to wear... the most perfect wedding shoes ever... right inside that box.
Maalesef giyemeyeceğim, çünkü hayvan testlerini engellemeye yarayacak, bana destek olacak bir sponsorum yok, bu yolla Bruiser'ı annesiyle kavuşturup, şu kutunun içinde ki en mükemmel düğün ayakkabılarını giyecektim.
I mean, I put my ass on the line busting in there and "Master Bates" is living a freaking Penthouse fantasy.
Yani, ebn burda kıçımı tehlşkeye atıyorum ve "Master Bates" Penthouse fantazilerini yaşıyor.
Somewhere after midnight In my wildest fantasy
Somewhere after midnight In my wildest fantasy
You see, and although I make little use of my position for the perpetual pursuit of power or frivolous fantasy, and I delight little in dalliance, there still is a little Oastilian salt in me... for the verses of Oalderón and such,
Bu asi fantezinizi gerçekleştirmek için gücümü kullanmamı istiyorsunuz. Her ne kadar öyle görünmesem de, bende hala Kastilayan kanı var. Yaptıklarınıza gelince ve içerdiği zengin devrimci anlatıma...
It's always been my fantasy to live in a hotel.
Otelde yaşamak hep fantezim olmuştur.
My officers involved in a cocaine-fuelled fantasy of the sick and rich!
Elemanlarım, zengin ve hasta ruhlu kişilerin kokain dolu fantezilerine dahil olmak zorunda kaldı.
My officers involved in a cocaine-fuelled fantasy of the sick and rich!
Memurlarım zengin ve hasta ruhlu insanların kokain içeren fantezilerine dahil edildi.
I'm the father of a baby who'll be born to me from my fantasy woman... who I see solely in my head.
Sadece benim beynimde var olan fantezi kadınımdan doğacak bir bebeğin babasıyım.
Ah, how could I have been suckered in to my own fantasy?
Tam bir zavallıyım.
Ah, how could I have been suckered in to my own fantasy? Talk about pathetic. Talk about pathetic.
Brian'ın nükleer bir felakete maruz kalıp genetiği değişmediği sürece, bu hayalin gerçekleşmeyeceğini en iyi bilecek kişi benim.
See, I've had this fantasy in my head about having dinner with you.
Bak, seninle yemeğe çıktığımı hayal ettim.
Some weird, perverted fantasy game you play where you both dress up in my clothes and dance around the house?
Birlikte benim giyisilerimi giyip de evin içinde dans ettiğiniz sapıkça bir fantezi mi?
So come on this is my adventure this is my fantasy, it's all about living in the ocean, being wild and free.
Öyleyse haydi, bu benim maceram... bu benim düşüm, Hepsi okyanusta yaşamakla, vahşi ve özgür olmakla alakalı.
And when you turn that fantasy into a fact you're in the position build bigger and better fantasies and that, my friend is the creative process.
Bir hayali gerçeğe dönüştürdüğünüzde, daha büyük hayalleri gerçekleştirebilecek durumdasınızdır ve dostum, iste bu yaratım sürecidir.
They were my fantasy minor league team when I was in high school.
Lisedeyken fantazi takımımdılar.
My shrink seems to think that my fantasy is to become my sister so I can bring her back to life in order to save my mother.
Psikiyatristim ; fantezimin annemi kurtarmak için kız kardeşimin yerine geçip onu hayata döndürmek olduğunu düşünüyor.
Yeah. Well, I mean, I can't help it if my fantasy happens to have a handsome black guy in it.
Demek istediğim, eğer bir zenci fantezim olursa,... buna karşı koyamam.
And one of the things I've learned about fantasy, I mean, in my own life is that it can be a survival technique you know?
Ve fantezi hakkında öğrendiğim şeylerden biri yani benim için en azından çok iyi bir hayatta kalma yöntemi oluşudur.
It's just this fantasy of me stepping out on stage, and there are all these kids out in the audience chanting my name, like I'm a rock star, you know.
Sadece sahneye çıkma fantezim var o kadar çocuklardan oluşan izleyiciler, bir rock yıldızıymışım gibi adımla tezahürat yapıyorlar.
If you think I want some middle-aged, middle-class white dude thinking he's in some boxing fantasy camp messing with my mission, man, you even more stupid than you look.
Eğer orta yaşlı, orta sınıf kendini bir boks kampında sanan ve benim hedefime burnunu sokan birini istediğimi sanıyorsan göründüğünden daha aptalsın.
Trucker, my high school fantasy was... that we were in love.
Lise hayalim, Trucker birbirimize âşık olmamızdı.
I think I owe a lot in my marriage to you. To the thought of you, the fantasy of us.
Sanırım evliliğimde sana, seni düşünmeye fantezilerimize çok şey borçluyum.
Holy inferiority complex, Batman, how low is my self-esteem that I'm the sidekick in my own fantasy?
Kutsal aşağılık kompleksi, Batman! Özgüvenim daha ne kadar düşük olabilir? Kendi fantezimde yardımcı pozisyonundayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]