In the hole Çeviri Türkçe
4,691 parallel translation
And I stuck my head kind of in the hole... And I could see a face.
Ben elimi deliğe soktum ve bir surat gördüm.
Hell, he's the reason I'm in the hole.
Kahrolsun, bu delikte olmamın sebebi o.
Any of them are thinking about getting cute, couple days in the hole, they'll have second thoughts, right?
Birisi konuşmayı düşünür. Hücrede geçirilen birkaç günden sonra tekrar düşünürler, değil mi?
You can make the image brighter and clearer by putting a lens in the hole, and you can change the size of the image on the wall by changing the curvature and position of the lens.
Deliğe bir büyüteç koyarak görüntüyü daha parlak ve net hale getirebilirsiniz, büyütecin kavisini ve yerini değiştirerek görüntünün ebadını değiştirebilirsiniz.
I think we've still got an ace in the hole.
Bence hâlâ son bir kozumuz var.
Ace in the hole, huh?
Son bir koz, ha?
Set the bones, stitched the cuts, gave me a shot of penicillin,'cause he wanted me alive and then back in the hole.
Kemiklerimi sardılar, yaralarımı diktiler. Enfeksiyon kapmayayım diye penisilin bile verdiler. Sonra o deliğe tekrar tıktılar.
- ♪ Fire in the hole ♪ - In rare cases, men taking E.D. pills have reported a sudden decrease or loss of vision.
- Nadir olarak E.B. hapları kullanan erkeklerde ani görüş ve işitme kaybı yaşandığı gözlenmiştir.
Burrito in the hole! Yeah!
Dürüm deliğe girdi!
You're no good to us in the hole. Or dead.
Hücrede ya da ölü bize faydan olmaz.
Fire in the hole.
Patlama!
But if I let her do this, we're gonna wind up in the hole for sure.
Ama bunu onun yapmasına izin verirsem, denizin dibini boylayacağımıza emin olabilirsin.
Or you play your ace in the hole and tell me the truth.
Ya bana elinizdeki kozu söylersiniz. Ya da gerçeği.
In Titan form, he will lift that giant rock near the front gate, carry it to the wrecked gate, and seal the hole!
O, bir deve dönüşecek ve ön kapının yanındaki dev bir kaya parçasını alıp duvarın gediğinin olduğu yere taşıyacak ve onunla da deliği kapatacak.
However, this is all based on the assumption that Eren can pick up the rock and seal the hole.
Ancak bu plan sadece Eren'in deliği kapayabileceği temeline dayanıyor.
The entire country will see a big hole in your head.
Tüm ülke kafanda koca bir delik görecek.
blow a hole in the wall and get the fuck out through one of those tunnels?
Duvarda bir delip açıp o tünellerin birinden çıkıp gitsek?
Looks like there's a hole in the pipe.
- Boruda bir delik var gibi görünüyor.
You left a big hole in the wall.
Duvarda büyük bir delik bırakmışsın.
The guy talks to a fucking hole in the ground!
Bu adam topraktaki delikle konuşuyor amına koyayım!
Howard and I were down by that half-empty hole in the ground that used to be our swimming pool.
Howard'la birlikte eskiden yüzme havuzumuz olan şu yarı dolu deliğin kenarında duruyorduk.
And I stared making a hole in the wall.
Ve duvarda bir delik açmaya başladım.
The doctors put a hole right here in his throat and installed a Trach.
Doktorlar burasına bir delik açıp boğazına tüp yerleştirdiler.
The CIA won't accept anything less than you thrown in a dark hole.
CIA en iyi ihtimalle seni, kara bir deliğe atacaktır.
Sweeney says they were in a hole in back of one of the houses.
- Sweeney'nin dediğine göre bir evin içinde çukurdaymışlar.
And the love you got from the audience filled, almost, the hole in your heart.
Ve izleyicinin sana duyduğu sevgi kalbindeki boşluğu neredeyse doldurdu.
- Someone, yes... But uh... the sizeable... citizen, out there with a... Hole in his stomach, well, it seems like he's... going to... die very soon.
- Birinin, evet, ama bu önemli vatandaş, hani karnında bir delik olan, galiba ölecekmiş gibi görünüyor, her an.
Hole in the roof says bomb in the car.
Arabanın tavanındaki delik bomba olduğunu söylüyor.
Drill a little hole in one side of the box and you see something surprising.
Kutunun bir kenarında küçük bir delik açarsanız sürpriz bir şey görürsünüz.
The image of whatever is outside the box, in the light, is projected on the wall opposite the hole, only it's upside down and backwards.
Kutunun dışındaki bir şeyin görüntüsü, ışık altında, deliğin karşısındaki duvara yansır, ama başaşağı ve geriye doğru.
Mere months ago, I was in the darkest, dirtiest, shittiest hole of my life.
Çok değil birkaç ay önce karanlık belirsizliğin sunduğu pisliğin içinde sefil hayatımı yaşıyordum.
In a hole near the chalet.
- Kulübeye yakın bir çukura.
At this rate, he's gonna be up there find his piles of bones, bring them to base camp and wanna go home before she punches a hole in the ground.
Bu hızla giderse, hemen çıkıp kemiklerini bulur ve kadın daha ilk çukuru açamadan kampa getirmiş olur.
They scrape their elbows, they cut their finger, they fall through a hole in the bottom of your car.
Dirsekleri kanar. Parmakları kesilir. Arabanın tabanındaki bir delikten aşağı düşerler.
It's just a hole in the wall.
Sadece duvarda bir delik.
Speaking of "not the norm," whose idea was it to blow a hole in the plane?
"Kural değil" den bahsetmişken, uçakta bir delik açmak kimin fikriydi?
So you say, but I wouldn't know him from a hole in the ground.
Senin de dediğin gibi yer altında ne işler çevirdiğini bilmiyorum.
When we helped Audrey escape the barn, we tore a hole in the soft spot between worlds, let them out.
Ve şimdi buradalar. Audrey'nin ambardan kaçmasına yardım ettiğimizde dünyalar arası bir delik açtık, onları çıkardık.
Very likely we'll find a bullet hole somewhere in the alley.
Büyük ihtimalle sokak arasında bir yerlerde bir kurşun deliği bulacağız.
Fire in the hole!
Bomba atıyorum!
Robertson is gone, Skipper, There's a massive hole in the fuselage,
Robertson'u kaybettik, Kaptan. Gövdede kocaman bir delik var.
- I need a bundt cake pan, the kind with a... a hole in the center.
Çember kalıplı kek kabı lazım. Ortasında boşluk olanlarından.
You're very comfortable here with your glass of scotch, but you're just as comfortable sleeping in a cave with rebels or sharing dinner in some hole-in-the-wall noodle shop.
Şu an viskini içerken oldukça rahatsın ancak aynı şekilde gözetimde tutulurken veya tek gözlü bir mekanda yemeğini yerken de aynı rahatlıktasın.
I once had a bad experience in a deep hole in the ground.
Yerin altında yaşadığım kötü tecrübeler var.
You know, the world has sped up a bit since you went down in that hole.
Sen o çukura girdiğinden beri dünya epey bir hızlandı.
You've got two seconds to drop the fucking Boy Scout routine or you're going in that hole.
Bu izci ayaklarını bırakıp gerçeği söylemek için iki saniyen var yoksa bu çukuru boylarsın.
♪ I'm gonna burn a hole in the road ♪
# Yolun ortasında bir boşluk açacağım #
Because I feel bad for the girl with a hole in her brain!
O manyak kızın yüzünden sinir olsam da...
It's CBD perforation. ( Bile is leaking through inborn hole in the biliary tract )
Bu CBD delinmesi.
Bile leaks through a innate / inborn hole in the biliary tract.
Safra yolu delinmesi.
I know that if I pull this trigger, there's a bullet that's gonna travel at 1,200 feet per second, blowing a hole the size of baseball in your brain, killing you in a matter of milliseconds.
Eğer tetiği çekersem, buradaki kurşunun 1300 km / s hızla yol alacağını,.. ... bezbol topu büyüklüğünde delik açıp, beynini akıtacağını ve milisaniyeler içinde seni öldüreceğini biliyorum.
in the real world 60
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in there 594
in the middle of nowhere 42
in the darkness 43
in the afternoon 211
in the meantime 2026
in the morning 1802
in the middle of the night 158
in the kitchen 217
in the name of the father 223
in there 594
in the middle of nowhere 42
in the darkness 43
in the afternoon 211
in the criminal justice system 149
in the beginning was the word 18
in the ass 21
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the beginning 230
in the end 1091
in the old days 114
in the name of god 118
in the beginning was the word 18
in the ass 21
in the flesh 166
in the basement 109
in the house 117
in the beginning 230
in the end 1091
in the old days 114
in the name of god 118
in the name of jesus 26
in the first place 155
in the 715
in the future 338
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227
in the first place 155
in the 715
in the future 338
in the past 316
in the dark 154
in the bathroom 154
in the woods 135
in the room 59
in the back 227