English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It'd be nice

It'd be nice Çeviri Türkçe

925 parallel translation
It'd be nice to have you around.
Buralarda olman güzel olurdu.
You look so nice in it, it'd be a shame to spoil it.
Şımartmak gibi olmasın ama bunun içinde de çok güzel görünüyorsunuz.
If I wanted to build a nice, cozy, unpretentious insane asylum, he'd be the man for it.
Şöyle güzel, rahat ve gösterişten uzak bir akıl hastanesi yaptırmak istersem arayacağım kişi O olacak.
It'd be a nice night to go for a walk, don't you think?
Yürüyüş için güzel bir gece, değil mi?
It'd be awfully nice of you, but I don't like to ask.
Gerçekten çok ince bir davranış olurdu ama bunu sormak istemiyorum.
- It's awfully nice of you to say that. I wonder if you'd be kind enough to play something for us...
Bizim için bir şeyler çalar mısınız?
It'll be nice in the country.
Şehir dışına çıkmak iyi olur.
It'd be nice if you'd give us all the gory details first, though.
Bütün o kanlı detayları sizden duysam iyi olur.
It'd be nice if you bought something for Mammy.
Dadı için de birşey alsan, iyi olmaz mıydı?
It'd be nice if you'd stay and keep me company till then.
O zamana kadar burada kalıp beni yalnız bırakmazsan iyi olur.
I've often wondered what it would be like to retire to the country, have a nice little place with a few acres of shooting.
Emekli olup şehir dışına yerleşsem, atış talimi yapabileceğim birkaç dönümlük bir yerim olsa nasıl olurdu acaba, diye merak etmişimdir.
It'd be nice if something came of it.
- Aralarında bir şey olması hoş olurdu.
It'd be nice to be able to pay bills again.
Faturaları tekrar ödeyebilmek ne güzel.
I guess he thinks it'd be nice if we were friends.
Arkadaş olacağınızın iyi olacağını düşünüyor.
It'd be nice if you left me alone once.
Beni rahat bırakırsan iyi olur.
It must be just as nice inside, don't you think?
İçerisi de dışarısı kadar güzel olmalı, sence de öyle değil mi?
( STUTTERING ) Well, I was just wondering, if you don't need it, it would make a nice handy little wash basket and I'd be glad to give you a quarter for it.
Acaba... İhtiyacınız yoksa bundan çok güzel bir çamaşır sepeti yapabilirim. Onun için size memnuniyetle 25 sent veririm.
- Yeah? It'd be nice to get rid of them, huh?
Onlardan kurtulmaya ne dersin, ha?
I just thought it'd be nice to have supper in here... on this.
Düşündüm ki akşam yemeğini burada servis etmek iyi olur bunun üstünde.
It'd be nice to keep you, but I've got to be good... and keep my hands off children.
Seni alıkoymak isterdim ama çocuklardan uzak durmam gerekir.
It'd be nice to know.
Bilmek güzel olacak.
But it was nice to know that we'd be together again.
Ama yeniden bir araya geleceğimizi bilmek güzeldi.
It was Father's idea. He thought it'd be a nice surprise for you.
Babamın fikriydi.Sana güzel bir sürpriz olacağını düşünmüş.
IT'D BE NICE WHEN WE'RE HAVING OUR TEAS. COME, DEAR.
Çaylarımızı içmemiz iyi olurdu, gel tatlım.
I was thinking it'd be a nice spot to aim at.
Nişan almak için iyi bir hedef olabilir.
- It'd be nice if you'd mention R-o-b-a-r-d. Robard's jazz joint.
- Yazılarından birinde Robard'ın caz grubuna da değinmen çok iyi olur.
If it weren't for the scars on his face, he'd be rather nice looking.
Eğer yüzündeki yaralar olmasaydı, hoş görünümlü bile olabilirdi.
I thought it'd be nice to stop and make a fire.
Durup bir ateş yakmanın iyi olacağını düşünmüştüm.
Now we've cuddled nice and said all our goodbyes, but I'll say it again. We'd be fools not to face it.
Şimdi kucaklaşalım ve bir an önce vedalaşalım,... tekrarlıyorum, bunun aksi davranmak bencillik olur.
It'd be nice to settle down... and maybe you and me...
Bir yere yerleşmek iyi olurdu. Belki sen ve ben...
Don't you think it'd be nice?
Bu harika olmaz mı?
It'd be nice to sit by ourselves in our own room and... Read a book.
Kendi odalarımızda oturup kitap okumamız daha iyi olurdu belki.
It'd be nice to have a roof overhead tonight.
Bu gece başımızı bir dama soksaydık iyi olurdu.
You know it would be nice if children could be born into this world with an absolute guarantee they'd have just the right kind of bringing up and all lead happy, normal lives, but...
Çocuk doğurmak, onlara mutlu ve normal bir yaşamı garanti etmek çok hoş olmalı.
It'd be kind of a nice revenge to take you away from both of them.
- İkisinden de intikam alabilirim.
It'd be nice to have a car. - I get you.
- Arabamız olsa iyi olurdu.
I thought it'd be a nice place to honeymoon.
İyi bir balayı yeri olur diye düşündüm.
- I thought it'd be nice to prove to him that you were sorry after all these years.
- Bunca yiI sonra üzgün oldugunu kanitlamak hos olur diye düsündüm.
I'm thinkin'how nice it'd be if I had a fountain drink.
Bir çeşme olsa da, kana kana içsem diye düşünüyordum.
It'd be nice if you could avoid fortissimo for a while.
Bir süre gürültü etmezsen memnun olurum. Bak!
It'd be nice to have somebody look in the middle, but, uh...
Birinin ortayı gözlemesi iyi olacak, ama- -
- It'd be right nice, yeah.
- Çok hoş olurdu, evet.
It would be nice if you'd serve me some coffee every once in a while.
Belki bir ara sana uğrarım ve bana bir kahve ikram edersin.
It'd be nice to sleep with her.
Onunla yatmak ne güzel olurdu.
It would be nice if you'd get your story straight, man.
Neden biraz dürüst olmayı denemiyorsunuz?
- Yeah, it'd be nice if somebody did.
- Tabii, birinin okuması iyi olur.
It'd be nice to be in the castle when it happens.
Bu olduğunda şatoda olmak güzel olurdu.
It'd be nice if you came... on holiday with me.
Benimle tatile gelsen ne güzel olurdu.
If we could come here everyday... it'd be so nice!
Buraya daha sık gelmeliyiz öyle değil mi!
It'd be nice to plant thoughts in heads, so that no one would have bad memories
Düşünceleri kafalarda yetiştirmek hoş olurdu, böylece kimsenin kötü hatırası olmazdı.
I thought it'd be a nice touch.
İyi bir ayrıntı olacağını düşündüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]