English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ I ] / It had

It had Çeviri Türkçe

68,512 parallel translation
It had, like, an extra leaf on the cornstalk.
Mısır sapında fazladan yaprağı vardı.
And he said he wouldn't tell the rest of the board until it had paid off.
Para kendini amorti edene kadar kurula söylemeyeceğini söyledi.
Maybe you wish it had worked out with romero.
Belki de Romero'yla ilişkinin yürümüş olmasını diliyorsun.
The people in it hadn't had a wash?
İçindeki insanlar yıkanmamış mıydı?
She asked me in to open the window. It had stuck.
Benden camını açmamı istedi.Sıkışmıştı
I'm sorry it had to happen here in our home.
Evimizde olduğu için çok üzgünüm.
It had to be a prank.
Eşek şakası işte ya.
It had a nail in it.
Üzerinde çivi varmış.
See, you just had to get it over with.
Gördün mü, sadece yapman gerekiyordu.
I know it's not fair that you've had to sacrifice your extracurricular activities and programs.
Ders dışı etkinliklerinizden ve programlarınızdan fedakarlık etmenizin adil olmadığını biliyorum.
I had a pain in my side and I, I didn't think much of it, but I went to get it checked out.
Yan tarafımda bir acı vardı. Çok takmadım. Ama kontrol ettirmeye gittim.
Had to be something worth it out here.
Burada buna değecek bir şey olmalı.
I mean, we had someone, some people that came by, but it was only a couple of hours.
Gelen birileri oldu ama sadece birkaç saatliğine.
I thought I had it all figured out.
Her şeyin farkına vardığımı sanıyordum.
If anyone had the responsibility to make sure that we didn't leave you behind, it was me.
Seni partide bırakmadığımızdan emin olacak biri varsa, o bendim.
No, I don't totally understand it, but, look, I know that we had something.
Hayır, tam olarak anlamıyorum, Ama aramızda bir şey olduğunu hatırlıyorum.
I had her first. It's okay.
Önce onu aldım.
Hey, why is it you never had a girlfriend?
Neden hiç sevgilin olmadı?
The dream you had... sell it.
Hayalini sat.
It so happened that I had a doctor friend and he would tag along as well.
Bir doktor arkadaşım vardı o da hep bizimle beraber takılıyordu.
And I had to do it for Husain.
Hüseyin için bunu yapmak zorundaydım.
- They'll have had their dabs all over it.
- Üstünde hepsinin izleri vardır.
- We had it examined.
- Biz onu inceledik.
We had to lift it off very carefully, but there's one small part of that stamp where the adhesive didn't quite take.
B onu dikkatlice kaldırdık, Ama orada yapışıp çıkarılamayan.. .. küçük bir parça pul var..
In 1802... he built it to bring clean water to the city'cause they had an outbreak of cholera.
1802'de. Şehire temiz su getirmesi için inşaa etti. Kolera salgını ile uğraşıyorlardı.
But when I was alone in the room... with him, with his body... it was... I-I suddenly realized I... I just had it all wrong.
Ama odada yalnızken onunla, bedeniyle... Aniden farkettim ki her şeyi yanlış anlamışım.
I was angry when I heard someone else had done it.
Başkasının yaptığını duyunca sinirlenmiştim.
He had nothing to do with it.
Hiç ilgisi bile yoktu.
Maybe even if your father had to die, The child did not need it.
Belki babanın ölmesi gerekse bile, çocuğa gerek yoktu.
If you had found the cure, you wouldn't have been attacked after you took it.
Tedaviyi bulmuş olsaydın, onu kullandıktan sonra sana saldırmazlardı.
Ah, don't worry about it, Josh, you... you two had so much to organize.
Endişelenme Josh, Lucy'le planlamanız gereken daha çok şey var.
Don't worry about it, darling, you and Josh had so much to plan.
Endişelenme hayatım, Josh'la planlamanız gereken daha çok şey var.
As I bowed before it, I had a revelation, and that's when I wrote this.
Onun huzurunda diz çöktüğüm an bir aydınlanma yaşadım. Ve bunu da o zaman yazdım.
I had no choice, I had to do it.
Başka şansım yoktu, yapmak zorundaydım.
Dr. cairn had it personally adjusted for you.
Dr. cairn elinde Şahsen düzeltilmiş senin için.
You just think I'm some spoiled brat who's never had it hard'cause I didn't have to walk a mile to school.
Okula yürüyerek gitmem gerekmediği için şımarık bir velet olduğumu düşünüyorsun.
It seems like Michael had finally found true love, but nothing could have prepared him for true heartbreak.
Sonunda Michael doğru aşkı bulmuş gözüküyor, ama sağlam bir kalp kırıklığı için hiçbirşey onu hazırlayamaz.
- We had fun telling it!
- Biz de bayılıyoruz!
Yeah. You clearly had it under control.
Evet, bariz şekilde kontrolün altındaydı.
Our Humvees had a weak spot, and the IED must have hit it just right.
Jiplerimizin zayıf bir noktası vardı ve bomba tam da doğru yerde patladı.
Our mother had just died, and I don't know if you know, but... You know, maybe he hid it really well from you.
Annemiz öldü, biliyor musun bilmiyorum ama belki senden çok iyi sakladı.
Come on, that had nothing to do with it.
Yapma, bunun onunla hiçbir ilgisi yoktu.
Because I thought that somehow it was fair because Noah had totally fucked up my life, and so I-I thought maybe this would make it even.
Çünkü bir şekilde bunun adil olduğunu düşündüm. Çünkü Noah hayatımı mahvetmişti. Ve belki bu onu yola getirir diye düşündüm.
It was like a terrible storm had lifted.
Korkunç bir fırtına çıkmış gibiydi.
Yeah, but then we would have gotten caught in a situation where we had to prove it.
Sonra da ispatlamak için bir şeyler yapmamız gerekecekti.
Yeah, well... we never really had any, uh... real control over it.
Evet, biz gerçekten üzerinde gerçek kontrol sağlayamadık.
Now, see, if I recall... it was hypocrisy he had a problem with, not religion.
Yanlış hatırlamıyorsam sorunu ikiyüzlülüktü din değil.
If you had a good idea, it would die of loneliness.
Kafanda iyi bir fikir olsa o bile yalnızlıktan ölürdü.
You think the... this church ever had a-a fence around it?
Kilisenin etrafında eskiden bir çit var mıydı acaba?
You had it comin'.
Hak etmiştin.
Sometimes it's even more difficult to process a complicated relationship like the one he had with his mother, but it still has to be painful.
Bazen annesiyle sahip olduğu gibi karmaşık bir ilişkiyi tartmak çok daha zordur ama yine de üzücü olmalı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]